Avatar
Birçoğunuz Avatar filmini görmüştür. Dünyadan giden bir araştırma gemisi bilim adamlarıyla orada araştırma yapmakta ama aslında askerler o gezgeni hegemonya altına almak istemekte ve doğal kaynaklarını sömürüp dünyaya götürmek ve orada yaşayan canlıları ise köleleştirmek istemektedir. Yani klasik senaryo, ya da üstte görünen senaryo bu.
Filmde iki önemli karakter var biri Jake diğeri Grace. Onlar gezegendeki varlıkların bedeni şeklinde yapılmış bedenlere zihinleri aktarılarak giriyorlar ve gezegendeki varlıklarla temasa geçip onlarmış gibi davranıyorlar ve tabii onlardan istenen dünyalılara gereken bilgileri iletmeleri ve o varlıkların sömürülmesine yardımcı olunması. Jake bir kötürüm asker, Grace ise bilim insanı.
Gezegendeki insansılar ise 3,5 metre boylarıyla dünya insanlarından çok daha büyükler ancak dünya insanları gibi bir medeniyetleri yok. Onlar doğayla bütünlük içinde yaşıyorlar dolayısıyla dünya insanlarına göre çok ilkeller.
Ama doğa da onlarla bütünlüğün farkında gibi filmde, o zaman ilginç düşünceler girmeye başlıyor kafanıza. Ne oluyor burada diyorsunuz ya da demelisiniz hani bu film bir bilim kurguydu, Amerikan askerleri aslan cinotri işgal etti, madenler falan dünyamızı zengin edecekti, yaşasın sömürgecilik falan olacaktı ne oldu şimdi diyorsunuz ya da demelisiniz.
Bakıyorsunuz ki gezegendeki toprak su hava, ağaçlar bu insansılarla birlik gibi davranıyor, bir tuhaflık var. Hayvanlara saçlarını bağlıyorlar ve hayvanlarla bütün oluyorlar, bu kadar da saçma bilim kurgu olmaz ki diyorsunuz.
Ama film bize galiba başka bir şeyi anlatıyor. Doğayla bütünleşmenin, sizin ondan farklı bir yapıda olmadığınızın ve doğaya karşı zarar verici davranışlarda bulunduğunuzda bunun sonucunun doğanın zarar görmesi değil, sizin zarar görmeniz olduğunu biliyorlar.
Jake ve GraceAvatar bedenine geçtiklerinde yeni bir farkındalığa ulaşmaya başlıyorlar ki filmin asıl anlatmak istediği noktaya geliyor bu noktada konu. İnsan bir üst aleme ruhunu aktarmak için ne yapmalı? Filmde Ava’yı iki farklı anlamda iki farklı mekanda görüyoruz. Biri doğanın içinde yaşam ağacı şeklinde, o gezegene hayat veren en büyük unsur halinde, bir de o gezegende ölenlerin ruhlarının toplandığı ruhsal yaşam ağacı halinde. Yani ülkü mabedi Ava, ruhların tekamüllerini tamamladıklarında gittikleri yaşam ağacının meyveleri oldukları son nokta, ya da Pink Floyd’un duvar diye tanımladığı o nokta. Hepsi aynı anlam. Gezegen doğayla bütünleşik halde, yine bir maddi alem olduğu halde bizim maddi alemimizin daha üstü bir düzeydeki bir maddi alem halinde tasvir ediliyor. Kabala’dan örnek verecek olursak Malkut’tan yola çıkanların Tifaret’e ulaşmaları hali gibi belki. O gezegendeki maddi insansılar, bize göre biraz şekil değiştirmiş, bedenen büyümüş olsalar da aynı evrimin bir devamı halindeler. Ancak içsel olarak değişmiş haldeler ve o içselliğe ulaşmak için kişinin bu dünyada yapması gereken bazı görevleri olduğu hatırlatılıyor sanki. Bu görevlerden en önemlisi iyi insan olmak. Ama iyi insan olmak şuna buna iyilik yapmak, komşunun seni sevmesi demek değil elbette. İyi insan olmak insanlık değerlerine sahip olmak demek. Aydınlandığın kadar aydınlatmak demek, nefsine hakim olmak demek ki, bu dünyadan elini ayağını çekmek demek değil. Her şeyi kararında ve usulünce yapmak demek. Gücünü kötüye kullanmamak, hırsa kapılıp tamah etmemek, iktidarını insanların üzerinde baskı unsuru olarak kullanmamak demek. Doğayla bütün olmayı öğrenmek, doğanın yasalarına saygıyla yaklaşmak, doğayla bütün olabilmek için gününü doğru bölümlemek, çalışma ve dinlenme saatleri dışında, tamamen kendi yalnızlığında kendine zaman ayırıp tefekküre dalmak, tefekkürde doğayla bütünleşmek için gerekeni yapmak demek. Doğa demek ağaç çalı çiçek değil elbette, maddi evrenimizi oluşturan fiziki koşullar dışında, bizi saran varlığından haberdar olduğumuz ama maddi olarak kanıtlayamadığımız üst alemin varlığının farkına varıp onunla bütünleşmek demek.
Filmde bize bunu Jake ve Grace karakterlerinin yapmayı başardıkları anlatılıyor. Jake artık oradaki insansılarla bütün olmuştur ve hem o hem Grace,Ava ağacının altındaki ritüele katılma hakkını da kazanmışlardır yani üst alemde birer inisiye olmuşlardır. Onlar bu kadar başarılı ruhlarken ne yazık ki Grace o dünyada ölür artık beklenti Avatar vücudunda yani üst alemde ilk tekamülünü tamamlamış olarak gözlerini açmasıdır. Ancak filmde tam olarak görmesek de bir eksikliği vardır tekamülünü tamamlayamamıştır bu yüzen ölür ancak o dünyaya ulaşamaz. Jake ise Ava’nın altında (hayat ağacı) dünyasal bedeninin ölümüyle birlikte Avatar bedenindeki bilinci o bedenin sahibi olarak gözlerini açar ve film biter. Jake artık bir üst dünyaya ulaşmıştır, gerek o insansılarla ilişkileri, gerek dünyada yaptığı çalışmalar, gerek o dünyanın doğasıyla bütünleşmesi tekamülünün gerçekleşmesini sağlamış ve yeni ama daha üst bir maddi alemde gözlerini yeni dünyasına açmıştır. Üstat James Cameron filmde bize gitmemiz gereken o zorlu yolculuğu, tekamül etmemiz için yapmamız gerekenleri büyük bir kusursuzlukla aktarıyor. Ve şu anda 4 film daha çekiyor, temaları hava, su, ateş ve toprak. Bu filmler 2’şer yıl arayla vizyona girecek ve anlaşılan bize tekamül etme yolunda elemental geçişleri nasıl yapacağımıza ilişkin anahtarları verecek.
Dilerim ki aydınlanma yolunda yatay hattı geçmeyi başarabilenler dikey hattaki yolculuklarında yeni renklerine esenlikle kavuşsunlar.