Günaydın
Günaydının sırrı,GÜNEŞİN DOĞUŞUnu açık bir yürekle izlemekte
NEFES, bilinç ve bilinçdışı alemler arasında bir köprü olarak görülmüş. Bu sebeple Nefes egzersizlerindeki 1.cil amacın kanın temizlenmesi, akciğerlerin ve göğsün genişlemesi ve böylece bedenin tüm organları arasında sağlıklı bir uyum yaratmak olduğu belirtilirken, 2.cil amacın Tanrının yaratıcı yanının göbek bölgesindeki sindirim organlarında veya karın boşluğundaki sinir ağlarında, koruyucu yanının kalpte veya dolaşım sisteminde, yeniden dirilten veya mutluluk veren yanının beyinde ve sinir sisteminde olduğuna yoğunlaşmak suretiyle tüm bedeni Tanrının tapınağı haline getirmek olduğu ifade ediliyor.
Hindulara göre ;
PRANA
bize beş şekilde ulaşılabilir.
TOPRAK şeklinde Prana, aldığınız yiyeceklerle,
SU şeklinde olan Prana, banyo yaptığımızda, vücudumuzu yıkadığımızda (sıvı içtiğinizde değil),
ATEŞ (in dumanı) şeklindeki Prana,
HAVA Prana, uzun mantraları söylerken yaptığınız nefes ile,
AKASHA / ETER şeklinde Prana ( birlik halinde olduğumuzda asimile olduğu belirtilir )
Akasha ,
Prana’nın gücüyle bu evrene tezahür eder
ve GÜN DOĞUMU da
havadaki Prana miktarının (yaşam enerjisi)
-en fazla olduğu- zamandır
Bu aynı zamanda yoga ve meditasyonun
her zaman şafakta açık havada yapılmasının da nedenidir.
Not: Pingala, eril enerji ve sembolü güneştir. Surya Namaskar’ın güneş doğarkenki egzersizi Pingala’nın evcilleşmemiş eril enerjisini yapıcı enerjiye dönüştürmeye yardım eder denilmekte …
Çok eski zamanlardan beri, yogiler, şamanlar, keşişler ve benzerleri gün doğmadan önce ruhsal pratiklerini yürütmek için uyandılar.
Nasıl ki çıplak ayakla yerdeki pranadan nasipleniyorsak , nefes ile havadaki pranadan , temas ile sudaki pranadan alıyoruz. Ya ağaçlar … Ağaçlar ve aslında tüm bitkiler pranaları güneşten, havadan ve yerden emer ve dolayısı ile fazla miktarda prana içerir. El çakraları yolu ile ya da -özelikle yorgun ya da hasta iken- ağaçların altına uzanarak ya da direk hava yolu ile ağaçlık bölgedeki pranayı alabiliriz ( en etkili olan hava pranadır) Bu eski şifa metodolojisi… Bu durumda en iyisi ormanda yürüyüş hatta olabilirse orada bir gün doğumu veya gün batımına şahit olmak…
Simyada, “Nigredo” ölümün hüküm sürdüğü, mutlak bilinçdışının başlangıç hali iken bunu “Albedo” izler. Gözler, Nigredo’nun sonunda, Albedo’nun (beyaz, beyazlatmak) başında ortaya çıkar denilir.Simyacılar buna, “sabahı ve şafak vaktini getiren yükselen Güneş” diyorlar. Carl Jung da Işığa özlem bilincin özlemidir demişti.Her birimiz, bir şekilde bütünlüğüne ve kendi varlığımızın ortaya çıkışına ve çiçeklenişine doğru doğuştan gelen bir dürtüye sahibiz. Yaşamımızdaki bu tür deneyimlerin büyüklüğü, genellikle sanat, mit, mandala, gün doğumu ve gün batımı gibi sembollerle ifade edilmekte…