Seçenekler ve Keşkeler
Keşke sözcüğü, pişmanlık sonucu zihinsel sıkıntıların kısa bir özeti olarak algılanmaktadır. Bazı insanlar pişmanlığı olumsuz olarak dile getirirken, diğerleri bunun tam tersine inanırlar.
Genelde olumsuz olarak algılanmasına karşın pişmanlık tümüyle olumsuz değildir. Pişmanlık, yapılan bazı hatalarda bizlere bir sonraki durumda düzeltmemiz için yeni eylem planları oluşturmaya iter ve çıkan sonuçlardan bir şeyler öğrenmemizi sağlar. Böylece bize gelecekte yardımcı olacak bir fırsat oluşturur. Buna ilaveten pişmanlık, yalnızca yapılan eylemlerin sonuçları değil, o aynı zamanda yapmış olmayı istediğimiz durumlarda da ortaya çıkmaktadır.
Birçok duygudan farklıdır, çünkü acil olmaktan yoksun ve zamanla gelen sezgilerden sonra oluşma eğilimindedir. En çok tetikleyen unsurlardan biri ise seçeneklerdir. Pişmanlığın ayrıca, çok sayıda seçeneğin olduğu modern dünyanın bir işlevi olması gözden kaçırılmamalıdır. Biz ne kadar çok alternatife sahipsek, ve her bir seçeneğin bizim için anlamı ne kadar büyükse, pişmanlık duyabileceğimiz o kadar çok olasılık vardır.
Yazar Sheena Iyengar’ın bir süpermarkette yaptığı reçel deneyi seçimlere dair en güzel örneği oluşturur. Stantların birinde 24 diğerinde ise 6 farklı tat örneği vardır. Ziyaretçilerin yüzde 60 ’ı 24 tadın olduğu, yüzde 40 ’ı ise 6 farklı tadın olduğu standa ilgi duymuştur. Ancak 24 reçelin bulunduğu bankodan reçel satın alanların oranı yüzde 3 iken, diğer 6 farklı reçel standından reçel satın alanların oranı yüzde 30 olmuştur.
Çok fazla seçeneğe sahip olmak hoş ve eğlenceli gelebilir, ancak çok fazla seçenek yolculuklarınızda belli bir duraklama ve hatta bazı durumlarda yaşamdaki stresinizi arttırmanıza sebep olacaktır. Peki siz yaşantınızda çok fazla seçeneğin olmasını stresli buluyor musunuz?
Bu durumda seçeneklerinizi basitleştirmek için hangi reçellerin sayısını azaltabilirsiniz?
Gelin bunu daha farklı bir açıya taşıyalım, örnek olarak nerede ve hangi sektörde çalışacağınızı, hatta nerede yaşayacağınızı seçmek önemlidir. Seçimler özgürleştiricidir, ancak seçim süreci zorlu olabilir ve hesaba katılmayan faktörler daha sonra sizi pişmanlığa yönlendirebilir. Gelir düzeyi çekici olduğu için kalabalık ve yoğun şehir merkezinde çalışıp yaşıyor olmak çekici gelebilir, fakat daha büyük, manzaralı ve bahçeli bir evde yaşamak için şehir merkezinden uzakta yaşamayı seçebilirsiniz. Böyle bir durumda, ortalama bir kişide gününün genel olarak en hoş olmayan zaman aralığı ev ile iş arasında gidip gelmek olduğu söylenebilir. Fazladan harcanan 30 dakika bile kişiye sonradan pişmanlık duygusu yaratabilir. Bu durumda da pişmanlık seçimler altına saklanmış olabilir. Bu nedenle seçeneklerinizi ne için ve hangi amaca hizmet ettiğini bilerek seçmek önemli ve daha özgürleştiricidir.
Abraham Maslow ise herhangi bir anda 2 seçeneğe sahip olduğumuzu söylemektedir: “Gelişmek için ya ileriye doğru adım atarsınız ya da güvende kalmak için geriye doğru bir adım.”
Siz hangi amaç için hangi adımı atmaya karar veriyorsunuz?