Audrey Hepburn
De gidi Audrey…deeee…!
Audrey’i tanır mısınız?
Peki.
Audrey Hepburn… 1929’da doğdu, 63 yıl yaşadı.
Allah gani gani rahmet eylesin, pek severdik kendisini.
Baba İngiliz, anne Hollanda.
Kendisi zarafet adaları.
Tiffany’de kahvaltı, Roma’da tatil …
1954 yılıydı galiba, şimdi çok iyi hatırlamıyorum, Akademi ödülleri (oscar) verilecek, ben daha sinek forumundayım, insana dönmeme yıllar var… vızzzz…
Kara sinek ama ısırma yok, öyle buruna konma numaraları da yok.
Reçel kavanozu peşinde bir sineğiz işte.
Ne hikmetse o gün oscar ödüllerine gidesim gelmiş, baktım bu Audrey tek başına, mahsun mahsun dolaşıyor ortalıkta, bir döneyim dediydim tepesinde.
Oyyy kız bu ne koku…?
“Givenchy l’interdit” dedi.
Dedim, “uydurma”, “onun icadına daha iki yıl var”.
Sineğiz diye hafife aldı haspa.
Vızzzz…
Bu kızcağız daha 25’inde, “Roma Tatili” filmiyle, en iyi kadın oyuncu ödülüne aday.
Heyecan ki ne heyecan.
O yaşta oscar, olacak iş mi?
Vızzzzz
Pat diye bunun adı okunmaz mı?
Sakin sakin gitti, kısacık bir de konuşma yaptı.
Sonra, tören bitti, oscar heykeli kaldı elinde. Bana bakıyor.
Ne var, vızzzz?
Çişi gelmiş, “al şunu tut” dedi, tövbe yanaşmam.
Oscar ve sinek!
Hemen ezerler başımı.
Ne yapsın, heykelle gitti tuvalete… geldi, elinde heykel, ona öpücük, buna demeç, fotoğraflar, kucaklaşmalar, o heykel sol elde kaldı mı? Tören bitmek üzereydi ki, sidiklinin yine çişi geldi, yine bana baktı… yanaşır mıyım hiç?
Neyse, koşa koşa gitti, sonra koşarak geldi ve atladı arabaya.
“Audrey vızzzzz ödül nerdeeee…?”
Tuvalette bırakmış, iyi mi?
Reklâm için değil, inan unuttu işte.
Audrey bu, tanısan anlarsın.
O günler başka bir keyifti.
Vızzzz
Haa… bak Meryl Streep’de tuvalette unuttu ama onunki başka.
Kramer & Kramer ile ilk oscarını kazandığında onun da çişi gelmiş, o zaman sinek değilim, yakinen gözlem yapamadım.
Böcek mi?
Yok yok … ne ot, ne de böceğim.
İnsan olmaya niyetlenmişiz bu defa, fena mı? Gerçi canlı oscar izleme şansını kaybediyorsun ama zaten oscar da eski oscar değil gari.
Nerde kaldık?
Hah… Merly’nin çişi gelmisti
Hiç koşmamış, sakin sakin, bir elinde heykeli sallaya sallaya gitmiş tuvalete.
Farka bak?
Dönünce heykel yok.
Hatırlamış ama panik olmamış, koşmamış da, hatta görenler ödülü orada bırakacak sanmışlar, neyse gidip aldı da, biz de rahatladık.
Dedikodu o ki, o heykel o gün bu gün evinde banyoda duruyormuş.
Vızzzzz… sinek olsam derdim ki, banyoda değil.