Üşüyorum…
O kadar soğuktu ki kanımın donduğunu hissediyordum. Bir şekilde buradan çıkmalıydım. Orada olmayan gözlerin görmediği bir an yavaşça yerimden kalkmalıydım.
Kafamdaki sesler
Endişe yığınlarını daha da büyütüyordu.
Sanki
Sanki çok uzaklardan bir tını duydum.
Beklemek ne mümkün ,kaç saat, kaç gündür buradayım bilemiyorum.
Sessizliğin karanlık dayatmaları veya karanlığın sessizliği içindeyim.
Bir el gördüm.
Yoksa kurtarılıyor muyum
Ya da beni buldu mu ?
Söylenmemiş sözlere, saklanmamış kelimelere tutundum.Çok ağrım vardı şimdi yok. Ağrımın olduğu yere ulaşabilecek ellerimde yok.Hissiyatım kaybolmuş durumda.
İşte yine o el, sanki bir testere sesi duyuyorum,bana sürtünüyor,beni kesiyor. Keşke gündüz olsa.Karanlık korkunç bir şey..Karanlık kuşanmış bir çok mahallede,karanlık kuşanmış insanlar var ama ben metropol gecelerini seviyorum.
Kesiyor duyuyorum.
Hesap kesiyor,benimle hesaplaşıyor.Gecenin karakteri bu, hesaplaşma karanlıkta olur.
Konuşuyor,
Konuşuyorlar.
İki grup oluşturdular,kucaklaşmaya başladılar.
Çok üşüyorum.
Kurban verilen,adak adanan mağaralardan birindeyim sanki.Pagan ayini.
Bir tanesi üzerime eğildi.
İyi ve kötü,aydınlık ve karanlığın ikili dünyasıyla yüzleşebilmek istiyorum.Üşüyorum.
Geçmiş olsun, büyük bir operasyondu yarın kendine gelince tekrar gelirim. Narkozun etkisiyle üşürsün şimdi sen,bir battaniye fazladan örteceğim yatağına götürünce.