Monchi yere bağdaş kurmuş, avucunun içiyle önündeki kumları düzeltiyor. Eli, uyuyan bir bebeğin teninde gezinir gibi dolaşıyor kumlarda. Ağır, ağır… – Neden o kadar ağır ve hassassın? – Her bir kum tanesiyle tanışmak için. – Mümkün mü bu? (sıcak sıcak gülerek bakıyor yüzüme, bir taraftan da eli kumların üzerinde dolaşıyor, bu bakışı biliyorum artık; içinde büyük [...]
Sunay Demircan
Herkesin bir kırılma noktası var. Uzaktan bakınca, sanki farklı farklı. Ama, aslında, hepsi aynı. Benim milletim, benim dinim, benim peygamberim, benim liderim, benim ideolojim, benim sevgilim, benim vatanım, benim keyfim, benim refahım, benim bedenim, benim çocuğum, benim mesleğim, benim şuyum, benim buyum... Bakmışsın arkadaş pamuk. Hürriyet aşkıyla yanma halinde. Seni senden iyi, senden derin dinliyor. Hoşgörünün [...]
Dışarıdan bakanlar için defineci hazine arar, para pul peşinde gibi görünür. Nitekim büyük bir bölümü böyledir de. Ama bir bölümü için amaç zengin olmak değildir. En azından benim için değil. Amaç, ne olduğu bilinmese de o hayali kurulan, o aranılan şeye kavuşmaktır. Bir anlamda o da bir hazinedir muhakkak, ama [...]
Diyelim ki, kokoreççisin. Nasıl meslek? Şahane... Tüm gece, elinde satır, önünde bir kesme tahtası, o yoğun dumanın içinde, kokoreç kokuları üstüne sine sine .... taka taka taka ... kes Allah kes.... Sordum [...]
Serbest Dalış Ezoterik gelenekte balık ve balıkçılık önemli bir semboldür ve metafor olarak kendi içinde derinliği vardır. Hem de, ciddi bir derinlik bu. Ne de olsa söz konusu canlı varlık bir [...]
“Yüz gram pastırma kadar değerin var mı?”. Olmayabilir. İnan bana, olmayabilir. Ama, ola da bilir. Bu tamamen, seni yiyene verdiğin haz ile ilgilidir. Diyelim ki, sinirli bir şeysin. Dış arasına girdin, uğraş Allah uğraş, nafile. [...]
Güçlü oldukça “iyi”, güçsüzleştikçe “kötü”. İnsanın temel denklemi bu mudur? İnsan aklının kendini en çaresiz, en sefil ve en güçsüz bulduğu durum ölümdür. Ölüm karşısında akıl, binbir şabalaklık içinde perişandır. Çünkü, [...]
Bir arkadaşım var, Rasim. Heykeltıraş Rasim. Heykel yapar. Bir elinde çekiç, bir elinde taşçı kalemi, sabah akşam tak tuk taka taka tuk tuk tuk… Geçen gün yanındaydım, “bi dön bakim şöyle” dedi, beni bir [...]
Adamın biri, bizim köyün yolunda, elinde şemsiyesi, dört günlük sakalı, bembeyaz, gür ve dağınık saçlarıyla dikiliyordu. Durduk, bindi arka koltuğa. “Ben seni tanımadım” dedi. Dedim, “ben de seni tanımadım”. Ufuk çizgisine bakıp, sustuk bir süre. Şehire [...]
Bazı kadim kültürlerde 8+1=9 formülü bulunur (aynı zamanda 9’un karesi olan 81de 8+1’dir). Burada 1, her zaman olduğu gibi bir’dir, merkez’dir yani. Merkezin çevresindeki 8 ise 4 ana yön ile [...]