Üç çiçek…
İstanbullu baharın geldiğini üç çiçek ile idrak eder:
Papatya, Erguvan, Lâle…
Papatya iddiasız, mütevazidir; kırlarda, bayırlarda açar, her bakan göz görmez. Toplayana bedava, alana çok ucuz olduğu için sevgiliye filan maazallah götürülmez.
Erguvan rengiyle baştan çıkarıcıdır… Işık ağacıdır… Çiçekleri sadece Nisan-Mayıs ayında açar…
(Hermafrodit, yapraklanmadan önce açar)
Boğaz’a nazır Emirgan’da çay içerken bakmak ömre, ömür katar.
Şiirlere, şarkılara öznedir. : “Beklemem fecrini leylâklar açan nîsânın/ Özlemem vaktini dağ dağ kızaran erguvanın.”
(Yahya Kemal Beyatlı “Bahçelerden Uzak” )
Lâle eski dillerde “Şarap Kadehi” anlamındadır.
Sonradan Osmanlıların sarıklarına benzettikleri için İngilizcede “sarık” anlamına gelen Tulip olmuş…
Her neyse…
Bu üç çiçeği doğalında; gerçeğinde yaşamak çok güzeldir…
Face başında değil.
Çıkın dışarıya ve yaşayın.