Akıl Fikir Detoksu
Yaz yaklaşırken, detoks tarifleri havada uçuşmaya başladı. Vücudu toksinlerden arındırmak, fazla kilolardan kurtulmak; artık kış aylarında da gündemden düşmese de, yaza doğru öncelikli konular arasında yerini koruyor. Ancak çok azımızın aklında düşüncelerini arındırmak, huzurlu ve mutlu bir yaşamla aramıza giren alışkanlıklardan kurtulmak var. Bunu düşünenlerin de çok azı, ”eveeeet, ellerimizi çırpıyoruz ve artık pozitifiz” dendiğinde, köklü bir değişim olmadığını gördüğü zaman, devam edecek sabra sahip. Dolayısıyla Akıl Fikir Detoksu kümesi iyice küçülmüş durumda. Baş harflerden kısaltma yapıp, AFD desek; ilk iş olarak da ”af”la mı başlasak acaba? İşte üç adımda AFD:
1- Affet
İçsel kırgınlıklar, geçmişte yaşanan haksızlıklara duyulan öfke, karşılığını verememenin ve içe atmanın oluşturduğu baskı… Ne faydası var? Neden taşırız bunca negatifliği içimizde? Bunu bilsek de, bırakması da bir o kadar zordur.
Bazıları, mektup yazmayı önerir. Yazarken içinizi boşaltıcağınızı ve kızgın veya kırgın olduğunuz o kişilerin gölgelerinden kurtulacağınızı söylerler. Yazdıktan sonra, mektubu gönderip, göndermemek size kalmış. İsterseniz yakıp, atabilirsiniz de. Mesele bu yıkıcı duyguları artık taşımamak, geleceği, geçmişin yıkıntıları üzerine kurmamak…
Byron Katie çalışması da etkilidir. Her duruma uyarlanabilen, etkili dört soru sorar Byron Katie:
– Bu doğru mu?
– Bunun doğru olduğunu kesinlikle bilebilir misin?
– Bu düşünceye inandığın zaman, nasıl tepki veriyorsun?
– Bu düşünce olmadan nasıl biri olurdun?
Sonra suçladığınız kişi yerine kendinizi koyarak; her şeyi tersine çeviriyorsunuz. ”Ona, bana ilgi göstermediği için kızgınım” yerine; ”kendime ilgi göstermediğim için, kendime kızgınım” gibi. Bu çalışmanın şahsen faydasını gördüm. Olan her şeyin sorumluluğunu üstlenmeniz, kendi gücünüzü elinize almanızı da sağlıyor. Hiç birimiz kurban değiliz, kendi seçimlerimizin sonucu yaşıyoruz.
Linkten çalışmayla ilgili ayrıntılı bilgi alabilirsiniz: Byron Katie Çalışması
Olan her şey, sizi bugün olduğunuz kişi olmanızı sağladı; bu anlayışı kazandırdı. Kendi hatalarımızı da, diğerlerini de affetme zamanı. Size kötülük yapanlar da, davranışlarının geri dönüşlerini hayatlarında yaşamakla hükümlüler. Onlara için için kin ve nefret beslemeniz, sadece sizi zehirler. Bu zehirlerden arınmakla başlıyor detoks. Tek yapmanız gereken affetmek; kendinizi ve diğerlerini.
2- Terk et
Sözleriyle, imalarıyla, davranışlarıyla kendinizi küçük, değersiz, kötü hissettiren herkesi, dedikoduyu, alayı, zararlı alışkanlıkları ve TV dizilerini terk edin.
Enerjinizi yükseltip, içsel dengeyi yakaladığınızda; şimdi sizi güçten düşüren insanların, böyle bir etkisi kalmayacak. O zaman onlarla konuştunuz mu, konuşmadınız mı hiç fark etmez. Ancak şimdi detoks dönemi, toparlanmanız lazım. Çevrenizle mücadeleye harcayacağınız enerjiyi, kendiniz için kullanmalısınız. İsterseniz ilelebet, isterseniz bir süreliğine yolları ayırma zamanı.
3- İçsel diyaloga çeki düzen
Düşmana ne hacet, en büyük zararı çoğu zaman kendi kendimize veririz. Kendimizi güçten düşürür, şüpheli, endişeli, korkak iç sesimizi bastıramayız. İlk kimden duyduğumuzu, nasıl öyle bir yargıya vardığımızı bile hatırlamadığımız bir sürü fikirle doludur aklımız. ”Benden bir şey olmaz” deriz örneğin; biraz güldük mü, bir felaketin yakında olmasından çekiniriz anlamsız bir şekilde. Kimimiz de kendi gücünden korkar, saklar kendini. Sanki çok kötüdür de, bıraksan tüm dünyayı batırır. Akla, mantığa sığmayan böyle bir düşünce ya da kuruntunun tohumunu yakaladık mı, hemen silkelenmeliyiz. Filozof Kant’ın deyişiyle aklını kullanma cesaretini göstermeliyiz.
Çünkü; her şey düşünceden ibaret, gerisi teferruat. Güzel Mevlana’nın dediği gibi:
Kardeşim sen düşünceden ibaretsin
Geriye kalan et ve kemiksin
Gül düşünürsün , gülistan olursun
Diken düşünürsün dikenlik olursun
Mevlana
Düşüncelerini dönüştürdüğünde, hayatın da değişmeye başlıyor. Kimseyle kavga etmeye, cebelleşmeye gerek yok. Çünkü artık olaylara ve insanlara bakışın da eskisi gibi değil. Herkesi olduğu gibi kabul ediyor; o ana kadar gözüne hiç çarpmamış güzel yönlerini görebiliyorsun. Senden yayılan olumlu dalgaların diğerlerini etkilememesi de çok zor. Diyelim ki kaya gibiler, Nuh diyor, peygamber demiyorlar ve sürekli hır-gür istiyorlar. Seni fazlasıyla sakin bularak, yanında durmamayı, sana bulaşmamayı kendileri isteyecektir. Çünkü bir karşılık alamayacaklarını, alışık oldukları negatif ortamı oluşturamayacaklarını sezerler. Tam olarak, ne olduğunu da anlayamazlar, çok değiştiğini söyler ve çekip, giderler.