felsefe taşı

Levent Öztürk

Bir Nefes…

Bir Nefes…

Dağların tepesinde, ormanın içinde büyük bir sanatoryumdu getirildiği yer. Bir süredir öksürüğü çok artmıştı, evde herkes onun için seferber oluyor, ilaç ve tedavilerini aksatmaması için yardımcı oluyordu. Ama bir türlü artan bu öksürük ve durumunun kötüye gitmesini engelleyememişlerdi. Öksürük, arkasından gelen öksürük nöbetleri nefes alamama ve cihaza bağlanma seansları onu [...]

Devamı...
Karalama Defteri

Karalama Defteri

Hayata olabildiğince yakın olmak lazım, Bazen bir uçururumun dibinde , Bazen yeryüzünün çatısında Hayata yakın olmak. Bazen bir kahvenin kokusunda Bazen bir kadeh rakının yudumunda, Bazen balıkçıların sandalında, Bazen mahallede çocuklarla top peşinde, Bir otobüs durağında veya Kaçan dolmuşun peşinde Hayata yakın olmak. Bir karalama defteri Olmalı insanın. Hayatı yazmalı orada Bakmalı arasıra Okumalı Hayata yakın mıyım diye ? [...]

Devamı...
Ölümsüzlük…

Ölümsüzlük…

Gece çöktü yine sanrılar işbaşında. Tavandan sarkan lamba, plastik tabak, bardak, camın önünde demir parmaklıklar hepsi yine benimle.Kendime zarar vermemeliyim diye hep bu önlemler. İnsan niçin kendine zarar versin ki? İnsana zarar veren kafasının içindeki yabancıların konuşmaları ve onları susturmaya çalışan kendi sesi. Mutluluk nedir? Neyin peşinde koşmalısın. Hedefin ne olmalı... Ölümsüzlük. Evet klişe cevap bu. [...]

Devamı...

Çocuk muyum?

Çocuk muyum?

Yorucu ve içkili bir geceydi, uyuyamamıştı bir türlü. Sabah olmuş,güneş ışığı odasına girmeye başlamıştı Mahalle herhalde çok erken uyandı bayağı ses var aşağıda diye düşünürken büyük bir gürültüyle yataktan fırladı. [...]

Devamı...

Dalgalar…

Dalgalar…

Dalgalar kıyıya vuruyor, Güneş battı Karanlık çöktü. Ben, Dalgalar ve Dalgaların sesi Gecenin misafirleriyiz. Çok uzakta ışıklar var. Çok uzakta o ışıklar. Dalgalar çağırıyor. Korkuyorum, Çok uzaklardan geliyor dalgalar, O dalgalar beni çağırıyor. Çok uzaklarda ışıklar var, Işıklar çok uzakta. Çok uzakta o ışıklar. Çok [...]

Devamı...

Sabahın İlk Saatleri

Sabahın İlk Saatleri

Sabahın ilk saatleriydi… Gün daha uyanmamıştı.Bir kayanın üzerinde denizi seyrediyordu. Dalgalar bulunduğu kayaya , diğer kayalara , Bazen sertçe Bazen neredeyse okşayacak şekilde dokunuyordu. Zaman , mekan kavramını bir yana bırakmıştı. Deniz , Güzel, Sonsuz, Derin, Gizemli Davetkâr…. Kayanın üzerinde baktığı her [...]

Devamı...

Unutma Beni Çiçekleri

Unutma Beni Çiçekleri

Sen yoksun Günlük dozumu alamıyorum Yoksunluk belirtileri başladı Bende Üşüyorum Titriyorum Yoksun. diye bağırdı odasında. Sesi duvarlara çarpıp geri dönüyordu. Kaç zamandır kafasındaki gürültü bitmiyordu. Neden başladığını bilmediği bu sesler yüzünden iş, aile, arkadaş ne varsa [...]

Devamı...

Sevgi Neredeyse Tanrı Orada Olacak!

Sevgi Neredeyse Tanrı Orada Olacak!

Derin sessizliğin hüküm sürdüğü Karanlığın her şeyi örttüğü Yıldızsız bir gece. Tanrıya seslenişin bir kez daha Sonuçsuz kaldığı Büyük bir yoksulluk devam ediyor. Günahla daha tanışmamış Çocuklar aç. İlaçla tanışmamış Hastalar bitap, Sevgiyle hiç tanışmamış İnsanlık [...]

Devamı...

Ankara Sokaklarından

Ankara Sokaklarından

AVM'lerden kaçın. Bugün kale ve samanpazarını tavaf ettik. Pirinçhan çay 2 tl, gözleme 6 tl Yol boyu bileklikler 3 tl Hal müthiş balık ve sebze meyve, tıklım tıklım. Örneğin incir oturduğum yerde 14,90 tl [...]

Devamı...

Mahallenin dolmuşlarından yansıyanlar

Mahallenin dolmuşlarından yansıyanlar

Bir akşam dolmuşun içinden çektiğim fotoğraf eşliğinde, Not:Bunun kırmızılısı da var. - Ya ablacım afiyet olsun lahmacun yaptırmışsın ama öldük kokudan. Sana mı soracam akşam ne yiyeceğimi herif. Rahatsızlık [...]

Devamı...

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Kasım 2024
P S Ç P C C P
« Eyl    
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930  

Arşivler