Baba
Baba; iskele babası, mafya babası, mahallenin babası, dert babası, telli baba, şambaba, baba adam vesselam… Babalığın atfedildiği acı ve tatlı, şiddet ve şefkat içeren daha nice tanımlamalar. Durun ya… biz sadece babayız…
Baba serttir, korkulan, varlığı ile korkutulan.
Babalık neydi, ne oldu?
Baba geçmişimizde evlerde öcüden sonra en çok korkulan yaratıktı. O devirde annelerin vurduğu yerde gül biter, babalar vurdu mu kemik sesi gelirdi. Çocukların afacanlığından bıkan anneler çocukları evde daha iri kıyım duran, yorgun ve çatık kaş ile eve gelen ve kendisine biçilen bu rolden habersiz o zavallı adamcağız ile korkuturdu. O adamcağız o senenin modasına göre badem bıyıklı, pos bıyıklı, kaytan bıyıklı, sallanan bıyıklı, sakallı, kirli sakallı filan olurdu. Belki öcü bile o adamdan daha insaflıydı. Nesiller aslında annenin yüreğinden hiçte farklı duygulara sahip olmayan, sadece görüntüsü daha sertçe olan o adamcağızın dehşeti ile büyüdü. Komik olan o dehşet ile büyüyen nesillerde kopyala-yapıştır, aynı rolü üstlendi. O korkutucu rolü üstlenen ve bunu safça ve cahilce benimseyen bazı babalar öyle yetiştikleri, o role layık görüldükleri içinde savaşların, kavgaların, şiddetin kaynağı oldular. Şiddet ve sertliğe de erkekçe davranışlar yaftası asılı verdi. Tamam hormonlarımızda bizimle oynuyor ama, hormonlar akıldan önde mi?
Dünya 20. Yüzyıla girerken hızla değişti. İletişim, ifade yeteneği, toplum içinde cinslere layık görülen görev dağılımının ve rollerin yerle bir olması, eşitlik rüzgârları, psikoloji bilimi… O baba denen dehşetengiz yaratıklarında foyasını ortaya çıkardı.
Babanın kendi hikâyesi ise çoğunlukla dışarıdan bakıldığında görülmeyen, romantizm dolu, tatlı bir hikâyedir.
Baba kucağına verilen iri bir bonfile parçası büyüklüğündeki yaratığa anlamsızca bakar. Şimdi bu canlının onunla ne bağı vardır? Yumuk gözlü, buruşuk bu yaratık onun yaşamında ne gibi etkiler yaratacaktır? İlk defamı baba oluyorsunuz? Süprizzzzz… Hayatınız artık tamamen dünden farklı olacak. Bu gün artık siz o yavrunun babasısınız.
Doğumdan 45 dakika sonra kayınvalide gelir ve ‘Tıpkı bizim aileye benziyor.’ dediğinde baba dişlerini sıkar ve içinden ‘biz iskele babası mıyız, o benim çocuğum bana benzemeliydi’ diye içinden geçirir. Uzun bir süre çocuğun kime benzediği savaşı gizliden, gizliye devam eder. Taki baba kendi çocukluk resmini delil olarak ortaya fırlatana değin. Baba için çocuğun kendisine benzetilmemesi başlı başına bir travmadır. Sanki namus meselesi. Anneye benzetilmesi de kabul görür, ancak bir de dayıya, yeğene, hatta, hatta enişteye filan benzetilmesi… Ne alakası varsa?
Biz babaların jetonları hafifte köşeli olduğundan, bebiş ile ilk irtibat ancak bize ilk gülümsediğinde, yavru için anlamsız, bizim için anlamlı ilk anlamsız sesleri çıkardığında ve taaaa gözlerimizin derinliklerine baktığında başlar. Sanki o ilk bakışlarda onun ruhu ile bizim ruhumuz el, ele tutuşur. Bu hissiyatı yakalamak bizler için birkaç haftayı bulur. O anlara değin bizim için bonfile parçası olan bu yaratık bir anda canımızın biricik ve değerli parçası halini alır. Artık dünya bir yana, evlat bir yana.
Şimdi gelelim günümüzün babalarına. Evet iki nesil öncesi ile şu günkü babalar gerçekten çok farklı. Modern babanın hislerini dışa vurumu, görevleri ve sorumlulukları eski nesillerdekinden çok daha farklı. Tabi burada Modern Baba diye tanımladığımız 21. yüz yılda yalnız aile hayatıyla değil, yaşamının her adımında orta çağdan esintiler veren geriye tepmiş bireyler değil.
Modern babalar çocuk altı değiştirmeyi biliyor, o melekleri minicik küvetlerinde bıcı, bıcı yaptırmayı, mama hazırlamayı, gaz çıkartmayı ve hatta kucakta pişpişlemeyi. Günümüz babasıbebeğini 2 dakikadan fazla elinde tutmamış, erkek eline yakışmaz diye kucağında tutmasına dahi izin verilmemiş eski jenerasyonlardan oldukça farklı.
Daha ilk yaşlarda baba çocuğunun her yönden eğitimine katkıda bulunmaya başlıyor. Kız çocuğuna kötülüklerden nasıl korunacağını, erkek çocuğuna ise bir kızlara nasıl davranması gerektiği hakkında tüyolar artık babalardan çıkıyor. Çocuğuna ilk yemek yapma deneyimini çoğunlukla babalar ele alıyor. Çocukları ile müzik zevklerini paylaşma, onların hak ve özgürlüklerine saygı duyarken, bir yandan da kötüleşen, bizlerin kötüleştirdiği ve hızla Dante’nin cehennemine doğru koşan dünyamızda o minnoşların özgür ruhlu ama babanın koruması altında büyümeleri. Bu gerçekten zor zanaat. Lafta kolay gibi gözüken ancak çokta zor olan bir görev. Hem Özgür olsun, hem de kötülüklerden, aldatmalardan, zararlı ve hatta bizlerin her gün parmaklarının ucunda sallanan o zararlı alışkanlıklardan da uzak dursun.
Başarabilecek miyiz?
Modern baba artık çocukları için despot birer korku simgesi değil, arkadaş, birader ve hatta yozlaşmış Türkçemizde kanka, pampa, tompa, tampa… artık ne denirse. Yakın olalım da her sıfat kabul. Anneler ile kızları arasında ezelden beri olan arkadaşlık seli, babalar ile çocukları arasında da artık gürül, gürül akıyor. Bunun gerçek sebeplerinden biriside jenerasyonlar arası bilgi akışı farkının hızla kapanıyor olması.
Modern baba çocuğunun toplum içinde doğru kabul edilen yaşam biçimleri içinde yoluna devam etmesi için ona destek olurken, yüz yılımızda büyük önem ve değer kazanan insan hakları ve doğa bilincini çocuğuna aşılama sorumluluğunu taşıyor.Etrafta bu iyi niyetli, özgür bir çocuk yetiştirmek için çaba sarf eden modern babaya karşı dev bir kampanya, siber kirlilik, dezenformasyon, insanların yarattığı canavar ve şimdi insanların, kendi yavrularını korumaya çalıştığı bin bir tehlike. Baba evlatlarını tüm bu kötülüklerden ve kötü davranışlardan uzak tutmaya çalışmasına karşın yasaklayamayacağı, her an ulaşılabilir, her an el altında, her an beyin yıkamak için can atan dev siber dünya ile babaların savaşı. Reyting uğruna gençlerin psikolojisini yok sayan diziler, ciro uğruna kötülerin bile galip geldiği canavar senaryolar. Modern babamı, yoksa rakibi kötülüklerin efendilerimi? Galibin kim olacağı ise işte bu modern babaların çocukları yetişip de dünyada sorumluluk yüklendikleri zaman ortaya çıkacak.
Yeni çocuklar azımsanmayacak bilgi zenginliğine sahipler, eksik olan yaşanmışlıklar. O henüz yaşanmamışlık onları zora sokan. Biz babalar onların doğruları yaşamaları sorumluluğunu omuzlarımızda taşıyoruz. Bu bilgi zenginliği ile siber kirliliği ayırt edebilmeyi başarırlarsa dünya güzele gidecek. Ama ya ayırt edemezlerse… O zaman dünyanın yanında Dante’nin cehennemi cennet kalacak.
Ben uzun yıllardır her yeni doğan çocuğun ailesine hep aynı dileği iletirim; Çocuklarımız vatana, millete, insanlığa hayırlı evlatlar olsun.
Veeee sevgili babacığım, modern babaların ilk öncülerinden olduğun için sana teşekkür ederim.