Kurban Bağışı
Aslında kurban geleneği çok eski, ve bazı örgütlü dinler bu eski geleneği devam ettirmişler.
Hz. İbrahim’in bir rüyasının gereğini, Musevilere göre İshak, Müslümanlara göre İsmail isimli oğullarında gerçeğe dönüştürme hikâyesinde, aslında “artık, insan kurban etmeyin” mesajı var.
İslam’a göre kurban farz değil, ve sonra sadece Hacc’a gidenler için öneriliyor.
Sonra, önce vekaletle Hacc’da, ve daha sonra bulunduğunuz yerde kesme işlemi başlıyor, ama buna bidat diyenler de var.
Ve İslam’dan önce, hem Arap’larda, hem Sabi’lerde mevcut bir uygulama.
Yani İslam’ın başlattığı değil, takip ettiği bir gelenek.
Kelimenin kökeni İbranice, korban, Tanrı’ya ve Tanrı’yla yakınlaşmak anlamında.
Hristiyanlık’ta yok, Musevilik ve Müslümanlık’ta, dini ritüel hayvan öldürmekten çok, büyük toplanma döneminde, büyük ibadethaneye gelenlerin doymasına katkı sağlamak.
O büyük ibadet yerine zar zor gelebilen muhtaçlardan talep eden ve edemeyenlere destek olmak.
8 senedir, Kurban Bayramı’nda, bir hayvan kesmek yerine, muhtaç olanlarla kendi kanımı paylaşıyorum, ve bunu duyurmaya çalışıyorum. Kurban kesmenin bir zorunluluk olduğuna inananlar, elbette gereğini yerine getirmeliler, ama ayrıca kanlarını da bağışlayabilirler.
Hz. İbrahim’in deneyimindeki sembolizma, zaten bir insana can vermek…
Muhtaç olanlara doğrudan hayat vermek varken, infak denen paylaşımın daha ilahi bir şeklini düşünemiyorum,
Bu, Bayram’ın 1. günü ve topluca kan verilecek anlamına gelmiyor, o güne kadar, ya da sonrasında, kim, nerede, kime isterse, bu niyetle kan bağışlasın…
Eğer aklınıza yatıyorsa, lütfen paylaşın…
“Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat O’na sizin takvanız ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız. Güzel ahlak sahiplerini müjdele.” (Hacc; 37)