felsefe taşı

Puslu Kıtalar Atlası

Puslu Kıtalar Atlası
Eylül 05
08:57 2016

“İşte, içinde yaşadığın dünya da, bu şekilde hiçlikten yaratıldı. Ama hiçliğin öteki adı olan boşluğun bir parçası artmıştı. Bu parça ikiye bölündü ve birisi, boş bir levha olarak sana verildi.Senin gördüğün karanlık işte bu levhadır. Boş olduğu için onda elbette ki ışık yok, böylece sen levhada karanlığı görüyorsun.Ama dünyanın yaratıldığı boşluğun bir parçası olan bu karanlıktan sen, düşler yaratıyorsun.”

Dünyanın içinden geçtiği zamana bakıyorum.. Bakıyorum ve kalbimde, bedenimde müthiş bir acı hissediyorum. Yerkürenin yarısı kapkaranlık, diğer yarısı apaydınlık. İyilik ve kötülük birbiriyle sonsuz bir mücadele içinde. Öyle büyük kırılmalar, öyle önemli sınavlar veriyoruz ki insanlık olarak… İnsan insandan korkuyor, insan insana ateş açıyor, insan insana öfke duyuyor.
Dışarıda bir yerlerde, kendisiyle eşit koşullara sahip olmayanları yargılayan, bir diğerinin cahilliğinden kaynaklı eksikliklerine öfke duyan insanlara rastlıyorum. Birbirimizden korkuyoruz. Tahammülsüz bir dünyanın şevkat ve anlayıştan yoksun çocukları gibiyiz. Sadece kendimize benzeyeni seviyoruz. Puslu bir kıtada el feneriyle yol bulmaya çalışan ve elimizdeki fenerin pili bitince ne yapacağını bilemeyen insanlarız. Çünkü hazıra alıştık.

Hazıra alışmak ne demek?
Çalışmanın, üretmenin güzelliğini bilmemek demek. Yapmanın, paylaşmanın, tahammül etmenin yüceliğini ve güzelliğini unutmak demek. Başkası yapsın ben tüketeyim demek. Kendini, kaderini Tanrı’dan önce başka insanların ellerine teslim etmek, o insanların da Tanrı’nın yalnızca birer sureti olduğunu unutmak demek. İyi yaptığım şeyin ne olduğunu bulacak gücüm yok, böyle iyi demek. Hayatın içinde ayakta durmaktan korkuyorum demek hazıra alışmak. Kendi sorumluluğumu almaktan ve dünyaya karşı sorumlu olmaktan korkuyorum demek…

İhsan Oktay Anar, ne güzel söylemiş satırlarında:
“Kendi payıma ben dünyayı rüyalarımla keşfetmeye çalıştım. Bu yeterince cesur olmadığımın bir göstergesi olabilir. Aynı hatayı senin de yapmana yol açmak istemiyorum. Sana izin veriyorum, git. Git ve benim göremediklerimi gör, benim dokunamadıklarıma dokun, sevemediklerimi sev ve hatta, bu babanın çekmeye cesaret edemediği acıları çek. Dünyadan ve onun binbir halinden korkma.”
Çoğu insan, dünyada olmanın amacını bile keşfedemeden yaşar gider. Oysa hayatta her birimizin bir amacı vardır. Bu bazen iyilik yapmak, bazen yardım etmek, bazen sadece anne ya da eş olmak, bazen üretmek, bazen dinlemektir. Çok basit, küçücük bir şey olabilir yaşam amacınız. Esas mesele o amacı bilin ya da bilmeyin, kurduğunuz düşleri insanın iyiliği için kurabilmektir. Bir başkasının acısını nasıl azalttığınızı hiçbir zaman bilmeyebilirsiniz. O insanın hayata tutunduğu sihirli elsinizdir bilmeseniz de…

Düş kurmaktan korkmayın! Olabileceğiniz insanı düşlemekten korkmayın. Olabileceğiniz sonsuz potansiyelden korkmayın. Hayatta mutlu olmanın aslında çok basit bir formülü var. Beklentilerini sıfırla, hayallerini büyüt! Beklentilerini başka insanlara değil Tanrı’ya odakla, hayallerini ise kendi gücüne… Yaşam ışığın senin kendi kalbinde. Herkesin bir sınav verdiğini unutma. Ve herkesin o sınavdan aynı bilgiyle geçmediğini de… Bilmeyen biriyle karşılaştığında ayıplama, öğrenmesine yardım et.
Sevmeyen biriyle karşılaştığında kınama, sevginin güzelliğini göster. Hiç sevilmemiş ve aslında hiç sevmemiş biri çünkü.

Senden para isteyen biriyle karşılaştığında öfkelenme, yanında varsa çıkart ver. Beş lira verdiğinde sen de o da aç kalmazsınız. Ama verirken şunu da yap, iki dakika zaman ayır, konuş onunla. Sor, yol göster. Yapamıyorsan, ardından dua et. Daha güzel bir yaşama sahip olabileceğini anlat.
Tanrı’nın karşına kimi niye çıkardığını asla bilemezsin. Sınavında olabilir bu hayatta, en güzel ödülün de, görevin de…

Hayatta korktuğun anlarda dur. Dur ve bekle… O korku geçip de gidene kadar bekle. O algı değişene kadar bekle… Zaman seni büyüten şeydir.
İnsanları anladığını biliyorsan, seni anlamadıklarında daha fazla uğraşma. Kırılacaksın çünkü anlamasını bekliyorsun, ona ihtiyacın var. Ama yine de uğraşma, çünkü belki de anlaşılmayı beklemekten vazgeçmeyi öğrenmen gerek ilerleyebilmek için. Ya da o anlayabilmeyi öğrenmeli ama yapamıyor. Sen onu olduğu şekilde kabul et, ya da etme uzak dur.

Kolay olmayan her şey, o çizgiyi atladığında artık çok kolay olur. Çünkü deneyimlemişsindir. Deneyimlemediklerinden korkma. Her şeyden önce kendine zaman tanı…
Bu dünya puslu bir kıtalar atlası… Gölgelerinden yarattığın düşlerle ismini yazıyorsun o boş levhaya… Kelimelerini yaptıkların, rengini ruhun oluşturuyor.

Sana kimsin diye sorduklarında, olduğun onlarca şeyin yanında “İnsanım” diyebiliyor musun ona bak başını yastığa koyduğunda. Başkalarını değil, kendini yargıla evvela. Kırdıklarından özür dile. Bu alabileceğin en büyük sorumluluk aslında.

Puslu bir kıtalar atlası olan dünya, şu anda içinden geçtiği en zorlu dönemden geçiyor. Kabuk kırıldı, levha karanlık. Aydınlatmaksa senin elinde… Ne kadar aydınlatırsan, o kadar parlak bir yaşamın olacak… Hiçlikten, her şeyi yaratabilirsin. Bu yolda hep ışık yaratmayı seç. Doğduğun ve öldüğün yerin aynı olduğunu hep aklının bir köşesinde tut. Tut ki, bir olmanın gücü yaşamını aydınlatsın.

Puslu Kıtalar Atlası’nın bir köşesinde, bir gün karşılaşmak dileğiyle…

6.137 kez okundu
Paylaş

İlginizi Çekebilir

  • İyi ki doğdun Annem…İyi ki doğdun Annem… Canım anneciğim, bugün 16 Mart senin kutlayamadığım ilk doğum günün, Alışmak denen berbat kavramdan ne kadar nefret ettiğimi bildiğinden, hiçbir şeye alışmayan ben, senin yokluğuna da […]
  • YaşYaş OL- Neye ağlıyorsun yine? AĞ- Yok bir şey... OL- Ne demek yok bir şey? Var bir şey ki akıyor yine... AĞ- Yok bir şey dedim! OL- Yokmuş... AĞ- ... . . . OL- Hep böyle […]
  • Dolma KalemDolma Kalem Dolma kalem manyaklığı diye bir şey olduğunu yeni öğrendim. Öğrenmek ne ki, hasta oldum hastaaa... Ciğerlerimi sirkeli sularla yıkadılar, tuz ruhuyla gargara alemine […]
  • Affet beni ATAM!Affet beni ATAM! Benim Varoluş nedenim ustam, ATAM, Beni affet, Ben yıllardır senin resimlerini paylaştım, Senin sevdiğin şarkıları dinledim, Her ON KASIMDA sana sadece 1 dakika ayırdım. Onuda kah […]

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Kasım 2024
P S Ç P C C P
« Eyl    
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930  

Arşivler