Ritm
İnsan, hakkında konuşmakla ve yazmakla tükenecek bir konu
değildir. Yüz bin çeşit boyutu, yüz bin çeşit hali var insanın.Yürüyüşü,
konuşması, bakışı, gülüşü, düşünmesi farklı. Bazen de farklı olmasının benzerlikleri, benzerliklerinin kolayca fark edilemeyecek farklılıkları var.
İnsanları birbirinden ayırt eden de bu bireysel farklılıkları değil mi? Bu bireysel farklılıklar olmasa bugünkü, sosyo-kültürel yapıya ve teknolojik çılgınlıklara ulaşamazdık. Teknolojik çılgınlık diyorum; çünkü son 20 yıldır teknolojide baş döndürücü bir ilerleme var ve insanlar da bu teknolojinin ortaya çıkardığı yeni araçları çılgınlar gibi kullanıyorlar. Özellikle ülkemizde salgın bir hastalığa dönüşen cep telefonu kullanımı, kredi kartları, en son model televizyonlar ve hemen hemen her eve giren bilgisayar teknolojik çılgınlığın birer göstergesi. Her ne kadar bu araçlar insanlar arasındaki doğrudan iletişime bir dereceye kadar ket vurdu ise de insanlarımızın ileri teknoloji araçlarını kullanmaya ne kadar aç olduğunun da bir kanıtı gibi geliyor bana.
Dünyamızın bu hızlı ritmine ne kadar ayak uydurursak o kadar mutlu ve bir o kadar da başarılı oluruz. Ritm insan yaşamında önemli bir kavram bence. Ritm birlikte uyumlu davranışlar dizisi oluşturur. Doğanın kendine özgü bir ritmi var. Her bir insanın kalp atışının, yaşam biçiminin farklı ritmleri vardır.
Nedir bu ritm? Ritm bir müzik terimi olarak şöyle tanımlanmaktadır : “Tartım. Güçlü
ve güçsüz vuruşların DÜZENLİ ARALIKLARIYLA yinelenmesi. Bu
yinelenmenin bir kalıp halindeki oluşumunu yani ölçüyü yaratır.
Ölçünün insan yaşamında ne kadar önemli olduğuna, Sümerler, Asurlar, Mısır ve
uzak doğu düşüncelerinde değinilmiş ve insan yaşamında ölçülü olmanın
erdeminden söz edilmiştir.
Müzik başlı başına bir ritm örüntüsüdür. Yaptığımız müziğin ilk notasıyla
başlayan ritm, eserin tümünde aksamadan devam ediyorsa, o müzik eseri kendi
içinde tutarlıdır. Ritm bozukluğu ne müzikte, ne kalbimizin atışlarında ne de
yaşam biçimimizde yeğlenecek bir şey değildir.
Kalbimizin atış ritmine vücudumuzun tüm organları uyum sağlamıştır. Ritm
bozulduğunda ya da en ufak bir aksama olduğunda o anatomik sistemde bir anlık da
olsa bir duraksama olur, sanki yaşam durur; Bir senfonik orkestrada baş
kemancının bir anlık ritmi bozması, tüm orkestrada bir şaşkınlık yarattığı gibi.
Çünkü orkestrayı oluşturan onlarca enstrümanın bütünlüğünü sağlayan o ritm, o
ahenktir.
Orkestradaki bu ritm gibi insanın da bir iç ritmi vardır. Belki de bu iç ritm insanın yaşamının da biçimlenmesine neden olur.
Çevrenize baktığınızda bazı insanların çok uyuşuk olduğunu görürsünüz. Canları
hiçbir şey yapmak istemez. Bir odanın içinde bir koltuktan diğerine bile geçip
oturmak istemezler. Bu insanların iç ritmleri çok düşüktür. Ama bazı insanlar vardır
ki hiç yerlerinde duramazlar, sürekli hareketlidirler. Çünkü onların iç ritmleri
onları harekete zorlar. Hele bu iç ritm beyin fonksiyonlarını da olumlu yönde etkilerse ve o kişilerde okuma alışkanlığı ve düşünme yeteneği gelişmişse, bu kez o kişiler düşünce üretmeye ve eylem yapmaya başlarlar.Ve sürekli yeni bir şeyler yaratırlar.
Bu ritm dediğimiz şey toplumsal yaşamda da karşımıza çıkar. Her kentin ve o
kenti oluşturan insanların yarattığı kendine özgü bir ritmi vardır. Bu kentin ritmine ayak uyduranlar o kentte yaşamaya devam ederler, değilse terk ederler, çünkü
bireyin iç ritmiyle o kentin ritmi birbiriyle uyuşmamaktadır.
Bireylerin iç ritmiyle yaşanılan toplumun ritmi uyum içinde olursa o zaman
birey mutlu olur. Değilse ritm uyuşmazlığı nedeniyle bireylerde mutsuzluk ortaya
çıkar.
İki insanın birlikte oluşu ya da olmayışı da bu iç ritmlerin uyuşmasına bağlıdır.
Eğer iki bireyin iç ritmleri birbirlerine uyuyorsa o zaman doğal olarak birliktelik
başlar. Eğer bu ritm uyuşması yok ise, dış etkenler: güzellik, yakışıklılık, para vs
bir süre bu iki insanı bir araya getirir; fakat iç ritm farklılığı bu ilişkiye son verdirir.
O kişilere sorduğunuzda, bu ayrılığın nedenini açıklayamazlar. “Bir şeyler
gitmiyordu ve ayrıldık” derler. Bana göre, insanları birbirlerine yaklaştıran ya da
uzaklaştıran da bu iç ritm uyuşmasıdır.
Evren ve dünyadaki hiç bir şey durağan değildir. Her şey hareket halindedir.
Hareketin bittiği yerde ölüm başlar. Ritmin bittiği yerde de karmaşa vardır.
Doğanın sahip olduğu çok renkli, çok sesli örüntünün içindeki ritmle uyumlu bir
yaşam ya da yaşadığınız toplumu sizin ritminize uydurmak için gayret
sarfetmeniz dileğiyle …