felsefe taşı

Ruhsal Plasebo

Ruhsal Plasebo
Eylül 21
12:12 2015

Plasebolar:hastaya fizyolojik olmaktan çokpsikolojikaçıdan yararlı olmak üzere önerilen zararsızhap,ilaç ya da uygulamalardır. Özetle plasebo aslında gerçek değildir ama bilinen o ki; plasebonun etkisi gerçektir. Plasebolarla yapılan sayısız deney vardır ve çoğunda plaseboların insan üzerinde gerçek ilaçlar kadar efektif olduğu görülmüştür.Peki nasıl olabilir?Bu noktada plasebonun varlığı akla şu soruyu getirir: İnanç gerçeği şekillendirebilir mi?

Einstein’ın dediği gibi “ Sürekli olsa bile gerçek yalnızca bir yanılsamadır”.
Öncelikle astımlı hastalar üzerinde yapılan bir plasebo deneyine göz atalım. Bir ilaç firması yeni bir astım ilacı testi yapılacağını duyurur. Gönüllü denek olan astımlı hastaların nefes alma cihazlarınaına(inhaler),plasebo yani boş ilaç koyulur. Test sonuçlarına göre, hastaların neredeyse hepsi bu boş ilacı kendi ilaçları kadar efektif bulur. Ve hastalar kendilerini iyi hissetmiştir. Burada söz konusu olan elbette boş ilacın tamamen efektif oluşu değildir!

Bir başka bilimsel çalışmada ise bir grup gönüllü deneğe plasebo verilir. Ancak gönüllüler tarafından verilenin uyarıcı olduğu bilinmektedir. Plasebo verildikten bir süre sonra bu deneklerin hepsinin nabızlarında ve tansiyon değerlerinde önemli derecede artış görülür. Fakat diğer gruba uyku ilacı verildiği söylendiğinden onların nabızlarında ve tansiyonlarında yavaşlama görülür…

Araştırmalarım sonucunda bulduğum en ilginç çalışmalardan biri ise menisküs hastalarına yapılmış sahte operasyonlar ile ilgili olan. Bir dizi menisküs yırtığı olan hastaya sahte operasyonlar yapılır. Dizlerine anestezi altında kesi izi yapılır. Uyandıklarında bu hastalara operasyonda herşeyin iyi gittiği ve bir süre sonra tamamen iyi olacakları söylenir. Şaşırtıcı olan sahte operasyon geçiren hastalardan yüzde 80’inin 6 ay sonra tamamen iyileşmiş olduğudur. Hastaların ağrıları dinmiştir ve iyileşme süreci gerçekten operasyon geçirmişçesine başarı ile sürmüştür.

Bu çalışmalar etik mi değil mi Dünya’da hala tartışma konusudur. Etik olup olmadığı tartışıladursun; tüm bu ilginç çalışmalardan çıkarılan sonuç: Boşluğun, gerçeklik olduğuna inandırılan kişilerde gerçek etkiler yaratmış olduğudur. Öyleyse gerçeklik algısı veya yanılgısı sistemimizin kendini idame ettirebilmesi açısından olmazsa olmazıdır. İnanç: İster algısal olsun, ister yanılgı kişide var olduğu sürece gerçeğe dönüşebilendir. Bu demektir ki gerçekliğini düşündüğün veya hissettiğin her ne ise gerçekleşme şansı inancına paralel olarak artar.Bu nedenle kanserli hastalar içinde bile iyileşeceğine koşulsuzca inananların iyileşme şansı diğerlerine oranlanla kat kat fazladır. Söylemeliyim ki körü körüne inanmak değildir kişiye yardımcı olan. Güven ve inanç ikilisi yalnızca şansı fazlasıyla arttırandır… Gerçek olan öncelikle gerçek olduğuna inanılandır. Bu bir boşluktan ibaret olsa bile…

Plasebolar iyileştirir veya sürece yardımcı olur… Peki diğer inançlarımız plasebo etkisi yaratabilir mi? Örneğin uğurlu saydığımız bir kolye bize bir iş görüşmesinde şans getirebilir mi? Veya bir nazar boncuğu bizi çevredeki tüm negatif enerjilerden koruyabilir mi? Eğer inanıyorsak tabii ki bu inançlarımız da pekala plasebo etkisi yaratabilir. Bir çoğumuzun uğurlu bulduğu eşyaları vardır. O eşyalara anlamlar yükleriz. Salt anlamlar yüklemek değildir elbette onları etkili kılan. Belki de farkında olamadığımız nihai gücümüzün yansımalarıdır plasebolar. İster bilimsel olsun, ister ruhsal olsun plasebo her yönden boştur. Eşyalar veya ilaçlar yüklediğimiz anlamlar kadar efektif. Anlamlı olan yalnızca biziz. Gerçeklik ise yalnızca gerçek olduğuna inandıklarımız… Güç bizde ancak farkında değiliz…

Bir çoğumuzun bildiği çekim yasası veya pozitif olmanın önemi bile aslında sadece plasebodur. Ruhsal veya zihinsel olarak hepimiz düşündüklerimizi ve hissettiklerimizi gerçeğe dönüştürme gücündeyiz. Kanıtlardan yalnızca üçü bu makalede var. Çekim yasası bizim gücümüz kadar çalışır. Kısacası evrene ne ekersek, onu çekeriz. Nefret ekersek nefreti çoğaltırız, sevgi ekersek sevgiyi… Neye gerçekten inanırsak onu yaşarız. Korkularımız bazen gerçeğimiz olur. Öyleyse kendimizi motive edecek her unsur bizi iyileştirir, insanlığı iyileştirir…

İşine inanmak, ülkesine inanmak, kendine inanmak,diğer insanlara inanmak, barışa inanmak… İşte Dünya’yı harekete geçiren güç budur. Öyleyse her şeyden çok daha üstün olan bu gücünevreniyöneten büyükgücün yalnızca küçük bir parçasıolduğuna inanmak neden mantık dışı olsun?

Teşekkürler…

4.425 kez okundu
Paylaş

İlginizi Çekebilir

  • Tam ve Bütün OluşTam ve Bütün Oluş Yarın bu gece yarısından itibaren başlayan aslı ay döngüsünde olan kadim bir bayramı kutlayacağız. Kurban bayramı kadim bilgelikten beri çok ama çok önemli, değerli, kutsal ve daha da […]
  • Yola Çıkarken…Yola Çıkarken… İnsanın evriminde hiç kuşkusuz 5 duyusunun rolü büyük olmuştur. Bütün diğer hayvanlar gibi insan da doğayla iletişiminde beş duyusunu yoğun biçimde kullanmıştır. Ancak ayağa kalktıktan […]
  • Tutkulara TutunmakTutkulara Tutunmak Yıllar önce kafama koymuştum, öğrenecektim ata binmeyi. Yolum bir çiftliğe düşmüştü, atlar da vardı. Binmek için izin istedim, “olur” dediler. Bir “ilk” olacaktı benim […]
  • Post-Vicdan (Ötesi)Post-Vicdan (Ötesi) Modernizm bireye verdiği sözleri tutmadı. Onun dünkü problemlerini çözdü ancak başına çok daha büyük problemler açtı! Türkiye belli ki pek çok ülke gibi post-truth (gerçek-ötesi, […]

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Kasım 2024
P S Ç P C C P
« Eyl    
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930  

Arşivler