Bilmiyorum!
Mısır yolculuğumuzun en güzel kazançlarından birisi de benim için “bilmiyorum” deme özgürlüğü oldu. KKTC’den gelen iki dünya tatlısı arkadaşımız vardı.
Yurtdışına çıkarken bana sordular “Hangi kapıdan çıkacayık?” diye, hem Türk, hem Avrupa Birliği pasaportları var. Ben de nasılsa ikisinden de çıkabilirler diye düşünüp Yabancılar çıkışını gösterdim. Meğer KKTC’den hangi kimlikle çıktılarsa, yurtdışına onunla çıkmaları gerekiyormuş. Ama ben bunu bilmiyordum ve kendimce fikir yürüttüm ve yanlış çıktı. Allahtan çok anlayışlılardı. Bende de o anda “Ulan Hasan, hayatında kaç tane KKTC pasaportu gördün. Değil bu kaç tane KKTC’li gördün de kendince fikir sahibi oldun. Bilmiyorsan bilmiyorum desene…” diye hayıflandım ve birden farkındalık geldi. Evet, bilmiyordum ve bilmiyorum.
O dakikadan sonra, bilmediğim ne varsa yanıtım “Bilmiyorum” oldu. Ama bilmiyorum deyip ortada bırakmadım. “Bilmiyorum, ama bir dakika sorayım” deyip daha iyi bilenlere sordum. Böyle davrandığımda bir yerim eksilmedi.
Karşımdakiler beni yargılamadı. Bilakis, anlayışla karşılayıp, bir de gidip gerçekten sorduğumu görünce daha da olumlu karşıladılar. Hiçbir yanıt bulamadığımızda ise “Maalesef hiç kimse bilmiyormuş” dedim.
Döndükten sonra da tüm konuşmalarımda bilmiyorsam bilmiyorum demeye devam ettim. Ne kadar büyük özgürlükmüş yahu. Bilakis her şeyi bilenlerden olmaya çalışıp, yalan yanlış bilgilerle insanları yanıltmaktansa; bilmeyen olmak, kendine de bir sürü yeni bilgi katmamı sağladı bana… Oh be!!