Adına şiir yazılmamış kadınlar vardır bilir misiniz?
Adına şiir yazılmamış kadınlar vardır bilirmisiniz..?
Bu kadınlar kalabalığın içinde yalnızdırlar. Bu kadınlar özgürdür, kendi kurallarıyla yaşarlar, karakter sahibidirler. Kadın gibi kadındırlar, görünümleriyle, işveleriyle, kokularıyla.. Kimseye aldırış etmezler, haklarında ne konuşulduğu ya da ne düşünüldüğü onlar için önemli değildir. Değişmekten ve değişimden korkmazlar. Kendilerinde saklanmazlar. Kendileriyle barışıktırlar. Yarım kalmazlar, tamamlarlar ya da tamamlanırlar. Kendilerini keşifte en güzel yolculuğu onlar yapmışlar, İkarus gibi kendilerini unutup kanatlarını eritmeden varmışlardır özlerine yine de güneşe yakın uçarak..
Bu kadınlar aşk kadınlarıdır, aşkla güzelleşirler ama aşka tutsak kalmazlar. Gerektiğinde geride kalanlara veda ederler yenilerine yer açmak için.. Hayat gibi kendileri de değerlidir ve değer vermeyenleri derinlere gömerler. Onları, onlardan alacaklara yoktur eyvallahları. Her sabah uyandıklarında aynadaki gülümsemeleri önce kendileri içindir. Şükürdür, saygıdır, sevgidir, değerdir bu karşılaşma..
Evet adına şiir yazılmamış kadınlar yalnızdır bunca kalabalığıniçinde. Bu hayatı kendileri için yaşarlar ve bu korkutucu gelir diğerlerine. Tabuları yıkmışlardır kendilerince..Yasaklar, uyarılar, kurallar anlamsızdır. Öylesine özlerine hakimdirlerdir ki, hayatın anlamını öylesine sindirmişlerdir ki.. Yalnızlıklarının ortasında hemen fark edilirler. Ortama girdiklerinde kraliçe edasıyla süzülürler meydan okurcasına. Dikkat çekmek için değildir bu duruş, kendilerine verdikleri önemdir bu. Önyargılardan sıyrılmak içindir, kendilerini tanımlamak adınadır. Kabule ihtiyaçları yoktur, onlar hayat tarafından en ön sıralarda kabul görmüşlerdir.
Sevdikleri hep hayatlarının içindedir, değişimle değiştirmezler kıymetlilerini. Vefalıdırlar; hayata, aşka, dosta; ta ki vefaları kullanılmadıkça..
Özgürlük en önde gider onlarla birlikte ve aynı ritmi tuturmuşcasına. Kolay değildir ritme ayak uydurmak ve tökezlememek bu hayatta. Onlar için özgürlük başkalarının yaşamlarına girmek değildir, dünyada kendi alanlarını yaratabilmektir. Akıllarına geleni dile getirmek değildir, durduğun yeri bilerek dökmektir kelimeleri. İçini, dışını olduğu gibi göstermek, gösterebilmektir kendine ve diğerlerine. Koşmak değil, sakince yürüyebilmek ve fark edebilmektir adımlarını. Dününden olduğu kadar bugünden pişman olmamak, yarına umutla bakabilmektir. Nefes almaktır değerini bilerek, şükrederek. Denizin tuzunu ağzında, yağmurun kokusunu burnunda, çimenlerin yumuşaklığını ayaklarında, aşkın heyecanını kalbinin her zerresinde bir çocuk sevinciyle hissedebilmektir. Her sene yeniden, aynı heyecanla kendi baharın olabilmektir. Başkası için değil, kendin için yaşamaktır özgürlük adına şiir yazılmamış kadınlar için..
Zordur bunu kazanmak, özümsemek, koruyabilmek.. Hayatta fedakarlıklar yapmak gerekir uğruna.. Kayıplar yaşanır kazanırken bunu; kurallar ve kısıtlamalar, yanlış beklentiler, hatalı güvenler, aldanmalar, aldatılmalar, vefasızlıklar, hayal kırıklıkları yaşatır bu kayıpları. Bunlarla daha da sağlamlaşır duruşları. Dimdik ayakta durmak zorunda olduklarını ve bu kalabalık hayatta yalnız olduklarını iyi bilirler, herşey ve herkesten önce kendilerine güvenebileceklerini. Tüm bu deneyimler, savaşlar, yenilgiler güçlendirir onları diğerlerinin aksine. Duruşları dikleşir, edaları bir miğfer gibi korur onları. Onlar kendilerine yaptıkları yolculuğun sonunda gerçekte galiptirler. Kendileri ve hayatları tamamen kendi ellerindedir. Bağımlı değildirler, özgürdürler..
Durdukları yeri, kendilerine ulaşmayı, öze varmayı öyle çok istemişlerdir ki, ondan beslenmişlerdir. Esaretlerinin farkına varmadan yaşamışlardır önceki hayatları boyunca ta ki ikinci bir şansları olduklarının onlara iletilmesine değin.. Korkmuşlardır özlerine yapacakları bu yolculuktan. Çevrenin şartlandırmaları ve rutin kurallar nefes aldırtmamıştır onlara. Ama bu dileklerine öylesine sıkı tutunmuşlardır ki sanki olacakmış değil de, sanki olmuş gibi.. Su gibi akıllarında, sızı gibi yüreklerinde, her gece dualarında.. Vaz geçemezlerdi hayallerinden, öylesine sıkı tutuyorlardı ki yüreklerinde, kısıtlarcasına kendilerini..
Korkarlardı bırakırlarsa hayalini bir daha asla yakalayamayacak gibi özgürlüklerinin ucunu.. Ama dile getirmek yapmanın yarısıdır. Kendileridir kendilerinin öncelikli düşmanı, korkuları engeldir yollarında. Devam etmeye cesaret edebilmek deneyimlemektir özlerini.. Konuşmak kolay fakat fiile dönüştürmek cesaret gerektirir, farkındadırlar. Fakat hayata karşı dolmuşlardır artık, farkındalıkları ve donanımları ile devam etmekte kararlıdırlar yola, kendi içlerine, özgürlüklerine.Korku duvarlarını teker teker yıkmaya başlarlar cesaretle dimdik durdukları, sağlam adımlar attıkları ve yılmayacakları ilerlemelerinde, ödül büyüktür. Bu hayatlarının macerasıdır ve ufuk net gözükmektedir kendilerine. Maceranın tek anahtarı da kalplerinde saklıdır. Önceleri diğerleri bu anahtarın varlığından bile şüpheye düşürmüş olsa dahi onları, onlar benlikleriyle doğruya varmışlardır.
Onlar kendilerine yolculuğu en doğru yapabilen kadınlardır..
Kendilerinin çıktıkları yolda bulduklarını hayatlarına dahil ederler. Çünkü yolda karşılaştıkları onlarla aynı yöne doğru gidenlerdir, onlara en çok benzeyenlerdir. Aynı doğuyu, aynı batıyı kalp gözüyle görenlerdir. Yolda vazgeçtikleri ise yolundan çıkanlar ya da onu çıkartmak isteyenlerdir. En çok ta kalplerinden çıkarttıkları.. Yol onlar için tektir. Bu kadınlar içlerine sinmeyen yola, yalan dostun koluna, inanmadıkları kalbe girmezler, korkacakları bir şeyler kalmamıştır artık.. Hedefleri tektir ve ulaşılasıdır. İyiye, doğruya, özgürlüğe yöndürler artık..
Bilirler ki vardıkları yerde mutluluk, huzur bekler. Zincirlerin kırıldığı, güçlerinin açığa çıktığı, duruşlarının dimdik hale geldiği, isteklerince yaşayabildikleri, sevdikleriyle korkusuzca olabilecekleri, sevmediklerini hayatlarından kolayca silebilecekleri, kendilerine keyif veren herşeyi deneyimleyebilecekleri,diğerleri tarafından yargılansalar dahi cezaların onlar için artık anlam ifade etmeyeceği yerdedir artık onlar sonunda.
Böyle bir kadın güzeldir, hem de çok güzel..
İçiyle, dışıyla..
Dürüsttür, fikirleri ve düşünceleri serbesttir..
Hayat pozitiftir onlar için ve bunu tüm çevrelerine yayarlar..
Dinledikleri müzikler ya içinizi kaynatır, doldurur her hücrenizi coşturmak adına ya da sizi taşır hayallerinizin kollarına..
Gülümsemeleri sıcacıktır, yürektendir, anidir,hesapları yoktur. Taa içinize işler..
Bahar kokarlar; tertemiz, canlandırıcı, yumuşacık, duygusal kokarlar çiçekleri kıskandırırcasına..
Öpüşleri daha önce tadılmamış yepyeni bir tat gibidir, doymamış gibi, doyamayacakmış gibi..
Gözleri pırıl pırıldır, yıldızları iliştirmişler gibi.. İçten, yürekten, yargısız bakarlar. İşler bu bakışlar hislerinize..
Sesleri, sohbetleri huzur verir. Art niyet, önyargı yoktur. Sadece sevgi vardır tınılarında..
Peki neden adlarına şiir yazılmamıştır bu kadınların..?
Bu kadınlar korkutur şairleri çünkü kendileri khakkında yazılabilecek her şeyi kendileri yazmıştır zaten. Korkuturlar bağımsızlıklarıyla, kalıplara sığmazlar, dizeleri devirirler.. Yazmak zordur bunları. Dizelere sığdırabilmek için yaptıkları yolculuğu anlamalrı ve takdir etmeleri gerekir, yapamazlar.. Bu kadınlar kendi şiirlerini kendileri yazarlar..
Ne yaparsanız yapın sonuçta ne var biliyor musunuz? Her şeyin sonunda mutlaka iyilik var, güzellik var. İnana, isteyene ve hak edene.. Henüz karşılaşmadıysanız bekleyin ve görün.. Neden biliyormusunuz; mucizeler sadece sabırla bekleyene, kötüyü kötü gözle görmeyene sınavdır. Geçer deyip sabredene, yüzündeki ışıldamayla, sıcacık gülümsemeyle içini dışından hafifletebilene yakındır hayalleri. Vazgeçmeyin isteyin.. Özünüzden vazgeçmeyin, hayatı beklemeye almayın, tek düşmanınız olan korkularınızı yenin.. Hayat çok güzel ve çok kısa.. Yaşayın, gönlünüzce, özgürce.. Krlaiçe edasıyla bakın yaşama.
Yine benden bana ve sizlere.. Şiirlerinizi kendiniz yazmanız dileklerimle sevgiler yolluyorum kalplerinize..