Antik Roma’da Mizah
Antik Roma’nın tiyatroya belirgin bir katkısı olmamıştır. Bu dönem daha çok Antik Yunan tiyatrosuna öykünme, o dönemin tiyatro eserlerini Latinceye çevirmek suretiyle Yunan tiyatrosunu kopyalama şeklinde geçmiştir. Bu dönemde özgün Roma tiyatrosunun örneklerinden diyebileceğimiz iki tür karşımıza çıkar. Hasat ve evlilik törenlerinde oynanan ve Roma toplumunun yöresel oyun geleneğinden doğan ve bir hokkabaz tarafından seslendirilen “ Carminafescennianay” ve Güney İtalya’da doğan, fars, parodi ve sosyal taşlama öğelerini içinde barındıran “FabulaAttelenay”.
Bu dönemle ilgi dikkat çekici olan, geleneksel tiyatronun sunduğu mizah türlerinden ziyade Roma imparatorları ile ilgili anlatılan hikayelerdir. Mizah bugün olduğu gibi Roma İmparatorluğu döneminde de zor ve tehlikeli bir iştir. Caligula gibi acımasız, bir parmak hareketiyle idam emri verebilen İmparatorların karşısında mizah yapmaya çalışmak gerçekten cesaret gerektiren bir durumdur. Mizah; hem mizahçı hem de İmparatorlar ve asilzadeler için riskli bir şeydir. Mizahçı için risk bellidir ama huzurunda gösteri yapılan soylu için risk pek dikkate alınmaz. Aslında onlar için de stresli bir durumdur. Halkın huzurunda yapılan bir gösteride esprilere yerinde ve gerekli tepkiyi verememek, ya da espriyi yanlış anlayıp kendisini ince ince yeren bir espri karşısında gereğinden fazla gülüp aşırı tepki vermek o soylu kişiyi halkın önünde gülünç duruma düşürebilmektedir. Bu mizahçının da istemediği bir durumdur çünkü Caligula gibi bir İmparatorun böylesi bir durumda tepkisi bellidir.
İmparatorların enteresan ve aynı zamanda acımasız sayılabilecek espri anlayışları vardı. Sarayda düzenlenen bir şölen esnasında Caligula’nın canhıraş kahkahaları karşısında sinirleri bozulan iki Roma soylusu İmparatora neden güldüğünü sorarlar. Aldıkları cevap iki soylunu kanını donduracak cinstendir.
– Parmaklarımı şıklattığım anda ikinizin de kellesinin uçacağı düşüncesi aklıma geldi…
Acımasızlığıyla tanınan bir başka Roma imparatoru Commodustur. Gladyatör filminden de tanıdığımız İmparator Commodus’un da ilginç bir mizah anlayışı vardır. Bir gün siyah saçlarının arasında tek tük beyazlar olan bir adamın başına bir çekirge kuşu koyar. Kuş adamın başındaki beyaz saçları solucan zannederek hepsini tek tek koparmaya başlar. B u durum İmparator Commodus’u çok eğlendirmiştir. Uzun süre zavallı adamın haline güler. Adamcağız kafasındaki yaraların iltihap kapması sonucu ölür ama bu durum İmparatorun çok da umurunda olmaz. O aklına geldikçe bu olaya kahkahalarla gülmeye devam eder.
Elbette ki tüm Roma imparatorları bu ikisi gibi acımasız ve espri anlayışı zayıf değildir. Örnek vermek gerekirse İmparator Augustus. Augustus hakkında bugüne kadar anlatılagelmiş pek çok hikaye vardır. Bunların arasından ilk akla gelen, dış görünüş olarak kendisine çok benzettiği halktan bir gençle arasında geçen bir diyalogtur. Hikayaye göre Augutus kendisine çok benzeyen bir gence rastlar. Muzip mizaçlı imparator gence seslenir:
– Delikanlı sen bana çok benziyorsun..Söyle bakalım annenin hiç Roma’ya yolu düşmüş mü acaba?
Delikanlının İmparatora verdiği cevap normal şartlarda kellesini götürecek cinstendir
– Annemi bilmem ama zamanında babam Roma’ya çok gelip gitmiş…
Caligula’nın o dakika gencin kellesini alacağı bu cevap Augustus’un çok hoşuna gitmiş ve sürekli anlatılıp günümüze kadar ulaşmış.
Bir sonraki yazımızda Avrupa mizahının izlerini sürmeye devam edeceğiz…