Buluşma
“Ruhlar emanetti; O’ndan…
Yine O’na dönecek olan da o; ve kabuk değil miydi burada kalacak olan?”
Uzun zamandır bu kadar hassas hissetmemişti… Her zamanki gibi evde yalnızdı. Her zamanki gibi hafta yeni bitmiş, geçen haftanın yetiştirdiği iş ve güzelleştirdiği anlarından çok gelecek hafta yapacaklarını düşünüyor, planlıyordu…
Salonun camları, kışın ha gayret rüzgarlarından biri ile zorlanırken dışarıdaki soğuğu hissetmek istemedi. Evinde sıcacıktı ve buna şükretti.
Ne zaman böyle hissetse hep aynı şeyi yapıyordu; duruyordu ve iç dünyasına bakıyordu. Ne zor öğrenmişti kendi içine bakmayı… Şimdi ise buna ihtiyacı olduğunu hissetti. Ne kadar zaman olmuştu kim bilir kendi ile buluşmayalı?
Hissediyordu; kabuğuna sığmayan, daha pişerken kırılan yumurtalar gibi hatta Faust’a üflenen, bir yumurta kabuğu içinde hapsolmuş gibi hissettiği ruhuna, azıcık da olsa kabuğu havalandırıp nefes vermesi gerektiğini…
Bıraktı elindeki, kafasındaki herşeyi… Ruhuyla ilgilenme vaktiydi…
Ne çok ışık vardı etrafta… O kadar çok vardı ki; herşeyi örtüyordu. Önce ışıkları kapattı. Gözlerinin karanlığa alışması çok sürmedi. “Belki bir mum ışığı?” diye geçirdi içinden. Ama yakmadı.
Uzandı ve bekledi bir süre… Gözlerini açtığında karanlığın aydınlığını hissetti. Rimsky Korsakov’un Op.35, Şehrazat Senfonik Şiiri tınlamaya başladı kafasında…
Şehrazat’ın anlattığı hikayelerdeki dalgalar gibi döküldü ve gördü içindeki huzursuz denizi… Güneşli günlerin parlaklığının da geçmiş günlerin tortularının da denizin rengini nasıl değiştirdiğini…
İçindeki engin denize bir nefeste daldı… İç dünyasının içindeki daha iç dünyayı gördü, gözlemledi…
Ne ışığa gerek duyuyordu ne de bir haritaya… Herşeyi biliyordu aslında. Sadece hatırlaması ve farkında olması hatta bakması yeterliydi. Çünkü bildikten sonra artık ondan sorumluydu…
Bir meditasyon süresinde önce su yüzüne çıktı sonra da gözlerini iyice alıştığı evinin akşam karanlığına açtı…
Dışarıdan süzülen ışıklar ile ışıl ışıldı salonu ve dahası ne çok ses vardı dış kaynaklı… Şehrazat yeni bitmişti o sakin kadansı ile… Geceyi, evinin ışıklarını açmadan geçirmeye karar verdi… Bu gece başka bir şeyle ilgilenmeyecek, kendi ile buluşmasının keyfini yaşayacaktı ruhunun derinliklerinde…