Sonsuzluk Üzerine
– Sonsuzluk var mı Monchi? dedim geçenlerde.
– Neden soruyorsun? der gibi baktı yüzüme.
– Merak ediyorum.
– Aklında o kadar sınır varken, sonsuzluğu mu merak ediyorsun?
Yutkunup kaldım, halimi anladı.
– Yumurtanın sembolik olarak ne anlama geldiğini biliyorsun.
– Evet
– Şimdi bir yumurta düşün, dik olarak duruyor. Bil ki orası senin alemin. Başlangıcın orada.
– Tamam
– Sonra gelişimin devam eder, içeride biçimler (hal) değiştirir, dönüşürsün ve vakti gelirse, yumurtayı kırıp çıkmak istersin. Yumurtanın içinden yukarı doğru yükselip, kabuğu kırmak için uğraşırsın. Diyelim ki kabuğu kırdın, nerdesin ?
– Gökyüzünde?
– Hayır! Karşında bir başka yumurtanın kabuğu çıkar. Çünkü, senin içinde olduğun yumurtanın tepesinde de, ters duran bir başka yumurta vardır. Yani iki yumurta, sivri uçlarından birbirlerine dokunarak, altlı – üstlü dururlar. Uzaktan bakınca sonsuzluk işaretine benzer.
– Sonra?
– Sonra, sen kabuğunu kırdığında iş bitti, hürriyetime kavuştum, alemin dışına çıktım sanırsın ki, karşında bir başka kabuk çıkmıştır. Üstelik bu kabuğu dışından kırmak zorundasın.
– Kıramazsam?
– Kıramazsan, çıktığın yumurtaya geri düşersin, kırdığın kabuk kısa sürede kendini onarır ve yine vakit gelene kadar beklersin içeride.
– Diyelim ki kırabildim üstteki alemin kabuğunu da.
– O zaman o yumurta içindeki gelişme sürecin başlar.
– Sonra, o da bitince, üçüncü yumurta mı çıkacak?
– Yok, geri dönersin ilk yumurtaya, sonra yeniden çıkarsın, yeniden inersin… Her seferinde kabuk kendini onardığı için geçişler zorlu olur, sıkıntı verir, ama vakit gelir, süreç hızlanır, seyir hali kendiliğindenleşir.
– Süreç hızlanınca heriki yumurtada birden olma şansı mı doğuyor?
– Çok şey bilmek istiyorsun!
– Anlaşıldı. Peki, bazen üstüne yılan dolanmış yumurta motifleri görüyoruz gelenekde, bu yılan sürecin kesintisizliğini mi anlatıyor?
– İyi gidiyorsun.
– Madem sürekli aşağıdaki yumurtaya dönülecek, o zaman başlangıç da mı sürekli?
– Güzel soru, bunun cevabını insan vakti gelince, gereğine göre öğrenir.
– Nedense benim aklımda eskiden sonsuzluk uzay-mekan bağlamında biçimleniyordu, onu süreç olarak hiç düşünmemiştim.