Efsanevi Kızılderili Şefleri
20 yüzyıl ortalarından sonra Amerikan film sanayisinin gelişiminde vahşi batıyı anlatan filmler bayağı bol olarak üretildi ve pazarlandı.Kovboylar ve Kızılderililerle tanışmamız bu filmlerle oldu belki de.Bu filmlerde genelde beyaz adamın gözünden Kızılderililer hep düşman olarak gösterildi.Savaştılar yaktılar yıktılar ama sonunda beyaz adam tarafından katledildiler , kandırıldılar…Aslında kaybedilen her parça o uygarlığın kendi parçası doğal olarak kendi kültürüdür.Amerika kıtasının keşfi sırasında bu katliam kültürleri yok ederken aynı zamanda doğal yaşamın dengesi de bozulmuştur.Oysa Kızılderililer doğanın insan için vazgeçilmez bir olgu olduğunu görmüş,yeryüzüne saygı göstererek yaşamışlardır.
‘ Sessizlik nedir ?’ sorusuna cevap verirler. ‘O büyük Ruhun sesidir.’
İşte bu kültür içinde bazıları var ki her kültürde her uygarlıkta olduğu gibi isimleri hala yaşamaktadır.Ben bu yazımda elimden geldiğince sonsuz topraklarda hala isimleri yaşayan bu efsanevi Kızılderili şeflerinden bazılarına yer vereceğim.
Oturan Boğa ( Tatanka Iyotanka ) :
1831 yılında doğan Sitting Bull 1868 yılında cesareti ve gücünden dolayı Lakota ( Sioux) kabilesinin lideri olmuş ve saygı duyulan Kızılderili şefi olarak tarihe yazılmıştır.1890 yılında ölmüştür.İlk kez 14 yaşında bir savaşa katılmıştır.beyazlarla 1863 yılında ilk kez savaşmıştır.Hiçbir savaşında kadınları ve çocukları öldürtmemiş adil bir savaşçı aynı zamanda bir Şamandır.Bir çok savaşı kazanmasına rağmen General Custer’ın bitmek bilmez saldırıları sonrasında 1877 de halkıyla beraber Kanada bölgesine yerleşmiş ama 4 yıl sonra yiyecekten yoksun kaldıklarında yaşamlarını devam edebilmek için güneye doğru ilerlediler.1881 yılının temmuz ayında artık seçenek kalmadığını anlayan Sitting Bull rezervasyon bölgesine yerleşmeyi kabullendi.Beyazlarla yüz yüze görüşmeyi hiç kabul etmeyen Oturan Boğa hükümet komisyonunun isteklerine karşı da ‘’Eğer Washington’da tek bir cesaretli adamınız varsa onu buraya gönderin onunla konuşurum’’ demiştir.1885’te Buffalo Bill’in vahşi batı Showlarına katılması ve fotoğraflarının çekilebilmesi için teklifler sunuldu .Halkı için kabul etti ama ancak 4 ay dayanabildi.1890 yılında bir Miniconjou Lakota yerlisi olan Kicking Bear ona beyazların gücünü yok etmesi için Ghost dance’a katılmasını önerdi.Bu dansa katılırken tutuklanması için 43 yerli polis (ne kadar yerli denebilirse) de oraya gitti.Kaldığı barakadan çıkarıldı adamları onu korumak istedi kargaşa çıktı.1 polis vurulunca diğer polislerin ateş açmasıyla Sitting Bull (Oturan Boğa ) ve oğlu Crow Foot (Karga Ayak ) hemen orada öldürüldüler.Kuzey Dakota’daki Fort Yates mezarlığına gömüldü.
‘ Eğer Büyük ruh benim için bir beyaz adam olmamı isteseydi beni öyle yaratırdı.Ben onun izniyle yaşamdayım.Sizin kalbinizde kesin istekler ve planlar var,oysa benim kalbimde başka arzular var.Kartallar kartaldır,karga gibi olamaz.Şimdi biz yoksuluz ama özgürüz.Adımlarımızı bir beyaz kontrol edemez ve eğer bizler öleceksek doğrularımızla öleceğiz.’
Geronimo (Goyathlay) :
Geronimo veya diğer adıyla Goyathlay 1829 yılında doğmuştur.Bir Bedonke Apaçisidir.1858 yılında bir gün eve döndüğünde eşi,annesi ve 3 çocuğunu İspanyollar tarafından öldürülmüş buldu .Anlatılanlara göre o günden sonra Geronimo beyaz olan herkese karşı nefret duymuş ve elinden geldiği kadar beyaz öldürmeye çalışmıştı.Geronimo aslında bir şef değildi ama bir şamandı.Bu yönüyle savaşçılığı birleşmiş ve Apaçiler arasında bir lider olmasını sağlamıştı.1870 de rezervasyon bölgesi San Carlos’a yerleştirilen Geronimo buradan kaçmaya çalışacak tutuklanacak bölgeye geri götürülücek ama o 3 kez daha deneyip dördüncüsün de tekrar başarılı olacaktı.500 izci ve 3000 Meksikalı asker onun peşine düştü.Sonunda yerli izciler onu bularak tekrar rezervasyon bölgesine götürdüler.Daha sonra 35 savaşçı ,kadın çocuk ve gençle birlikte tekrar kaçacaktı.Bu kaçış ve yakalanışlar birkaç defa daha devam etti ve sonunda 1909 yılında bir savaş mahkumu olarak Oklahoma da öldü.
Crazy Horse ( Çılgın At ) :
1849 yılında doğdu.O bir Lakotadır ve Siouxlara üye kabiledendir.Daha çocuk yaşlarda atletik yapısı cesareti ve atları kullanmaktaki mahareti dikkat çekmişti.16 yaşında ilk savaşına katıldı.1877 yılında daha 37 yaşında iken bir Amerikan askeri tarafından sırtından bıçaklanarak öldü.ama yaşadığı kısa hayatta halkının en büyük lideri olarak efsaneleşti.Hiç bir beyazla ilişki kurmayan ve eline kalemi alıp da hiçbir anlaşmayı imzalamayan Crazy Horse her zaman rezervasyon bölgesinden uzakta ve barış içinde yaşamayı düşlemişti.Ona ait resim veya fotoğraf yoktur yaşamı boyunca buna izin vermemiştir.Ancak görünüşüne ait tek şey , günümüzde de yapımına devam edilen dev heykeldir.Rushmore dağına ABD başkanlarının büstleri yapıldıktan sonra Kızılderililerde heykeltıraş Korczak Ziolkowski ‘den kendilerini temsil edecek bir heykel yapmasını istemiştir.1948 yılında yapımına başlanan bu heykelde Crazy Horse simgesi olan atıyla beraber kayaların üzerinde yer alacaktır.Anıtın boyu 27 m olarak planlanmaktadır böylece Rushmore dağındaki heykellerden 9 metre daha yüksek olacaktır.
Efsanevi Kızılderili şefleri daha çok fazladır yazmakla bitmeyecek hikayeleri vardır.Sonsuz topraklarında ruhlarının huzurla dolaşabilmesi için ben bildiklerimi sadece isimleriyle anacağım ;
1849 Red Cloud (kırmızı Bulut ) Lakota /Sioux
1850 Cochise (Cesur) Chiricahua / Apache
1851 Red Horse ( Kırmızı At ) Lakota / Sioux
1852 Little Crow ( Küçük Karga ) Lakota / Sioux
1853 Quannah Parker Comanche
1854 He –Dog ( O Köpek ) Oglala
1855 Little Big Man ( Küçük Dev Adam ) Oglala/ Lakota
1856 Crow King ( Karga Kral ) Hunkpapa
‘ Biz ağaçlara zarar vermek istemeyiz .Ne zaman onları kesmemiz gerekse önce onlara tütün ikram ederiz.Odunu asla ziyan etmeyiz,lazım olduğu kadar keser,kestiğimizin hepsini kullanırız.Eğer onların hislerini düşünmez ve kesmeden önce tütün ikram etmezsek ,ormanın diğer bütün ağaçları gözyaşı dökecektir, bu da bizim kalbimiz yaralar’ diyecek kadar doğa ile konuşan ve beraber yaşayan bu kültüre bir başka yazı ile dönmek üzere belki de hepimizin bir kısmını bildiğimiz Şef Seattle ‘ın mektubundan bir pasajla son vereceğim.
‘ Son Irmak kuruduğunda
Son ağaç yok olduğunda
Son balık öldüğünde
Beyaz adam
Paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak’