İstanbullu baharın geldiğini üç çiçek ile idrak eder: Papatya, Erguvan, Lâle... Papatya iddiasız, mütevazidir; kırlarda, bayırlarda açar, her bakan göz görmez. Toplayana bedava, alana çok ucuz olduğu için sevgiliye filan maazallah götürülmez. Erguvan rengiyle baştan çıkarıcıdır... Işık ağacıdır... Çiçekleri sadece Nisan-Mayıs ayında açar... (Hermafrodit, yapraklanmadan önce açar) Boğaz'a nazır Emirgan'da çay içerken bakmak [...]
1986. 18 yaşındayım. Erdal Öz "Gülünün Solduğu Akşam"ı yayınlamış. Deniz'ler, Yusuf'lar, Hüseyin'ler. Hikayeleri ve idamları. O zamanlar günde en az bir kitap okuyordum.. Ama o gün başka kitap okumak istemedim. Çok etkilenmiştim. Babam kitabı nasıl bulduğumu sordu. İdealleri uğruna kendilerinden vazgeçen insanlara hep hayran olduğumu, ve genç insanların toplumu değiştirme çabalarının kutsallığını, biraz da gözlerim dolarak anlattım. Sanırım, benim [...]
Dün çok yoruldum, akşam erken yatar, yastığın derinliklerine gömülür giderim diye geldim otele. Öyle de oldu nitekim, saat dokuz gibi sızmışım. Tak tak tak... Yerimden fırladım. Ruslar geldi galiba. "Ses çıkartma, giderler" diye bir şey duymuştum, Rus işgali sırasında Bitlisliler denemiş bunu. Biraz daha gömüldüm yastığa. Tak tak taaaaak.... Ne yapmalı... kesin Rus bunlar. "Kurbağa sesi çıkartayım" dedim, [...]