10 Madde Oku Hayatın Değişsin – 3
Kişisel gelişim iyidir. Toplumsal gelişim için en azından başlatıcı bir etkisi olur. Sonuç itibariyle birey olarak siz de toplumun parçası olduğunuz için sizin kişisel gelişiminiz toplumun da toplumsal gelişimi olarak düşünülebilir.
Madde madde “Hayata Dair Küçük El Kitabı” tefsirine devam ediyorum.
1- Bir vasiyet yaz ve nereye kaldırdığını en yakınlarına söyle. Öldükten sonra da insanları sinir etmek isteyecek olursanız bir vasiyet bırakmak size bu imkanı verebilir. Bana kalırsa bunu boşverip kalan ömrünüzü istediğiniz gibi yaşamak çok daha yaratıcı sonuçlar doğurabilir. Bu dünyadan sonra arkanızdan iyi anılmanın en garantili yöntemi vasiyet ile miras bırakmaktan çok, geniş kitlelerin faydalanabileceği eserler bırakmak daha iyi olacaktır. Şöyle düşünün, kaç kişi zamanının büyük liderlerini sevgi ile anıyor? Oysa güzel sanat eserleri bırakmış insanlar hala aramızda yaşıyor gibiler. Gün gelmiyor ki böyle birinin özlü bir sözünü yeni medyada okumayalım. Yalnızca para, mal ve mülk kazanacak seviyede bir etkinliğiniz olmuşsa bunları sizin ardınızdan çar çur edecek yakınlarınız hep olacaktır. Hatta ülkemizde bu işler o kadar iyi otomatik hale getirildi ki siz ölürseniz kimin ne alacağı anında belirlenip hak sahipleri bilgisini en yakın noterden öğrenebiliyor.
2- Hüküm vermeden önce, her iki tarafı da dinle. Bir konuda hüküm verme işi size kaldıysa omuzlarınıza da ciddi bir sorumluluk biniyor demektir. Her iki tarafı da dinleyip konuyu da güzelce araştırıp anladıktan sonra şunu da unutmadan kararınızı verin. Bir karar verildiğinde onunla ilgili olarak süren zaman durur. Yani sözün özü vereceğiniz karar çok önemli ve geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabilir. Dikkatli olun.
3- Kıskanma. mutsuzluk kaynağıdır. “Seven kıskanır” sözü uydurmadır. Belli bir olgunluğa gelmiş ve kendisine güvenen biri neden kıskansın ki? Konu sevilen bir kişi ise kıskançlık onu ve seveni sadece yorup hırpalar. Hayat kısa iken kıskançlığa zaman ayırıp da bu zamanı boşa harcamak doğru değildir. İş ve sosyal hayatta da kıskanmak yerine daha iyisini yapmaya çalışmak çok daha yaratıcı sonuca götürürken birini kıskanıp altını oymaya çalışmak, bir çalışma ortamı için gerginlik yaratan ve verimliliği olumsuz etkileyen durumlara dolayısıyla mutsuzluğa neden olur. Böyle durumlarda bir kişinin kazanması kazanan dahil tüm ekibin kaybetmesi anlamına gelebilir.
4- “Bilmiyorum” demekten çekinme. Bize özgü bir davranış kalıbı olması muhtemel bir konu var. Birine adres sorduğunuzda genellikle bilmese de size adresi tarif eder. Sonuç itibariyle yurdumuzda yaşamaya yeterince uyum sağlamadıysanız başka birine sormayı akıl edemez ve kaybolursunuz. Bu arada başka birine adresi bilmediğini söylemeye çekinip söyleyemeyen yurdum insanı daha büyük bir soruna neden olduğunu düşünmez bile. Örneğin bir yere geç kalmanız hayati öneme sahipse ve bu yüzden ciddi zarar gördüyseniz nedeni bu bilmiyorum itirafının yapılmamasıdır. Bilmemek yüzünden utanmayın. Toplumda kimse pek bir şey bilmiyor zaten. Yani yalnız değilsiniz. Ancak bu durumda kalmaktan rahatsız olun ve elinizden geldiğince çok konuyu öğrenmeye çalışın. İşe televizyonda izlediğiniz beyin süngerleştirici amaçsız dizi ve programları bırakarak başlayın. İlla televizyon izleyecekseniz kaliteli belgesel programlarını izleyin. Ancak öğrenmeye başlarsanız ne kadar çok şey bilmediğinizi fark edersiniz. Unutmadan adres sormak yenine akıllı telefonunuzun harita programını kullanabilirsiniz.
5- İşe ziyarete gelenleri ayakta karşıla. Kim olursa olsun karşınızdakine saygı duymak size saygı duyulması için önemli bir başlangıçtır. Gelenin kim olduğunu bilemezsiniz. Tanımadığınız büyük patronunuz, size büyük bir başarı sağlatacak bir müşteri ya da sizi başarılı bir projeyi yapmaya giden kapının eşiğine taşıyacak bir satıcı da olabilir. Tabi ben maliyeden geliyorum diye, ilgisiz bir maliye dergisi satmaya gelen kişi de olabilir bu. Olsun siz ayağa kalkıp geleni karşıladığınızda görüşmeye zaten 1-0 başlamış olursunuz.
6- Dizlerinin arasında bir fincan kahveyle asla otomobil kullanma. Bu konuda anlaşılmayacak bir durum söz konusu değil sanırım. Olmadı trafiğe kapalı bir alanda deneyebilirsiniz. Kahveniz de fazla sıcak olmasın.
7- insanları akrabalarına bakarak değerlendirme. İnsanlar ve şempanzeler arasında genetik açıdan %1-2’lik bir fark bu kadar büyük etki doğurabiliyorsa birinin akrabalarından çok farklı olabileceğini öngörebiliriz öyle değil mi? Yine de mafya ailelerinden uzak durmak akıllıca olabilir tabi.
8- Yavaş konuş ama hızlı düşün. Konuşma ve düşünme senkronu tutturmak mümkün değildir. Düşünce hızına yetişmeye çalışan konuşmacılar yeterinde iyi anlaşılamazlar. Yavaş konuşun ki karşınızdaki ne demek istediğinizi anlayıp içselleştirebilsin (tamam bu kelimeyi çok seviyorum, ne var?). Hızlı düşünen zeki biri olabilirsiniz ama bunu karşınızdakine gereğinden fazla bir hızla anlatmaya kalkarsanız iletişim aksayabilir. Vücutta bazı vitaminler çok önemlidir. Ancak bu maddelerin aşırısı zehirlenmelere de yol açabilir. Sizin konuşmanız da hızlı aktarmaya çalışırken telaffuz zorluğundan anlaşılmaz hale gelebilir. Devamlı, tiyatro eseri oynar gibi de konuşmayın her şey miktarı doğru olduğunda beklenen etkiyi gösterir.
9- Şoförü sarhoş olan bir arabaya asla binme. Hadi canım bunu anlamak o kadar da zor olmamalı. Çevrenizde hayatını bu yüzden kaybetmiş birileri muhakkak vardır. Yapmayın ölüm riskinizi boşuna artırmayın. Gerekirse ortada kalın ama hayatta da kalın.
10- Fransızca, İtalyanca ve İsveçce “seni seviyorum” demeyi öğren. Öğrenmek iyidir, sanırım buna kimse itiraz etmez. Hatta belki Rusça’sı da öğrenilse bir kaybı olmaz.