Sosyal Medya ve kullanım kılavuzu olmayan yakın sendromu
Sosyal medya melanetinin bir diğer önemli öğesi de doğru kullanmayı bilmeyen yakınlardır.
İyi niyetle dahi olunsa her konuya sirayet edilir.
Evinde ne ise burada da o olur karakter…
Çocuğunun, yakınının çevresinin her paylaşımına maydanoz olunur.
Özelden yazışılacak her şeyi tüm paylaşımların altına yazar.
Bıkkınlık verici ezber sözler tekrarlanır:
“Yaaa canımmm, Kurban olurummm,
Maşallah tu tu tu, Çok tatlıııııı, yerim ben onları hatır huturrr, bilmem nesinin kuzuları, o yanakları kemiririm ben,(ciddi bir açlık söz konusu görüldüğü gibi) öptüm seni, öptümmm, Allah nazardan saklasın, Allah ayırmasın, Allah… ve bolca sulu öpücük …”
I.Q. yerle yeksan muhabbet sürer gider.
Karşılıklı sağlam bir yıkama yağlama ise devam eder.
Artık geyikten sadece kendilerinin değil büyük bir şanssızlık eseri denk gelip okuyanların da boynuzları çıkar.
Bir el kitabı olmadığı için kendilerine genel kurallardan bahsedilir.
Örneğin “büyük yazmak bağırmaktır, başkaları da etiketli ise her fotoğrafa atlayıp kriz geçirme, her paylaşımıma zıplama, yalama yutma ”
vs… gibi.
Burada yol ikiye ayrılır, büyük bölüm izahlardan tatmin olup öğrenme sürecine girerken, yaşamında da pervasız olan kabile insanı sosyal medyayı da altın günü kıvamına çevirir.
Hiç karavana atmaz bu karakterler, asla boş geçmezler.
Kendileri ile alakalı olsun olmasın, her mevzuu doğal oyun alanlarıdır.
İstediğiniz kadar kırmayayım diye kibarca defalarca anlatın yapışacaktır.
“Benim şuyum-buyum değil mi sosyal medyada da yalar yutarım, kim karışır”
ile yoluna devam edecektir. (Burada akıl-mantık ve izan sahibi büyük çoğunluk zaten makası ayırmıştır yapışkanlarla…)
Bir aşırı coşkunluk hali bünyeyi sarmış, janjanlı parlatılmış sözde sevgi patlamaları yaşamaktadır. Tribüne oynamak, ıvırım sana söylüyorum zıvırım sen anla komik şark kurnazlıkları da zaman zaman sahne alır.
“Normal sohbeti nedir ki, sosyal medya sohbeti ne olsun bu karakterlerin” dendiğini duyar gibiyim.
Doğru bir tespittir, evet burası kişinin aynasıdır.
Ne kadar gizlesen de saklasan da ya da akılsızca tüm defterlerin ortada yaşasan da burası kişinin aynasıdır.
Olduğundan fazlası ya da azı değil doğru bakmayı bilen için bizzat bir aynadır.
“Sen kendi işine baksanacı” alan memnun satan memnun ağzı açıklığı bir kenara bırakarak, yaşamın nimeti olan bu karakterlere teşekkür etmek gerekir her daim.
Bireylerin kendilerinde ezkaza oluşabilecek bir davranış bozukluğu için ön uyarı tabelalarıdır. Yolda yanıp sönen ve bangır bangır bağıran
“sesli dikkat” amblemi uyarı görevi görür.
Her insanın bir fonksiyonu vardır zira bu hayatta.
Onların yanlışları insan gibi insanların yanlış yapma potansiyelini azaltır.
Örnek iyi olsun, kötü olsun anlayan için iyi bir eğitimdir.
Sevdiklerinizden çevrenizde bu tip örnekler var ise hiç tanımayan birisi çıkıp onların kalbini sağlamca kırmadan onlara kibarca anlatmakta fayda vardır.
Elbette burnunun dikine giden anlayışsız azınlık konu dışıdır…
Hedef kitleye sosyal mesaj kaygısı:
“Yalamayın, yutmayın, kimse görmüyor zannedip üzerinizde binlerce göz olan yerde
insanca diyalog kurun lütfen.”