Bağ
ı̧ ̈ ̆ıı ı söz konusu olduğunda, bu ｋｏｒｄｏｎ, kültürler arasında -sadece fetüse besin sağlayan ℎ ı – ı ̧̈̈̈.
̇ – ̧- ı ̆ı ̈̈̈ ve i̶k̶i̶ ̶f̶a̶r̶k̶l̶ı̶ ̶d̶ü̶n̶y̶a̶y̶ı̶ ̶-̶R̶a̶h̶i̶m̶ ̶v̶e̶ ̶D̶ü̶n̶y̶a̶-̶ ̶b̶i̶r̶b̶i̶r̶i̶n̶e̶ ̶b̶a̶ğ̶l̶a̶r̶.̶ İlahi bağlantının, birliğin ve yaşamın sürekliliğinin sembolü olarak Göbek Bağı, anne ile bebek, bebek ile arasındaki bağ olması sebebi ile de ̈ ̈ı oldukça önemlidir.
Bir Geçiş Portalı olarak Kordon,
fetüsün rahimdeki su yaşamından
dış dünyada nefes almaya geçişini kolaylaştıran bir kanal görevi görür.
Bu, kişinin ruhsal yolculuğunda
bir bilinç veya anlayış durumundan
diğerine geçişi sağlayan
ruhsal portallara veya geçiş evrelerine benzetilebilir.
Bazen bu değerli kordon bir bebeğin boynuna dolanmış halde bulunabilir
– ‘ ‘olarak bilinen bu fenomen
bazı anne baba adayları için kaygıya veya korkuya neden olabilir.
Sıklıkla Göbek kordonunun bir veya daha fazla halkası
hamilelik veya doğum sırasında bebeğin boynuna dolanabilir.
Ancak doktorunuz buna boyun kordonu anlamına gelen
nukal kordon adını verecektir ve aslında oldukça da yaygın olduğunu söyleyecektir, zira gebeliklerin %20-30’unda görülür.
Başka bir ifade ile
Doğumların yaklaşık dörtte birinde bu ense kordonu oluşabilir.
Göbek kordonları boyunlarına dolanmış olarak doğan bebekler,
çeşitli kültürlerde sıklıkla
özel veya kaderle işaretlenmiş olarak görülür.
Bazı geleneklerde, bu bebeklerin
olağanüstü yeteneklere sahip olduğuna
veya alışılmadık bir yaşam yoluna mahkum olduğuna inanılır.
Elle tutulur bilimin ötesine geçip
maneviyatın soyut dünyasına girmek,
bizi boyundaki göbek bağının
neyi sembolize edebileceğine dair
çeşitli yorumlara maruz bırakır.
Geniş dünyamızdaki bazı kültürler ve inanç sistemleri için – doğumdaki bu tür olaylar sadece tesadüfler olarak görülmez,
belirli sembolik çağrışımlar taşır;
bu inançlar genellikle düğümler veya bağlar içeren sembolizme veya benzetmelere yoğun bir şekilde dayanır.
Bir yoruma göre, boynuna bir kordon dolanmış olarak doğmak, geçmiş yaşamlardan gelen
belirli karmik bağlarla ‘bağlı’ olmayı temsil eder
– ruhun mevcut enkarnasyonunda aşmayı seçtiği
engeller veya zorluklar…
Bu, mutlaka zorluk anlamına gelmez;
bunun yerine, belirli yaşam derslerinin veya büyüme fırsatlarının varlığı anlamına da gelebilir.
Başka bir bakış açısı bu fenomeni,
son derece spiritüel bir varlığın
Dünya varoluşuna girişinin işareti olarak yorumlar.
Bu bebeklerin, yerine getirmeleri gereken
hayati bir görev veya amaçla geri dönen
‘yaşlı ruhlar’ olduğuna inanırlar.
Özünde, maneviyat
boyundaki kordonu uğursuz bir işaret olarak değil,
benzersiz bir kaderin
veya sıra dışı bir manevi kapasitenin sembolü olarak
algılama eğilimindedir.
Elbette yorumlar farklı kültürler ve inanç sistemleri arasında
büyük ölçüde farklılık gösterir
– ancak hepsi doğum ve yaşamın gizemlerine karşı
kalıcı bir hayranlığı yansıtır.
Çin kültüründe, göbek bağı boynuna dolanmış bir bebek
genellikle gelecekteki dayanıklılığın bir işareti olarak algılanır.
Bu olay, çocuğun başarıyla üstesinden geldiği
ilk zorluk olarak görülür
ve hayata uğurlu bir başlangıcı sembolize eder.
Hinduizmde ‘Jeevandhara’ (yaşam çizgisi)
olarak bilinen göbek bağı kutsal kabul edilir.
Dikkatimizi Hindistan’a çektiğimizde,
spiritüel ve batıl inanç yüklü yorumların
ilgi çekici bir karışımını buluyoruz.
Hindistan’ın geniş kültürel çeşitliliği nedeniyle
bu konuda evrensel bir fikir birliği olmasa da,
bazı inanç sistemleri
bunu geçmiş yaşam karmalarının devreye girmesinin
bir işareti olarak görüyor.
Bu, çocuğun geçmiş yaşam suçları veya borçlarının
mecazi bir ilmikten kurtulması olarak görülüyor.
Bebeğin boynundaki kordon,
reenkarnasyona açık olanlar için bir ruh sözleşmesini
veya önceki yaşamlardaki çözülmemiş bir işi temsil edebilir.
Ruhun bu hayatta yerine getirmek ve sürdürmek için
sözleşme yaptığı
karmik döngülerin
maddi bir temsili olduğu varsayılmaktadır.
Bu arada, diğerleri bunu uğursuz bir şeyden ziyade
doğum sırasında ilahi bir koruma olarak görüyor.
İlginçtir ki, bazı kültürlerde
bir kısıtlama olarak görülmekten ziyade,
yeni doğan bebeği
zararlı enerjilerden veya etkilerden koruyan
ruhsal bir bariyer olarak kabul edilir.
Bu yoruma göre, kordon,
bebeğin ruhsal alemden fiziksel aleme geçişinde
düşmanca güçlerin onu etkilemesini engelleyen
koruyucu bir halkadır.
Bu görüş, doğumun ruhsal ve fiziksel güçlerin rol oynadığı savunmasız bir zaman olduğu daha geniş fikriyle bağdaşmaktadır.
Bu ışıkta, nüchal kordon,
bebeğin zararlı enerjilerden korunarak
güvenli bir şekilde gelmesini sağlayan koruyucu bir mekanizma haline gelir.
Türk Kültüründe özellikle Altay-Sayan hakları ve Şorlar’da,
sadece yeni doğan bebeği ve küçük çocukları değil,
aynı zamanda yetişkinleri de “koruyucu-melek” gibi
koruduğuna inanılan Umay Ana’nın
adındaki “Umay” kelimesi
Mısır Kıpçaklarının (Memluklar) kullandığı
doğum (plasenta) sözcüğünden aynı anlamla yeniden türeyen,
“ana karnı, bebeğin eşi (plasenta), göbek kordonu”
anlamına da gelmektedir.
Yani Türk halk kültüründe çocuğun eşi
Umay Ana ile ilişkilendirilmiştir.
Divanü Lügati’t Türk’te; Umay, kadın doğduktan sonra karnından çıkan, hokkaya benzeyen şey olarak ifade edilmiştir.
Bu eşin çocuğun yoldaşı olduğu vurgulanır.
Jean Paul Roux’ya göre plasenta “ruhun özüdür”.
Hatta Yakutlar zarar gelmesin diye plasentayı yemektedir
Dolayısı ile, göbek bağı,
plasenta yani Umay Ana ile olan münasebeti ile
oldukça önem taşımaktadır.
Umay Ana’ya bağlı olması ve ondan bir parça olması sebebiyle özenli muameleye layık görülmektedir.
Umay Ana,
çocuklarını koruyan bir varlık olarak
“parça bütüne aittir” ilkesinden hareketle de
gömüldükten sonra dahi
çocukları koruyacaktır inanışı yaygındır.
Yunan geleneğinde,
boynunda bir kordonla doğan bir bebeğin
iyi şansa ve tanrılardan özel korumaya sahip olduğu söylenir.
Bu durumda göbek bağı,
doğumda verilen bir tür ilahi zırh olarak görülür.
Atlantik’i geçip Kuzey Amerika’ya doğru hareket ettiğimizde,
ilginç bir yorum dizisi buluyoruz.
Yerli Amerikalılar gibi yerli topluluklar arasında, genellikle gelecekteki liderliğin veya güçlü karakterin
bir göstergesi olarak görülüyor.
Bazı kabile geleneklerinde bilgelik ve içgörü ile ilişkilendirilir.
Yine bazı Afrika geleneklerinde, böyle bir doğum çocuğun hayatında önemli engellerle karşılaşacağının
bir göstergesi olarak görülebilir.
Kordonun boynuna dolanması,
çocuğun özel bir kaderi
veya eşsiz ruhsal yetenekleri olduğunu gösterebilir.
Örneğin, çocuk bir şifacı, şaman veya ruhsal lider olabilir.
Umay Ana’nın olumlu türevi doğurgan Çömçe Gelin’dir.
Umay Ana’nın olumsuz türevi ise ölümcül Albastı / Al Karısı’dır.
Al Karısı olarak boyna dolanan kordon,
ölümcül
ve Çömçe Gelin olarak ise
besleyici, koruyucudur,
yani
hem hayat verendir, hem de can alandır
Nükhal kordon fenomeni,
doğumun fiziksel olduğu kadar
aynı zamanda evrenden mesajlar ve semboller taşıyabilen,
Dünya üzerindeki yolculuğumuzu anlamamıza yardımcı olabilen, son derece ruhsal bir süreç olduğunu da ima eder…
Bilim bu tür kavramları
sadece batıl inançlar olarak reddedebilirken,
inananlar için derin bir öneme sahiptirler.
