Yazarlarımızdan Sunay Demircan'ın son kitabı... Kör Müdavim. "Zıddına muhtaçlık! Kendini öteki olmadan var edememek ne demekti, biliyor muyduk? Nefret ettiğinin varlığına muhtaç olmak ve bunu her an inkâr ede ede kendini inşa etmek, bu riyayı susuz yutup, hazmetmek nasıl bir utançtı? Ellerini açmış, ‘Beni acısız, beni kedersiz, beni günahsız koyma ya [...]
Sunay Demircan
Gel Hele Başa Dönelim Teyzemin Oğlu (İki nakaratın kafa kafaya verdiği grotesk sentez ve nevroz) Memlekette Bayram Sabahı: “Örümcek Adam kostümüyle çocukları sevindirmek için İzmir'den yola çıkan Ayaz Koç, Örümcek Adam kostümüyle Hatay Kaptan Paşa Camisi’nde bayram namazı kılmaya kalkınca, güvenlik güçleri tarafından yaka paça dışarı atıldı. Örümcek Adam’ın yakalanması sırasında hoca [...]
Gelenekte, sıklıkla, zıtlıklar içeren sembolik bir dille karşılaşırız. Gelin buna 'zıtlık' demeyelim, az biraz kulak tırmalıyor tabir. Siyah - beyaz, yıkıcı - yapıcı, soyut - somut, zahir - batın... Bu ikili düzeneğin içinde bir karşılıklı uyum var, dolayısıyla 'karşılıklılık' demek sanki daha yakışacak. Öyle bir karşılıklılık ki, içinde alış [...]
İtalyan düşünür Gramsci’nin “Interregnum” olarak adlandırdığı, Türkçeye “Fetret Devri” diye çevrilen bir kuramı var. Özetle diyor ki, eski dünya, taşıdığı medeniyetin anlam ve değerleriyle birlikte gitmekte, lakin yenisi bir türlü [...]
Lüme lüme lümmm... Yozlaşarak siii porla üreyen lümpeniye mantar cumhuriyetinde takımlar varlıklarını afedersin alavere ve dalavere üzerine kurarlarmış ve yozlaşma esnasında, afedersin takımları sahaya sürerlermiş. Lümpen takımları sahaya çıkınca afedersin rakibe gol [...]
Hayat bilardo oyunu gibidir, bilmem size de öyle gelir mi? Mesela, üzerinde oyunu oynayacak masaya ihtiyaç vardır. Zaman bu masa üzerine bir çuha kumaş gibi serilir, kurallar, değerler ve anlam kumaşın [...]
Bu gün Ankara Bilkent Şehir Hastanesi'ne gitmem gerekti. "Büyüktür gitme, başına bir iş gelir" dediler, dinlemedim. Arabayla bir yerden girdim, baktım levhada 'mal kabul' yazıyor, dedim "İşte bu olmalı, çoban gölgesine [...]
John Cazale deyince kimseler tanımıyor da Baba filminde, Don Carleone’nin bunalım oğlu Fredo deyince “Hah, bildim oni!” diyebiliyoruz. Evet, Fredo. İlginç bir hayatı var John’un. Sondan başlayalım, 42 yaşında [...]
Sigortam ödüyormuş, kontrol niyetiyle hastaneye gittim affedersin. Kapıyı açmamla bir pırıltı dünyasına girmiş oldum ki. Yok arkadaş böyle bir güzellik. “Yere basmayalım” dedim, “Yürü deli deli konuşma” dedi bizimki. [...]
Sahnelenen oyun, sonunda her koşulda kaybedecek olanın, kazanmak için oynadığı yanılsaması üzerine kurulmuş, paradokslarla örülü, bitmeyen bir dramdır. Süslü üniformalar, ödüller, süslü kelimeler kaybedişe karşı kırılganlığın üzerine kuşanılmış kalkandır. “Ben” [...]