felsefe taşı

Bir zamanlar, 19. yüzyılda bir zamanlar İngiltere’nin Yorkshıre bölgesinde yaşayan altı kardeş varmış. Babaları papaz olan kardeşlerin anneleri onlar daha küçücükken ölmüş. İki ablaları yatılı okula gitmişler ailelerini bırakıp. Kardeşler gözleri yolda ablalarını beklerken ikisinin de ölüm haberi gelmiş. Babaları eşinden sonra iki kızını da kaybedince hayata küsmüş, odasından çıkmaz olmuş. Adeta inziva hayatına çekilmiş. Böyle olunca da en büyükleri Charlotte hem evin hem kardeşlerinin sorumluluğunu almış üzerine.

Mezarlığa bakan kasvetli evlerinde yaşarken, hayata edebiyat sayesinde tutunmuşlar. Birbirlerine masallar anlatmışlar, hikayeler kaleme almışlar, kendilerine kurdukları hayali dünyada mutlu olmaya çalışmışlar.
Bu hüzünlü öykünün kahramanları Charlotte, Emıly ve Anne, yani edebiyat tarihinin en ünlü kadın yazarlarından olan Bronte kardeşler.

Okuryazarlık oranının çok düşük olduğu Victoria döneminde Charlotte ve Emıly Brüksel’de bir okula dil eğitimi için giderler. Charlotte evli öğretmenine aşık olunca büyük bir hayakırıklığıyla döner evine. Akrabalarından kalan küçük bir mirasla bir okul açsalar da bu iş de başarısızlıkla sonuçlanınca, kızkardeşlerin kırılan hayalleri daha da çoğalmıştır. Derken, ufukta, kasabanın her daim puslu olan havasında minik de olsa bir güneş parlar. Evde ortalığı topladığı bir gün bazı kağıtlar bulan Charlotte kardeşlerinin yazdığı şiirleri okur, kendininkileri de onlarla paylşır ve böylelikle 1845 yılında erkek isimleriyle ortak bir şiir kitabı yayınlamaya karar verirler. Kendilerine buldukları mahlaslar isimlerinin başharfleriyle başlayan, Currer, Acton ve Ellis Bell’dir. İki yıl sonra ise her birinin ayrı ayrı romanları yayınlanır.

Romanlarında yaşadıkları dönemin katı kurallarıı, ahlaki kaygıları, sınıf sisteminin getirdiği problemleri, pastoral bir yaşamın içine çok naif bir dille yerleştirmeyi becererek, şiirsel bir tarz oluşturmuşlardır.

Ailedeki yazar sadece üç kız kardeş değildi. Erkek kardeşleri Branwell de hayatı boyunca otuz kadar yayınlanmamış kısa öykü yazmıştır. Branwell el attığı hiç bir işte dikiş tutturamayan, alkolik ve evli bir kadınla ilişkisi olan bir gençtir. Bronte kardeşlerin romanlarındaki kahramanlarda ondan etkilendikleri açıkça bellidir. Branwell bir seyahatinden yanında kimsesiz küçük bir erkek çocukla dönmüş bu çocuk onlarla birlikte yaşamıştır. Peki, Uğultulu Tepeler deki Heatclıff karekteri için Emıly kimden esinlenmiş dersiniz!

Charlotte ve Emily ne fiziksel ne de karekter olarak birbirlerine hiç benzemiyorlardı. Hatta neredeyse onların iki kardeş olduklarına bile inanmak zordu.

Charlotte oldukça kısa boylu, çekici denilemeyecek bir görünüme sahip buna karşın çok konuşkan, dışa dönük ve zeki bir genç kadınken, Emily ise uzun boylu, güzel, zarif ama içine kapanık ve çekingen bir yapıdaydı. Benzer yönleri ise ikisinin de çok yetenekli olmalarıydı.

Emıly, üç ciltlik bir setin ilk romanı Uğultulu Tepeleri 1847‘de yayınladığında, kitap yerden yere vurulmuş, beğenimemişti. Kitabın son cildi ise diğer kızkardeş Anne’nin kaleme aldığı Agnes Grey’dir. 1850 yılında Charlotte bu romanı yeniden yayına hazırlamış, düzenleyip tek başına bir eser olarak yayınlatmıştır. Charlotte Bronte’ın yazdığı Jane Eyre döneminde best seller olmuş bir romanken Uğultulu Tepeler hakettiği değere ancak geçtikten sonra hakettiği değere kavuşarak, ingiliz klasikleri arasındaki yerini almıştır.

Erkek kardeşi Branwelli kaybeden Charlotte henüz bu acıyla başemeye çalışırken, Anne ve Emılıy de ard arda kaybedince oldukça sarsılır. Yine edebiyata sarılıp üç roman daha yazar. Yıllardır kendisine aşık olan babasının arkadaşı bir papazla evlendikten bir yıl sonra 1855’de ölür.
Onlar hiç zengin bir hayat yaşayamadılar. Gözleri sevinçle hiç parlamadı. Hayallerini tamamlayamadan erken yaşlarda veda ettiler dünyaya. Ama isimlerini edebiyatın sayfalarına pırıltılı harflerle yazdırmayı başardılar.
Peki bu masalın sonu mutlu mu bitti yoksa mutsuz mu! O da bakış açısına göre değişecektir

ESERLERİ:
CHARLOTTE BRONTE
Jane Eyre
The Profesor
Vıllette
Shırley

EMILY BRONTE
Uğultulu Tepeler

ANNE BRONTE
Agnes Grey
Tenant Of Wıldfell Hall