felsefe taşı

Robin Williams’ın intiharından ne öğrenebiliriz

Robin Williams’ın intiharından ne öğrenebiliriz
Ağustos 23
17:47 2014

Komedyen ve oyuncu Robin Williams 11.Ağustos.2014’de öldü. Yerel yasal otoritelere göre , ölüm sebebi intihar.

Williams herşeye sahipti : az bulunur bir yetenek, eşsiz bir kariyer, aile, arkadaşlar. Bununla birlikte, eğer akut, derin bir depresyon içindeyseniz ve hiç bir çıkış yolu bulunmadığına inanıyorsanız, yetenek, refah, ün, aile ve arkadaşlar hiç bir anlam ifade etmeyebilir. Hatta, diğerlerinin siz olmadan daha iyi olacaklarına inanabilirsiniz.

Depresyon üzerinize çullandığında, bu can yakan, zehirleyici acıdan kaçmak dışında bir şey düşünemezsiniz. Bu depresif acı içindeyken, acıyı dindirmek isteyenler, mutlaka kendilerini de bitirmek istemezler. Bununla birlikte, özellikle artık hissettiklerine tahammül edemediklerine inandıklarında, ölüm tek çıkış yolu olarak görünür. Oyuncu ve komedyen Robin Williams için de böyle mi olmuştu ? Cevabı sadece Williams biliyor.

Williams’ın ölümü trajik oldu. Gereksizdi. Bu durumdan ne öğrenebiliriz? İntihar inançla ilintili bir ölümdür. Eğer inanç yanlış ise ne olur ? Depresyon son değildir. İntihar sondur. Depresyondayken, depresyonun yapıcı şekilde üstesinden gelmek haricindeki önemli hayat kararlarını almak ve uygulamak doğru olmaz. Depresyon ve depresyona bağlı komplikasyonları sağduyulu şekilde ele alan ve bilimsel geçerliliği olan pek çok yöntem bulunmaktadır.

Yaftalamak Anlamsız
Depresyon için hiç bir yaftalama olmamalıdır. Eski Yunan ve Mısır’da bu durum düzeltilebilir bir felaket olarak görülürdü. Her iki kültürde de bu durumun hoşgörüyle ele alındığını anlıyoruz. Günümüzde de, aydın insanlar depresyona benzer şekilde yaklaşım gösteriyorlar.

İntihar Riskini Neler Yükseltir ?
Robin Williams’ı tanıyan insanlar, onun hayatını sonlandırmadan hemen önce depresyona girmiş olduğunu söylüyorlar. Ayrıca endişe de sergiliyordu. Eğer bu doğruysa, hayatını sonlandırma kararını verdiği noktada neler olup bittiğini tahmin edebilirim. Çok büyük bir duygusal acı çektiğine inanıyorum. Zihninde hiç bir çıkış yolu bulamadığını sanıyorum. Bu anlamda , depresif düşünce gerçeği çarpıtıyor.

Depresyona ilaveten, Robin Williams’ın periyodik alkol ve madde bağımlılığı sorunları vardı ve bu alışakanlıkları defetmek için defalarca girişimde bulunmuştu. Depresyon ve madde bağımlılığı kombinasyonu iki yönlü olabilir : ilaçlar depresyonu yatıştırır, alkol ve ilaçlar depresyonu hızlandırır.
Robin Williams’ın intihar etmeden önce ilaç ve alkol kullanıp kullanmadığını bilmiyoruz. Eşi , öldüğünde alkol almamış olduğunu söylüyor.

İntihar eden depresyonlu insanlar arasında madde bağımlılığı risk faktörlerinden biridir. Diğeri ise gerçekçi olmayan ve olumsuz öz-eleştiridir. Gerginliğe tahammülsüzlük ise bir başka faktördür. Madde bağımlılığı konusu çözümlendiğinde, depresyonun kendiliğinden ortadan kalkacağını düşünenler olabilir. Depresyon, olumsuz öz-eleştiri ve depresyon acısını alkol ve ilaçlarla yatıştırmaya çalışmak aynı anda ele alınabilir. Aslında en doğrusu, bunların profesyonel bir ortamda ele alınmasıdır.

Robin Williams Parkinson hastalığının ilk evrelerindeydi. Parkinson hastalarının yaklaşık %14 ‘ü ölümü düşünür. Bununla birlikte, Parkinson hastası kişiler arasında intihar davranışının görülme oranı düşüktür.

Birden fazla stres ve yeni bir kronik hastalıkla uğraşma ihtimali birleşerek, Robin Williams’ın zihinsel stres ve gerginlikleri için bardağı taşıran son damla olmuş olabilirler mi ? Bu makalenin devamında okuyacağınız üzere, böyle üzücü sonuçlar yaratan abartılar önemli ölçüde düzeltilebilmektedir.

İntihara Eğimli Düşünceyi Ciddiye Almalıyız
Ölmeyi istemek , depresyondayken ne denlikötü hissedildiğini yansıtan pasif bir bir düşüncedir. Bu aktif olarak intiharı düşünmekten çok farklıdır. Ölümle ilgili pasif düşünce bağlam içinde tutmak açısından önem taşıdığında, intihara yönelik düşüncenin özellikle ciddiye alınması gerekir.

Genel popülasyondaki intihar oranı 100,000 de 10-12 veya yüzde .00011 ‘dir. ( Bu sayılar ülkeden ülkeye ve yapılan çalışmalara göre farklılık gösterebilir). Depresyonda olanlar arasında bu oran %2 ye kadar yükselmektedir. Bu istatistiğe yüksek risk altında olmaları sebebiyle hastaneye yatırılan depresyon hastaları da dahil edilmiştir.

Risk kaçınılmaz son anlamına gelmez. İntihar istatistiksel olarak ender görülmektedir. Depresyon karmaşık ve normalde eşlik eden tatsız koşullar içeren bir durum olmasına rağmen, pek çok insan depresyonun üstesinden gelmeyi öğrenebilir, öğrendiklerini hayata geçirebilir ve depresyonun tekrar gelmesini önleyebilir.

İntihar, yüksek oranda önlenebilir bir ölüm sebebidir. Örneğin, ümitsizlik ve çaresizlik düşüncesi
üzerinde etkin olarak çalışmak intiharı önlemede umut vaadeden bir süreçtir.

Depresyonlar Birbirine Benzemez
Tüm depresyonlar birbirinin aynı değildir. Bazıları görünür bir sebep yüzünden olur: Acı veren ve istenmeyen bir boşanma gibi. Bazıları daha hafiftir : Haftalarca veya aylarca , gün içinde aksaklıklar yaşanır, ve sonunda depresyon ortadan kalkar. Bazı depresyonlar tahmin edilebilir şekilde tahmin edilemezler. Geldiklerinde tüketirler.

Karamsarlık yoğunlaştığında, bunu kırmanın imkansız olduğunu düşünebilirsiniz. Oysa ki, bu katı düşünme formu , depresyonun sonsuza dek süreceği anlamına gelmez. Öyle olduğunu sanırsınız, oysaki düşünceleriniz geçici olarak hissettiklerinizi yansıtmaktadır.

Depresyonun, çoğunlukla, görünür bir tetikleyicisi vardır : bir kayıp, bir dizi aksikler. Bununla birlikte, yaptıklarınızı doğru şekilde yapamayacağınıza inandığınız, daha iyisini yapmak için kendinize baskı yaptığınız, yapılamayacak şeyleri yapmaya çalışarak kendinizi mahcup ettiğiniz , içten içe kemirici bir mükemmelliyetçiliği de yansıtmaktadır. Hayata karşı bu baskılayıcı yaklaşım öz benliğinize duyduğunuz saygıyı olumsuz olarak etkileyecektir.

Vakaların yaklaşık yüzde 60’ında depresyon öncesinde kaygı (endişe) görülür. Depresyonun endişeden önce görülme oranı %18’dir. Kaygı’yı ele alarak depresyon riskini azaltabilirsiniz. (Kaygının en yaygın tetikleyicisi mükemmelliyetçiliktir.)

Bazen depresyon beklenmedik şekilde gelir. “The Bell Jar “ (Sırça Fanus) isimli romanında, şair Sylvia Plath , depresyonunu yanmakta olan mumun üzerine kapanan cam bir fanusa benzetmiştir. Hayatı iyi gidiyorken dahi fanus kapanıyordu.

Tüm depresyonlar ciddidir. Bazıları daha fazla engelleyicidir. Tüm veriler dikkate alınmalıdır. Robin Williams’ın Trajedisinden Öğreneceklerimiz Nelerdir ?

Kendinizi veya tanıdığınız birisini, depresyona girip çıkılan ve bağımlılık yapan maddelerin kullanıp bırakıldığı gittikçe kötüye giden bir döngü içinde bulursanız, bu döngünün içinde tıkanıp kalmak zorunda değilsiniz. Bu durumu durdurup içinden çıkmanın yolları vardır.

Depresyonu kendinizi geliştirici aktivitelerle azaltabilir , hatta durdurabilirsiniz. Depresyon yaratıcı olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmeyi öğrendikçe depresyonun verdiği acıdan kurtulmaya başlayacaksınız.

Düşüncenizde gerçekçi olumlu değişiklikler yaparak beyin yapılanmanızı güçlendirdiğinizde, her iki değişiklik de sürdürülebilir olur. Uykusuzluğu azaltmayı öğrenerek ilerleme kaydedebilirsiniz. Fiziksel egzersiz iyi bir antidepresan aktivitedir. Bazı depresyon türleri tekrarlama özelliği gösterse de, yapılandırılmış, olumlu, bir aktivite programı izlemek kadar basit yöntemlerle tekrarlama sıklığı, yoğunluğu ve süresini azaltmak mümkündür.

Depresyonu, sanki mononükleoz (Beze Humması / Türkçede halk dilinde Öpücük Hastalığı) olmuşsunuz gibi kabul edin, ve depresif duyguların üzerine daha fazla depresif duygular gelmesi gibi ikincil semptomlardan kaçınmaya çalışın. Bununla birlikte, mono hastalığından farklı olarak, depresif düşünceyi kabul etmeyi reddederek, depresyonu geçici bir durum olarak görerek ve yapıcı değişim aktivitelerinde bulunarak depresyondan kurtulmayı hızlandırabilirsiniz. Enerji düzeyinin düşük ve başlangıç yapmanın zor geldiği bir dönemde bunu gerçekleştirmek kuşkusuz güç olacaktır. Öte yandan, bir de bunun alternatifi olarak ne kadar kötü hissettiğinize odaklandığınızı ve kendinize değişiklik için hiç bir şey yapamayacağınızı söylediğinizi düşünün.

Anlaşılması güç aşırı genellemeler çoğunlukla depresif bir ruh halinin göstergesidir. Hiç bir geleceğiniz olmadığını düşünebilirsiniz, ya da tamamen başarısız olduğunuzu. (Eğer iyi bir ruh hali içinde olsaydınız böyle düşünmezdiniz.) Bu şekilde genelleştirilmiş düşünce tarzı depresyonu yansıtır ve arttırır.Ben bunu soyut üzüntü (abstract upset) olarak adlandırıyorum. (Bariz olayları soyut üzüntü’ye nazaran daha iyi ele alabilirsiniz.)

Soyut üzüntüyü netleştirmeye çalışmak, bu düşünceye eşlik eden ekstra depresif sıkıntıya ait sır perdesini aralamaya yardım edebilir. Örneğin, gelecekyok ne demektir ? Kendinizle ilgili spesifikleştikçe, sizi bu ek yükten kurtaracak hedefli davranışlara yönelebilirisiniz.

Yapmış olduğunuz bir hatadan dolayı, kendinizi tamamen başarısız görüyorsanız, bu aynı hatayı sürdüreceğiniz anlamına gelmez. Eğer kendinizi bu tuzağın içinde bulursanız, “kanıt nerede” müdahalesini kullanın : “Aynı hatayı tekrar yapacağıma ve durumu düzeltemeyeceğime dair kanıt nerede?” Peki, kanıt nerede ?

Aktivite depresyon için bir çaredir, ve düşünce tarzınızı incelemek ya da düşüncelere kendi zamanı içinde kaybolmaları için izin vermek gibi faaliyetleri de içermektedir. Olumsuz düşünceyi kırmak için aktif olarak çalışarak, depresyona karşı rahatlatıcı bir kazanım elde edersiniz.

Depresyonu tetikleyen koşullar, depresyona karşı hassasiyet, depresyon hakkındaki inançlar, duygusal acıya tolerans, fiziksel semptomlar ve depresif ruh haline eşlik eden sosyal konular kişiden kişiye değişiklik gösterir. Sosyal konular, sosyal ya da mesleki durumun (statü) gerçek veya hayali kaybını içerebilir.

Depresyondan muzdarip olanların çoğunluğu depresyonu umursamamayı öğreniyor, ya da melankolik bir zihin ve beden durumuyla yaşamayı öğrenip, daha az acı çekiyorlar.

Depresyonu azaltmak ve tekrarlamasını önlemek için kullanılan kanıta dayalı psikolojik yöntemler, bilişsel davranışçı terapi, bilişsel terapi, kişilerarası terapi ve lisanslı uzmanlar tarafından yazılmış ve ampirik-yöntemle geçerliliği sağlanmış rehberlik tedavilerini içerir. Bunlar ve diğer kanıta dayalı yöntemler, depresyonun azaltılmasında ve aynı durumun tekrarlamasını önlemekte etkilidir.

Depresyona uygulanan bilişsel davrnışcı yöntemler, madde bağımlılığını terk etmek, diğerleriyle olan ilişkileri iyileştirmek, kendinizle daha iyi geçinmek gibi pek çok diğer zorlu durumda uygulanabilir. Örneğin, tekrarlanan negatif düşüncelerin üstesinden gelmek kaygı, depresyon ve madde bağımlılığının azaltılması ile ilişkilidir. Gerginliğe karşı tolerans geliştirmeyi öğrendikçe, muhtemelentahammül üzerindeki negatif etki azalacak ve hayatın kaçınılmaz sorunlarıyla baş edebilmek için daha fazla kaynağa ulaşılabilecektir.

Eğer ciddi şekilde depresif hissediyorsanız ve hayatınızı sonlandırmak gibi bir planınız varsa, durun. Yardım alın. Kendinize depresyona karşı kullanılacak yöntemleri öğrenmek ve kullanmak için zaman tanıyın ve sonra bunları depresyondan muzdarip diğer kişilere aktarın.

Bir son düşünce : Depresyon, madde bağımlılığı, intihar ve insan sıkıntısının diğer trajik formlarına karşı en iyi korunma , önlemektir. Pek çok gereksiz duygusal derdi önleyecek araçlara sahibiz. Ne yazık ki bunu yapacak ulusal isteğimiz zayıf.

Dr. Bill Knaus

Çeviren : Psikolog Serap Talay / Madalyon Kurumsal Eğitim Hizmetleri A.Ş.

Kaynak : http://www.psychologytoday.com/collections/201408/rip-robin-williams/what-can-we-learn-comedians-suicide

10.528 kez okundu
Paylaş

İlginizi Çekebilir

  • İhtiyarlara Yer Yok!İhtiyarlara Yer Yok! İnternetin yararlı olduğunu da unutmamalı. Ondan sadece eğlence amacıyla istifade edenler için zor olsa da. Doğrusu internetin yararlı bir araç olduğunun giderek unutulması düşündürücü. […]
  • Sosyal Medya KanseriSosyal Medya Kanseri Bir kaç hafta içinde öldüren bir kanser mi istersiniz, yıllar içinde yavaş yavaş vücudunuzu ele geçirecek bir kanser mi? Sosyal medyanın son onbeş yılda dijital kültür üzerinde bu denli […]
  • Sen Ne Yapıyordun?Sen Ne Yapıyordun? Teknoloji destekli ilerleme insan zekasını geriletiyor mu? Peki dümene yapay zeka geçtiğinde tablo nasıl dönüşecek? Teknoloji insan zekasını geriletiyor mu? Bilimsel bir araştırmaya […]
  • NöroiktisatNöroiktisat Yirminci asırdaki önemli bilimsel gelişmelerden bir tanesi, matematiksel yöntemlerin sosyal bilimlerde gittikçe artan bir ağırlıkla kullanılmasıdır. On dokuzuncu asırda, karar alma […]

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Kasım 2024
P S Ç P C C P
« Eyl    
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930  

Arşivler