Hakikat
Sevgili Cem Şen’in şu notuna bayıldım: “Tüm deneyim, zihin tarafından yorumlandığı için zihinde oluşur. Gerçek, zihnin bir yorumundan başka bir şey değildir. Hakikat ise yorumun ötesinde durmaktadır. Sessiz bir zihin bu nedenle gereklidir.”
Üzerine düşündükçe bu cümlelerin meşhur odadaki fil örneği aklıma geldi. Hani bir odada bir fil varmış ve içeriye kör adamları salmışlar. Bir adam boynuzunu tutmuş, fil bu demiş; diğeri kulaklarını, diğeri ayaklarını, ötekisi kuyruğunu… Her biri filin bir parçasını tutup filin o olduğunu iddia etmişler. İşte buradaki hakikat fil, gerçek ise her bir adamın kendisinin tuttuğu parça… Her ne kadar herkes kendi tuttuğu parçanın tek gerçek olduğu konusunda iddialı olsa ve hatta bu yüzden kavgalar, savaşlar çıksa da; dünyadaki insan sayısı kadar gerçek vardır bu durumda. Herkes haklıdır. Çünkü herkes filin bir parçasından tutar, çünkü fili öyle hissetmektedir.
İşte burada size bir sır vereyim… Odadakiler aslında kör değiller. Sadece gözleri kapatılmış körebe oyunundaki gibi. Göz bantını fark etmek ve o bantı çıkartmak ise uyanış yani kıyametin ta kendisidir. Bantı çıkarttığınızda bir süre gözleriniz kamaşır, hiçbir şey göremezsiniz. Beyniniz görmeye alışmamıştır çünkü. Hatta görmeyi öğrenmesi için biraz da zamana ihtiyacı vardır. Fakat yavaş yavaş şekiller belirlemeye başladığında görmeye başlarsınız ki odada kocaman bir fil ve filin bir tarafına yapışıp “Gerçek budur” diye bağrışan bir sürü insan var. Hakikat ise bu sahnenin kendisi ve tahayyül edebileceğinizin ötelerinde…
İşte bu yüzden hakikatle birlikte kabulleniş başlar. Hiçbir şeyi reddedemezsiniz. Birisi oradan bağırır “gerçek elimde tuttuğumdur.” Bakarsınız adam kuyruğu tutmuş. Evet, kuyruk var mı var! Eyvallah kardeşim, o kuyruğu biraz da ben tutabilirim diyebilirsiniz veya ben dişlerini seviyorum orayı okşayım diyebilirsiniz veya ben böyle uzaktan doya doya izlemek istiyorum manzarayı da diyebilirsiniz. Buna da olanı kabullenmek ve seçim yapmak denir.
Odadaki fil, yaşamın, varoluşun kendisidir ve fil metaforundan çok daha büyük, sonsuz bir hakikattir. O zaman ŞİMDİ göz bantlarımızı çıkartmanın vaktidir ki manzaranın tadını doya doya yaşayalım.