Yumurta Kabuğu
Parmağıma yumurta kabuğu battı.
Şaş da kal!
Selim “Kurcalama, çıkartmaya kalkarsan içeride parça kalır, hastaneye gidelim.” Dedi.
Dedim “Yok deve! Kalsa ne olur ki?”
Dedi “Arkandan konuşurlar, hoş değil.”
İyice abarttı bu da, ne diyebilirler ki?
“İnsan bu belli mi olur, akla hayale gelmeyen şeyler bulurlar, hayatın söner.”
Dedim, “Demee…Gidelim o zaman.”
Dedi, “Ambulans.”
Arabaya binmemiz tehlikeliymiş. İçeride parça kalırmış, sonra da arkadan konuşacaklar.
Aklıma bin bir şey geldi.
“Dünya malına tamah etti de derler mi Selim?”
“İlk onu derler, sonra da açgözlü yetim malı yedi, yedi yedi doymadı derler.”
Dedim “Ne hallere düştük Selim”.
Dedi “Bu daha başlangıç, insan bu, senin ananı bacını…”
Onlardan ne istiyor Selim?
“Bir şey istediklerinden değil, ne yapıyorlarsa insanlık namına. Gecikme, ara şu ambulansı.”
110’u çevirdim.
“Buyurun” dedi uykulu ses.
“Parmağıma” dedim, “Yumurta battı.”
“Geçmiş olsun, yanıyor mu?”
“Henüz değil ama yanacak gibi.”
“Sular kesik.” Dedi, uykulu uykuluk.
“Selim, bu manyak sular kesik diyor? Aloo… kardeşim ambulans istedim, bana ne sudan.”
“İtfaiye burası, sen 112’yi ara” dedi, kapattı.
Bunun anası, bacısı dünya ahret kardaşımız, bak onların yeri cennettir, ama bu hırhız, bu şerefsiz, bu anasını …
“Alo 112, buyurun?”
“Bir ambulans …”
“Hasta mı vardı?”
“Yaralanma vakası.”
“Geçmiş olsun, nedir durum?”
“Yumurta battı.”
“Nereye”
“Komodine… Tövbe tövbee, kardeşim yumurta bu nereye batar, elime tabii.”
“İçi mi battı, dışı mı?”
Selim, ne diyor bu manyak?
Dedi “Boşver, ben onların analarını bacılarını, insanlık namına hepsi başımızın tacı…”
Adam hala soruyor “İçi mi, dışı mı?”
Dedim “İçi battı”, sırf meraktan.
Hadi bakalım, ne yapacaksın şimdi yamyam soyu.
Dedi “Sarı mı, beyaz mı?”
“Sarı, rafadan.”
“İçeride kalan parça var mı?”
Dedim “Var arkadaşım, şanzuman mili içeride kaldı.”
Dedi “O zaman siz 110’u arayın.”
“Duydun mu Selim, ne olacak şimdi? 110’da da sular kesik.”
Dedi, “İnsanlık hali, hepimiz kardeşiz, ondandır.”