Holistik Bakış
Eskiden müzelerin deposunda değerli sanat eserleri saklanırdı (ve yıpranır, kaybedilir, yok olurdu) bugün de kamu kurumlarının dijital ortamlarında işlendiğinde işe yarayacak değerli veri. Holistik bakış önce veriye değer vermekle başlar.
Tarihe 68 Olayları olarak geçen ve ABD Kaliforniya ile Fransa’daki üniversitelerde başlayan öğrenci gösterileri döneminde öne çıkan başucu kitaplarından birisi de Herbert Marcuse’un “Tek Boyutlu İnsan”ı idi. Adının da çağrıştıracağı gibi kişinin çok boyutlu bir eleştirel düşünce zihnine, bakış açısına sahip olmasının öneminin altı çiziliyordu.
Yaklaşık elli yıl sonra bugün olaylara ve olgulara “çok boyutlu” ya da daha janjanlı bir ifade ile “holistik” bakmanın önemi yeniden vurgulanıyor. Bankacılıkta müşteriye verilen hizmetin “holistik” olması, müşterinin banka ile etkileşim kurduğu her kanal ya da mecranın diğerlerindeki etkileşimden de haberdar olması demektir (örn dün çağrı merkezini arayıp bir kredi başvurusu yaparken işiniz yarım kaldıysa bugün şubeye gidip işi kaldığınız yerden devam ettirebilirsiniz; şube personeli sizin yarım kalan sürecinizden bihaber çıkmaz).
Holistik yaklaşım modelini yeniden ve olası pek çok alanda uygulanabilir hale getiren şey ise aslında teknolojinin giderek daha çok veriyi yakalayabiliyor olması.
Yeri gelmişken “büyük veri” ifadesindeki semantik hatanın da altını çizmek gerek. Büyük veri ile uğraşan teknoloji firmaları, kavram dejenere olmasın diye bunu her dile getirişlerinde memnuniyetsizliklerini de ifade eder ancak bu ne yazık ki timsah gözyaşları; samimi değil. Çünkü “büyük veri” ifadesindeki temel hata ifade edilen şeyin “veri” değil “enformasyon” olmasıdır.
Veri, herhangi bir mecra olmadan kendi kendine var olabilen bilgi kırıntılarıdır. Bu bilgi kırıntıları herhangi bir ortamda kayıt edilmeye başlandığında (kağıt, disk ya da insan beyni) onun adı artık enformasyon olur. Bu kayıt altına alma sürecinde veride herhangi bir değişiklik olmasa bile. Örneğin her insanın bir yaşı vardır; ama Türkiye’deki vatandaşların yaş bilgilerinin saklı olduğu nüfus idaresi sistemindeki kayıtlar artık veri değil enformasyondur; çünkü kayıt altına alınmıştır; gerçeğin (veri) göstergebilimsel izdüşümü (enformasyon). O halde büyük veri değil, büyük enformasyon demek daha doğrudur.
Bu hatalı “büyük veri” ifadesinin işaret ettiği, kayıt altına alınmış verinin hacmi arttıkça, bunları belli bir mantığa göre işleyip sonuçlar üretme imkanları da artmaktadır. Bu da ilgili olay ya da olguya çok daha geniş bir açıdan bakma imkanlarını da beraberinde getirir. İşte holistik bakış!
Holistik bakış ilk etapta birbiri ile ilgili olmayan gündelik olaylarla ilgili yapılacak değerlendirmelerde işe yarayabileceği gibi çok daha büyük toplumsal, sosyo-kültürel ya da sosyo-ekonomik alanlarda tatbik edilebilir. Burada kritik olan şey bu veriyi işleyecek ve işe yarar sonuçlar üretecek modeller üretebilmektir.
Veri modellemesi son yıllarda işte bu nedenle giderek artan bir oranda aranan teknolojik beceri kümesi olarak öne çıkmaktadır. Veri orada bir şekilde depolanmakta, ancak bunun nasıl işleneceği konusunda kimsenin bir bilgisi yok.
Peki buna mukabil ne tür çözümler üretiliyor? Klasik “tecrübe” yöntemiyle üretilen. Bu budur, bu da şudur denerek baz alınan çözümler! Eskiden müzelerin deposunda değerli sanat eserleri saklanırdı (ve yıpranır, kaybedilir, yok olurdu) bugün de kamu kurumlarının dijital ortamlarında işlendiğinde işe yarayacak değerli veri. Holistik bakış önce veriye değer vermekle başlar.