Ayna ve İyi İsmin Üstadı – Baal Şem Tov
Baal Şem Tov (İyi İsmin ustası) olarak bilinen İsrael Ben Eliezer, Doğu Avrupa’daki Musevi Sufi-Mistik(Hasidim) hareketin kurucusu ve lideridir. Ukrayna’nın güneybatısında 18.yy’da fakir bir ailenin çocuğu olarak doğmuş, küçük yaşta öksüz kalmıştır.
Baal Şem Tov’a göre, neşe ile dua etmek, Tanrı’ya mistik olarak ulaşmanın esas yoludur. Mistik öğretide, İbadethanede dua etmek yerine bireyler ve gruplarla sohbetler yaptığı söylenir .
Bağışın önemini vurgulayan Baal Şem Tov, tutsak ve esirlerin kefaletlerini toplamaya çalışmıştır. Öğretisi , ibadetle ilgili neşe, İnananların hayatlarının her anında, özellikle dua ettiklerinde özümseyebilecekleri bir davranış biçimidir.. Zamanında, nevi şahsına münhasır tavrı, iyi bir yaşam sürmek isteyen Hasidlere tarih boyunca ilham kaynağı olmuş ve olmaktadır.
Baal Şem Tov ve onun yolunu izleyen Mistik Hanedanlar ve bu Hanedanların takipçileri, genelde Baal Şem Tov’dan hikayelerle motive olmaya, kendi Mistik hareketlerinde büyük ehemmiyet vermişlerdir.
Baal Şem Tov’un Musa adında çok fukara bir talebesi varmış. Bir gün İyi İsmin Üstadı’nı ziyaret etmeye ve tavsiyesini almaya karar vermiş. Baal Şem Tov, Musa’yı mübarek kılmış. Maddi olarak iyi duruma geldiği zaman etrafındakilere sadaka vermeyi anımsamasını söylemiş.
Aradan yıllar geçmiş. Musa’nın çok zengin bir tüccar olduğu havadisi gelmiş İyi İsmin Üstadı’na. Maalesef Musa’nın sadaka verme hususunda hiçte anlayışlı olmadığı bilgisini de iletmişler Üstada.
İyi İsmin Üstadı, birkaç müridini de yanına alarak Musa’nın yaşadığı kasabaya doğru yola koyulmuştur.
Kasaba ’ya vardıkları zaman Varlıklı Musa’nın evini sormuşlardır. Ahali malikânenin yerini göstermişler. Baal Şem Tov ve Müritleri, Musa’nın evine varmışlar. Kapıdaki Musa’nın adamları Baal Şem Tov ve Müritlerini içeri almak istememişler ve göndermeye çalışmışlardır.
Son anda Musa, tesadüfen seslerini duymuş ve onu mübarek kılan Pir’ini içeri buyur etmiş.
İyi İsmin Üstadı, malikaneyi bir güzel dolaştıktan sonra, pencerenin önünde durmuş. Musa’ya sokağı görüp görmediğini sormuş. Musa gördüğüne ifade etmiş. Sokaktaki Saka Yakup, Fırıncı İlyas, Bacacı Bünyamin, Ayakkabıcı Yusuf ve diğeri var demiş.
Pekala demiş, İyi İsmin Üstadı Ben Eliezer, aynanın yanına durmuş. Bu cama baktığında bir şey görebiliyor musun diye sual etmiş. Musa, kendimi görüyorum demiş.
Bunun üzerine İyi İsmin Üstadı Ben Eliezer, Ne için diğer camdan baktığında bir sürü şahsı görebiliyorsun da, bu camdan baktığında sadece kendini görüyorsun diye sormuş.
Musa ise, bu aynadır, arka tarafına gümüş sürüldüğünde insan diğer tarafı artık görmeyip, yalnız ve yalnız kendini görür diye söylemiş.
İyi İsmin Üstadı Ben Eliezer, Asıl tüm problem budur!!! Diye Musa’nın lafını hemen kesmiş.
Azıcık bile olsa gümüşü sürdüğünde, Ademoğlu başkalarını görmeyi unutup, yalnız kendi şahsını hep görmeye başlar.
Kaynak: Baal Şem Tov’un Hikayeleri