felsefe taşı

Layık Olmak

Layık Olmak
Mart 30
11:14 2023

“Işığa kavuşmak için karanlığa meydan okumak gerekir!” Platon

Liyakat nedir? Kısaca layık olma, uygunluk, yeterlilik… Peki, bir yönetim biçimi olan Meritokrasi nedir? Yönetim gücünün, yetenek, bilgi-birikim ve kişilerin bireysel üstünlüğüne yani liyakate dayandığı yönetim biçimidir. Bu yönetim şeklinde idare gücü, üstün özellikleri olduğu düşünülen kişiler arasında paylaştırılmaktadır, kayırma yoktur.

Liyakat iki yönlü bir balta gibidir. Kişinin kendini bilmekten doğan özünü tanıma safhasını geçtiği varsayılarak kendini bir konuma, etikete, makama layık görmesi ile sonlanır serüven. Başlangıç yani baltanın öteki ve daha keskin tarafı ise diğer insanlarca alacağı görev ya da etiket ne ise ona layık görülüp, o görevin önerilmesi ile de yolculuğa başlanır…

Meritokratik bakış açısı her bir görevin önemini gayet iyi bilir. Meritokrasi ve liyakat çökmekte olan toplumların can simididir. Meritokrasiyi matematik bir formül ile açıklamak istersek: Meritokrasi= Liyakat + I.Q.’dur. Bir görev ya da etiket için layık görülen kişi erdemlerle bezenmiş, iş ve aile hayatında ahlaklı, çalışkan, aklını iyi, doğru ve güzele yönelik kullanan, aydınlık uğruna çalışıp didinen biridir. Karanlıkla ortaklık yapan, maske ile yaşayan, -mış gibi yapan, erdemleri diline dolayıp eylemde yanına yanaşmayan her devrin adamı menfaatçi bir kişilik elbette değildir!

Liyakat, “vasat olanı seçeyim, uzaktan ben kontrol edeyim” tipi kukla oynatan olmak isteyenleri sistemden uzaklaştırır.
Bir kişiye biat mi, yoksa liyakat mi?
Liyakat, çamura batmış toplumların çıkış yoludur.
Liyakat, eğitimdir, saygıdır, görgüdür.
Liyakat, adalettir, ölçülü olmaktır.
Liyakat, kendini bilmektir, kendini tanımaktır.
Liyakat, elbette sınırlarını; ne olup ne olmadığını da bilmek ve kendini küçük düşürmemektir…

Kendini bilmeyen ya da bilip kendine yalan söyleyen insanlar, kendilerini layık gördükleri etiketler, makamlar ve payeler için yaşamlarını harap ederler. Dosdoğru yönetilen ülkelerde insanlar becerilerine göre, liyakatlerine göre, yeteneklerine göre, karakterlerine göre bir takım görevlere getirilirler. Ülkemizde maalesef böyle bir şey söz konusu değildir. Liyakat esas olandır! Hâkim ise aynadan gözünü kaçırmadan gözünün içine bakabilecek olanların kendi vicdanıdır.

Liyakat prensibi toplumlarda orta sütunudur.
Vazgeçilemez, sulandırılamaz, görmezden gelinemez…
Bugünün gerçekleşmesi zor görülen ideallerini,
yarının gerçekleri yapmak yönünde çabalamak ise en kutsal eylemdir!

“İnsan, bir an önce kargaşasını, kendine anlam veren bir düzene çevirmezse, yıldız doğurtmazsa, karanlığında yok olacaktır.” Nietzsche

887 kez okundu
Paylaş

İlginizi Çekebilir

  • Ademoğlu İnsanın önlenemez düşüşü!Ademoğlu İnsanın önlenemez düşüşü! '' Timeo homini uni librium'' “Tek kitabı olan adamdan korkarım.” (Latin deyişi) Ademoğlu "İnsancık" düşmüştür. "İnsan gibi İnsan" olduğunun hatırasını bile unutmuştur. Bu […]
  • Son Okuduklarım – 4Son Okuduklarım – 4 Son okuduklarım, Bekir Ağırdır " Hikayesini arayan gelecek" ( 384 sayfa ) Kitaptan alıntılar, - Bu karmaşıklığa ve belirsizliğe gösterilen tepkinin birbiriyle ilişkili iki sonucu var. […]
  • Yağmur, Yalnızlık ve Bir Fincan Kahve…Yağmur, Yalnızlık ve Bir Fincan Kahve… Yağmur bir anda bastırmıştı. Sanki gökyüzü açılmış, ne var ne yoksa aşağıya akıyordu. Elindeki kitabı montunun içine iyice yerleştirdi ve hızlı hızlı yürümeye başladı. İnsanlar hazırlıksız […]
  • Yığıntı Aile Tipi ve Köhne HayatlarYığıntı Aile Tipi ve Köhne Hayatlar “Karakterin olmadığı yerde ne büyük insan, ne büyük sanatkâr, ne de büyük mücadele adamı vardır”. L. V. Beethoven Klan, kabile gibi bir arada iken var olabilen ancak üyeleri birey […]

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Kasım 2024
P S Ç P C C P
« Eyl    
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930  

Arşivler