felsefe taşı

Vedalaşma ve Yeniyle Kucaklaşma Zamanı…

Vedalaşma ve Yeniyle Kucaklaşma Zamanı…
Şubat 07
15:42 2014

2014’e girdik ve ben önce hemen aylardır ertelediğim şeyleri yapmaya başladım: Mesela dolabıma girdim ve artık eskimiş, yıllarımı benimle geçirmiş çamaşırlarımı, çoraplarımı doldurdum torbalara ve attım. Nasıl bir rahatlama geldi… Bu, sene boyunca sürecek çünkü bu senenin temel konseptlerinden birisi de bu. Artık enerjisi bizim için tamamlanmış her ne varsa onlarla vedalaşmak… Niye mi? Çünkü çok net bir durum var: Dünya’nın titreşimi değişiyor. Yani Schumann Rezonansı ve bizlerin de frekansları etkileniyor bundan otomatikman. Nasıl mı?

Geçenlerde sesim kısılmıştı ve müzisyen arkadaşım Ayfer’e nasıl iyileşebilirim diye sorduğumda, bana önerdiği şeylerden birisi de tiz seslerden uzak durmam gerektiğiydi. Neden dedim? “Çünkü ses telleri yakında sesin titreşimini taklit eder. Sen konuşmasan bile o çevredeki sese göre titreşir, bu yüzden opera sanatçıları, müzisyenler vs. sesleri kısıldığında tiz seslerden uzak dururlar” yanıtını verdi. İşte o anda kafamda yandı ampül. Ruhlarımız da titreşiyorlardı, Dünya’nın titreşiminden ve rezonans yükseldiği için artık zorlanmaya başlamıştık. Yükselmiş titreşimlere karşılık verebilecek titreşimde ruhlarımız yoktu henüz; çünkü ruhlarımız taşıdığımız gerekli gereksiz nice anı, acı, keder vs. sebebiyle ağırlaşmışlardı. İşte bu yüzden safraları atmamız gerekiyordu. Yoksa Dünya’nın titreşimine karşılık veremeyince, bu durum bizim üzerimizde gelip patlıyordu. Bu yüzden üfleyip püflüyorduk, ay üzerime daral geliyor hepten diye söylenip duruyorduk. Gelen sıkıntının sebebi Dünya değildi, Dünya bize hafiflik, dinginlik, huzur dolu bir enerji sunuyordu; ama biz beş altı bavulu birden yüklenmiş yürümeye çalışıyorduk. Problem de buradan çıkıyordu… Bu nedenle önce sembolik olarak evdeki eskimiş enerjileri yollamamız, sonra da esasında ruhumuzda artık bizimle yolculuğunu tamamlamış duygularımızla vedalaşmamız gerekiyor.

Yine bu bağlamda alışkanlıklarımızı da değiştirmemiz gerekiyor ki en zoru da bu: Alışkanlıklarından vazgeçmek… Bugün ben bunu denedim ve sonucu muhteşem oldu… Neyi mi değiştirdim? Berberimi…

Erkekler iyi bilirler ki erkeğin en zor değiştireceği kişilerin başında berberi gelir. Bir yere alıştık mı neredeyse ölene kadar orada takılırız biz. Mesela ben Ankara’da yaşadığım 11 sene boyunca Berber Astronot Kadir’e gittim geldim. Sonra İzmir’e taşındık ve Narlıdere’de ilk gördüğüm berbere daldım ve bugüne kadar da hep ona gittim. Fakat son iki üç senedir artık savsakladığını hissediyordum beni. Yani eskisi kadar ilgilenmiyordu ve nerdeyse koyun gibi biçip yolluyordu. (Oha yalnız son iki üç sene diyorum dikkat edin.) Ben yine de aynı adama gidip duruyordum.

Derken kızımın sınıf arkadaşının babası, “Hocam, bir de bize buyur” dedi. Ben de hadi bakalım deneyeyim dedim. İyi ki denemişim var ya… Ben bugüne kadar berbere gittiğimi zannediyordum. Bana öyle bir muamele çektiler ki yani kendimi berberde değil, güzellik salonunda hissettim. Normalde berber seansım en fazla yarım saat sürerken; bu sefer bir buçuk saat geçti, halen içerdeydim. En son bir de maske yapacakken artık okuldan çocuğu alması gerektiği için çıktık salondan, o derece. Bir de bu harika servise istediği rakamı duyunca içimden “O ne be!” çektim. (Sadece 10 tl; eskisi 20 alıyordu.) Kısaca elveda sekiz senelik berberim, bir daha anca selam veririm sana…

Tabii yaşadığı her olaydan bir sürü mesaj çıkartan bu güzel kardeşiniz; anında altı çizilen cümleyi gördü: Alışkanlıklarını birer birer değiştir, Hasan. Sen aman iyi olur mu ki diye onlardan vazgeçmezken, bak neleri kaçırıyorsun… Hem de yarı fiyatına…

Daha ne olsun… Şimdi sıra adım adım vedalaşmaya geldi tamamlanmışlıklar ile ve kucak açmak zamanı yeniye…

5.189 kez okundu
Paylaş

İlginizi Çekebilir

  • Ben Anadoluyum…Ben Anadoluyum… ABD yolculuğumdan sonra içimde çok net hissettiğim bir duyguyu konuşmalarımda paylaştım ve burada da bir kere daha paylaşmak istiyorum. Bizler bugüne kadar nice değerli ABDli üstadın […]
  • İçeride Her Şey Var…İçeride Her Şey Var… Derya isyan etti: “Ah aşk! Sen ne kadar ruhunu acıtıyorsun insanın!” Aşk cevap verdi: “Çünkü seni büyütmem gerek!” ---- Çocukluğu hep hayal kurmakla geçmişti Derya’nın. Sanki hayalleri […]
  • Mantarlar ve Kuzuların KültürüMantarlar ve Kuzuların Kültürü Spor sonrası eve gelirken gözünün önünde lezzetli yemekler geziniyordu. O kadar acıkmıştı ki yemeğinin yapılmasını bile bekleyebilecek gibi değildi. Önce tüm malzemeleri mutfak […]
  • Ruslar geldi galibaRuslar geldi galiba Dün çok yoruldum, akşam erken yatar, yastığın derinliklerine gömülür giderim diye geldim otele. Öyle de oldu nitekim, saat dokuz gibi sızmışım. Tak tak tak... Yerimden fırladım. Ruslar […]

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Kasım 2024
P S Ç P C C P
« Eyl    
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930  

Arşivler