Kaku ve Entelektüel Kapitalizm
Fizikçi ve fütürist Michio Kaku İstanbul’da yaptığı konuşmada dijitalleşmenin kapitalizmi mükemmelleştireceğini ve bundan bireylerin kazançlı çıkacağını söyledi.
Geçtiğimiz günlerde Turkcell firmasının düzenliği Teknoloji Zirvesi etkinliğinin ana konuğu Michio Kaku idi. Kaku fizikçi olmasının yanısıra fütürist şapkasıyla da tanınıyor. Bu çerçevede bir yandan geçmişle bir yandan da gelecek ile ilgili görüşlerini paylaştı.
Geçmişle ilgili dikkat çektiği ana konu dünya üzerinde görülen büyük felaketlerle büyük sıçramalar arasındaki ilişkiydi. Kaku’ya göre ekonomik anlamda büyük bir sıçrama yapan her devrimsel sürecin ardından büyük bir ekonomik yıkım gelir. Bu süreç üç kere yaşanmış. İlki buhar makinesinin icadıyla İngiltere’de başlayan sanayi devrimi ve ardından 1850’de Londra merkezli olarak ortaya çıkan ekonomik kriz. İkincisi 20. Yüzyılın başında elektriğin bulunmasıyla Amerika’da başlayan devrim ve ardından New York merkezli 1929 buhranı. Sonuncusu da internet ile 90lı yıllarda başlayan dijital devrim ve ardından 2008’de gelen global ekonomik kriz. Kaku’ya göre dördüncü bir kriz daha çıkarsa bu özellikle biyoteknoloji, yapay zeka, nanoteknoloji ya da kuantum alanlarının bir ya da birkaçında görülecek devrimsel sıçramadan kaynaklanacak.
Her teknolojik sıçramanın ardından ekonomik bir yıkım getirmesinin nedeni ise bu sıçramaların ekonomik anlamda bir balon yaratma sürecini tetiklemesi. O sıçramadan ekonomik anlamda nemalanmak isteyenlerin aşırı seviyelere çıkması balonu oluşturmakta.
Kaku gelecekte internet ya da dijital dünya ile insan etkileşiminin ve bu çerçevede yaşamın nasıl olacağı konusunda da görüşlerini paylaştı. Buna göre insanın dijital dünya ile etkileşimi gözbebeğine yerleştirilecek olan bir lens sayesinde olacak. Tüm düz mekanlar (örn. odaların duvarları) internet erişimi olan birer ekran haline gelecek. Bu sayede kişi göz açıp kapatarak ve bulunduğu odanın duvarlarını kullanarak internet üzerinden etkileşim kurabilecek. Kaku’ya göre bugün elektrik hayatımıza o derece girmiş durumda ki artık o hem her yerde hem de hiçbir yerde. Gelecekte de internet benzer bir hal alacak. Maliyetler o denli azalacak ki her nesne internete bağlanır hale gelecek. O zaman da internet her yerde yani hiçbir yerde olacak.
Kaku o gelecekte kapitalizmin mükemmelleşmiş bir hale geleceğini öngörüyor. Ve buna “entellektüel kapitalizm” adını vermiş. Burada artık konfeksiyon üretim yerini kitlelere yönelik terzi usulüne bırakmış olacak. Yani büyük veri kaynaklarının sürekli işlenmesi sonucunda bireyler seri üretim yapabilen imkanlardan kendilerine özel hizmet alacaklar (örn. kişinin vücut ölçülerine ve zevkine uygun bir giysi, dijital ortamda seçildiği anda üretilip kişiye teslim edilecek).
Bu dünyada orijinal fikir, ürün ya da hizmet üreticileri kazananlar kervanına katılacak. “Aracı” statüsünde kalan, sürece bir değer katmayanlar ise giderek kendilerine bu dünyada ekonomik anlamda bir yer bulamayacak.
Kaku’nun bu modelinde doğal olarak belli bazı kapitalist varsayımlar var. Örneğin aracı olmanın ötesine geçme vizyonu olmayan dolayısıyla da ucuz işgücü cenneti kalmaya devam edecek (ettirilecek) yöreler dünya üzerinde var olmaya devam edecek. Ki bu çark dönsün. En azından robot teknolojisi imdada yetişene kadar!
Bu çerçevede Türkiye (Kaku’nun da tespiti ile) büyük bir potansiyele sahip. Eğer onu harekete geçirecek kıvılcım olmazsa Türkiye global dünyada bu ikincilerin kulübünde kalacak. O vizyoner sıçramayı yapabilir, sahip olduğu potansiyeli harekete geçirebilirse kazananlardan olacak. Acaba böyle bir yol ayrımında olduğunu Türkiye’nin kendisi biliyor mu?