felsefe taşı

Anne Arketipi

Anne Arketipi
Şubat 12
10:33 2020

Ay ve Güneşin kavuşumu arasındaki bu Anne – Bebek imajı; Anima – Animus Bütünleşmesinde Anne Arketipinin önemini anlatıyor adeta…
Anima (Bir erkeğin iç kadınsı tarafı) da Animus (Bir kadının iç erkeksi tarafı) da Anne kompleksinin aşılması ile gelişir ve bunun için de her birimiz için hem Eril , hem Dişil İnisiyasyon gerekir.
Jung, insan ruhunun androjen olduğunu ve hem erkeksi hem de kadınsı olduğunu keşfetti ve -Olumlu ya da olumsuz hali ile ;bakıp büyütüp besleyen, iyiliği, arzu dolu duygusallığı ve yer altına özgü karanlığı ile -“Anne”yi en önemli arketip olarak kabul etti, çünkü o her şeyi içeriyordu.

Kişide bu arketipte bir dengesizlik olduğunda,

Agresif Erkek toplumlarında bir klasik olarak

‘Anne Kompleksini’ görürüz.

Anne arketipinin

karanlık olan,
baştan çıkaran, zehirleyen, korku uyandıran şekli

Masallardaki üvey anne arketipi” olarak lanse edilmiştir

(Özellikle bu arketipe yönelik Feminist eleştiriler,
arketip teorisinin indirgemeci olduğu
ve kadınlık ve erkeklik hakkında
basmakalıp bir bakış açısı sağladığı görülen yönlerine odaklanmıştır)

Olumsuz olan bu kompleks,

“annenin dolaylı olarak neden olduğu
kadınsı içgüdülerin aşırı gelişmesi

ya da tamamen yok olma noktasına kadar zayıflamasıyla

ortaya çıkar.

Anima
annenin figürü tarafından ne kadar fazla boğulursa,

yaşam partnerinin
anneye benzer
veya zıt olarak seçilme olasılığı
o kadar artar.

Bir erkeğin gelişimine bakarsak,
annesiyle olan erken ilişkisinin

genellikle
daha sonraki kadınlarla olan ilişkileri üzerinde
kaçınılmaz bir etkisi olacaktır.

Kişinin ruhunun ,
Carl Jung tarafından varsayılan ,
karşı cinsin özelliklerine sahip olan bir kısmı olan
Anima ya da animus
arasında
sağlıklı bir etkileşim,

çocuğun bireyselleşme sürecine katkıda bulunur.

Ebeveynlerimizle olan ilk ilişkilerimizden doğan
anne ve baba kompleksleri,
daha sonraki
‘animus’ ve ‘anima’ komplekslerimiz
üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir.

Çocukluğun ilk yıllarında annenin kaybı
genellikle bir anne kompleksi şeklinde izler bırakır.

Yaşayan bir annenin etkisi çok güçlü ise,
yokluğunda olduğu gibi aynı etkiye sahiptir.

Her iki durumda da böyle bir kompleksin nedeni olacaktır.

Örneğin, baskın bir anneden ayrılamayan bir oğul,

aynı zamanda oldukça baskın
veya annelik yapan bir eş seçebilir

– sadece anneye bağımlılığını yeni ortağı / karısına aktarır
ve daha sonra annesi olur (arketip olarak)!

Jung, bu durumda,

anima’nın ‘arketiplik görevinde’

‘ejderhayı öldürmek için
‘ kahramana ‘ilham vermekle engellendiğini söyleyebilirdi:

başka bir deyişle,
adamın hala annesinden ayrılma gelişim görevini
tamamlaması gerekiyor.

Karısı şimdi sembolik olarak anne olduğu için,
adam evliliğin dışındaki kadınları çekici görüyor…

Tüm arketipler eninde sonunda “Anne” ile bağlantılıdır

fakat bunu en güçlü yaşayan gölge arketip
Oedipal Çocuk’tur.

O her ihtiyacını karşılayabileceği
sonsuz bir dişil kaynak ister
ve eğer bunun bilincinde olmazsa hayatına mal olur.

Oedipus kompleksi olan bu Bağımlı Âşık
kendi annesine tutulup
hiç evlenmeyebilir.

Anne kompleksini ilerleten duygu

korkudur,

bir çocuk gibi pasif,
emme, sarılmaya odaklı olabilir,
korku,
anneyi karmaşıklaştıran
ve erkek çocuğu anneye bağımlı kılan duygudur,
bu da Peter Pan kompleksine yol açabilir.

Peter Pan sendromu,
olgun oldukları halde
çocukmuş gibi davranan bireylerde görülen
davranış bozukluklarıdır.

Bu sebeple
annenin koruyucu dünyasına karşın
Baba tarafından ilgi görmüş desteklenmiş olmak
oğul için hayati önem taşır.

Eril inisiyasyon

bireyselleşme yolunu açar
ve Peter Pan kompleksini engeller.

Anne ve baba boşanma ile ayrılabilse de,

çocuk için bir davranış ve ilişki modeli olarak kaldıkları için
olumlu etkilerine
birlikte ebeveynlik yoluyla devam etmelidir.

Post-Junglular (Hillman, Samuels, Kast, vb.)
Anima figürünün
sadece erkekler için önemli olmadığını vurgulamaktadır.

Hem Anima hem de Animus,

her iki cinsiyete özgü arketiplerdir.

Anne kompleksi olan bir erkek

homoseksüellik

veya buna ek olarak ince bir şekilde farklılaşmış Eros’a sahip olabilir.

Dolayısı ile erkeklerde bu kompleks
‘Don Juanism’i doğurabilir,

bu da bir erkeği tüm kadınları memnun etmeye adamış olabilir.

Ya da ömrünü Oedipus kompleksli biri olarak geçirebilir.

Oedipus kompleksi ile Freud,

erkek çocukların
annelerine yönelik
daha güçlü cinsel duyguları olduğunu
ve babalarına annelerine sahip olduğu için
kızgınlık duyduklarını belirterek tepki çekmiştir.

Elektra kompleksinde ise,

bu durumun tam tersi olarak
kız çocuklarının
babalarına karşı cinsel duyguları olduğu

ve bu yüzden annelerini kıskanıp
ortadan kaldırmak / aşmak isteyebilecekleri sorundur.

Ana kompleksi olan bir adam
olumlu hali ile devrimci bir ruha da sahip olabilir:
sert, azim, son derece hırslı….

Jung , bize ana kompleksinin
psikopatolojiden ödünç alınan bir kavram olduğunu

ve bu nedenle

daima yaralanma ve hastalık ile ilişkili
olduğunu söyler.

Kadınlarda anne kompleksinin
ya kadınsı tarafın hipertrofisine ( femme fetale)

ya da atrofisine yol açtığını görebiliriz,

bunlar tek amacı doğum olan kadınlardır (ya da tam tersi)

Anne içgüdüsünün abartılmasına yol açabilen
Anne Kompleksi ile
çocukları için yaşayan bir kadın

bireyselliğini feda edebilir,

önce çocukları doğurur ve ondan sonra onlara yapışır,
çünkü onlarsız hiçbir varlığı yoktur.

Hatta kocası mobilyaların sadece bir parçası olabilir.

Erkekler için başlangıçta anne kompleksi olan bu kadınlar
çekici dahi gelebilir,
ancak daha sonra evlendiği gerçek kadını keşfeder.

Arketipin diğer formlarında ise

bir kadın biyolojik annesi gibi olmamak için
her türlü zıtlıkları yaşayabilir ;

Kendi annesini kurabilir,

örneğin annesinin eğitim eksikliğini göstermek için

entelektüel olabilir.

Gerçek amacı,
annenin gücünü
entelektüel eleştiri
ve üstün bilgi ile kırmaktır,

böylece ona
tüm aptallıklarını, mantık hatalarını ve eğitim eksikliklerini
sıralama şansı olur.

Ancak bu entelektüel gelişmeye
erkeksi özelliklerin ortaya çıkması da eşlik edebilir.

Anne kompleksinin bir başka yinelemesi,

anne içgüdüsünün hipertrofisi ile
hızlanan Eros’un aşırı gelişmesidir;

Bu kompleksteki bir kadın
genellikle annesiyle rekabet eder

ve Jung’un sözleriyle,
“romantik ve sansasyonel ilişkileri sever
ve evli erkeklerle ilgilenir.” / Femme fetale olur.

Erosu körelen anne kompleksli kadın ise

annesine özverili bağlılık içinde yapışmaktan memnundur,

ama aynı zamanda
bilinçsizce, neredeyse tamamen iradesine karşı,
doğal olarak tam sadakat ve bağlılık maskesi altında

zulüm etmeye çalışır.

Bu gönüllü bakireler
hiçbir şekilde evliliğe karşı istekli değildirler.

Ve bu kompleksin bir başka versiyonu,

Jung’un negatif anne kompleksinin en bariz örneği
olarak ifade ettiği annedir.
ki taşınması çok ağırdır.

bu kompleks içinde yaşarken,

ya cinsellik düzgün çalışmıyor ya da cinsellik odaklı olsa da
çocuk yapmak istenmiyordur
(ya da annelik görevleri dayanılmaz gibi görünüyordur)

Bu durum Lilith Kompleksi olarak kendini gösterebilir.

Lilith Kompleksi’nin ortaya çıkmasında
dişil inisiyasyonlardaki sorunların yanı sıra
eril inisiyasyon eksiklikler ;
babanın zayıflığı, yokluğu ya da zorbalığı da rol oynayabilir.

Bazı durumlarda ise
bu komplekse sahip bir kadın kendine
anneliğin yeri olmayan
bir ilgi alanı yaratır.

Rahim olarak anneye karşı dirençten de söz edilir;
genellikle adet bozuklukları, gebe kalmama,
hamilelikte bozukluk, kanamalar ve hamilelik sırasında aşırı kusma, düşükler vb. şeklinde de gelişebileceği belirtilir.

————————————–
Sanatçı : Kilibayev Nurlan,
Kazakistan Sanatçılar Birliği’nin bir üyesi, devlet ödülü “Daryn” sahibi,
Almatı Devlet Üniversitesi sanat grafik fakültesinin “Resim” doçenti.

9.873 kez okundu
Paylaş

İlginizi Çekebilir

  • “Baba”yı Sembolik Manada Öldürmek“Baba”yı Sembolik Manada Öldürmek Babayı öldürmeden erkek, ya da kral olamamak mitolojinin temel öğretilerinden biridir. Bütün erkekler babalarıyla sorun yaşar, Anne üzerinden, ya da babanın egosu nedeniyle, […]
  • Tıp Sembolü – KadüseTıp Sembolü – Kadüse Dünya Tıp Sembolü olan iki yılanlı amblemin bir Türk tarafından önerildiğini ve kabul edildiğini biliyor muydunuz? Türk Tıp Tarihinin kurucusu sayılan Prof. Dr. Süheyl Ünver, Çankırı […]
  • Carl Gustav JungCarl Gustav Jung “Kendi kalbine bakamayanın yaşamı bulanıktır; Kendi yüreğine bakabilme cesareti gösterenler gönlünün muradını keşfedenlerdir. Dışarıya bakan rüya görür, hayal dünyasında kaybolur, içeriye […]
  • Yeni Ay Dişi Boğada; Kraliyet Sembolü Dişi Başak’ta…Ne Olacak Şimdi?Yeni Ay Dişi Boğada; Kraliyet Sembolü Dişi Başak’ta…Ne Olacak Şimdi? 26 Nisan'da, Boğa burcunda yeni ay olacak. Internet'te, çeşitli kaynaklardan yeni ayla ilgili değerlendirmeleri bulabileceğiniz için, ben de ayrıca, uzun uzun yorumlamayacağım. Başka bir […]

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Kasım 2024
P S Ç P C C P
« Eyl    
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930  

Arşivler