Zaman Kuyusu
Dakika bir, gol bir…
Diyeceksin, “maddenin bilgisi mi olur?”
Olur.
Madde, bilgi ve zamanın evladıdır.
Daha doğrusu, madde bilgi tarafından zamana doğurulur, yine bilgisi tükenince zamanda biter.
Başı ve sonu olmasının nedeni de budur.
Bizim canımızı sıkan meselenin özü de budur.
Anlatabildim mi?
Burası önemli.
Yani, baş ve son arasına sıkışmış olan madde içindeki varlık algısıdır başımızın belası.
Kaybetme korkusunun arka planında da bu var.
Madde ve onun bilgisi karşısında ezik haldeyiz.
Bu nedenle de Adem-Havva efsanesi eşsizdir.
İşte, ey yolcu, dezenformasyona karşı çaresizliğimiz de bundandır.
“Dezenformasyon nedir?”
“Yanlış bilgi veya doğruluğu bulunmayan ve kasıtlı olarak yayılan bilgi” diyor wiki.
Yani..?
“Hasmı rencide etmeyi, aşağılayıp küçük düşürmeyi amaçlayan, karşı propaganda ile benzerlik taşır. Sahte belge, el yazısı, fotomontaj ve montaj filmler ile fabrikasyon istihbarat ve dedikoduların duyurulması gibi yöntemleri bulunur.
Sosyal alanda bireyleri ve toplumları yönlendirmek amacıyla, yanlış bilgi ve haber vermek için kullanılan en önemli araçlardan biridir.”
…
Paylaştığımız haberlerin çoğunun bu amaçla üretildiklerini bildiğimiz halde, neden paylaşmaktan kendimizi alamıyoruz?
Çünkü o haberin yaydığı bilgi, senin içinde yaşamayı tercih ettiğin efsanedeki konumunu güçlendiriyor.
Nedir bu konum?
Seni sen yapan değerler manzumesi var, o değerler ki maddedeki gerçekliği algılamanı biçimlendiriyor.
Seni, korkuların karşısında güvenli hissedeceğin alana yönlendiriyor, o alanı tasarlayıp ve inşa ediyor.
Aslına bakarsan, korkularını oluşturan da o bilgi.
Ondan kaçarken diğerine sığınmak, bizim traji komik hikâyemizi oluşturur.
İçine düşülen kuyu da budur.
Zamanın kuyusu.
İp yılan, bilgi yalan, dolan babam dolan…