Bağımsızlaşmak
Hayatınızdakiler layık olduklarınız değil diye düşünüyor olabilirsiniz.
Ve doğru da olabilir, daha fazlası hep mümkün.
Ama etrafınızdakilerle ortak bir lıyakat var, ve bunun dışına çıkamazsınız.
Siz daha fazlasını hak ediyor olsanız da, olanlar, ortak lıyakata göre, ve bu sınırlara tabi.
Zincirdeki en zayıf halka, ortak sinerjiyi belirler.
Bu yüzden secret, kuantum, olumlu düşünce filan yalan.
Olan, bütün paydaşların onayına bağlı.
Ve iki seçeneğiniz var.
Ya o ortak alandan çıkarsınız, ki kolay yol budur.
Lıyakatınız, ve varsa sadakatiniz çerçevesinde, dua, niyaz, niyet filan, etrafınızdakilerden bağımsız taleplerde bulunursunuz.
Yalnızsınızdır, ama talepleriniz, diğerlerinden etkilenmez.
Ve gerçekleşme ihtimalleri artar.
Ama gerçekleşirlerse, eski etrafınızı bunlardan yararlandıramazsınız.
İkinci seçenekte, ortak alandaki paydaşları ikna etmeniz gerekir.
Zor bir yoldur, çünkü, herkesin ayrı bilinçaltı programları da var.
Hepsi bunlardan arınacak filan.
Hepsinin çok çalışması gerekecek.
Bence hiç denemeyin, çok zor bir yol.
Esas yol şunu söyler.
Lıyakat nedir?
Hak ettiğini düşündüğün ödüller için mi iyi biri oldun?
Korktuğun cezalar için mi iyi biri olmak istedin?
İyi biri olunca, senden başka kim seni cezalardan koruyup, ödüller verebilir?
Ve devam eder.
Sadakat nedir?
Tutarlılıkla daha büyük ödüller kazanacağını mı umdun?
Değişim ve dönüşüm yollarını kapatarak, gelişebileceğini mi sandın?
Takip ettiklerin, o ödülleri gerçekten kazandılar mı?
Ve en önemlisi, sadık olmak sabit olmak demek, böyle mi ölmek istiyorsun?
Ödül peşinde bir yaşam çok acıklı.
Lıyakat ve sadakat peşinde, birilerinin çizdiği kulvarlara, sizin ölçülerinizden bağımsız olarak biçtikleri kıyafetlere, ve nelerden şüphelenmemeniz gerektiğine dair koydukları sınırlara sığamazsınız.
Ama ödüller için sığmaya çalışır, ve size dar gelen bir hayatı sürdürürsünüz.
Ve cezadan korkan bir yaşam daha da acıklı.
Bir zamanlar ve bir yerde, bugün ve buradaki bütün doğrularımız yanlıştı, bir zamanlar ve bir yerde, bugün ve buradaki bütün yanlışlarımız doğruydu.
O zaman hangi yanlışlar kim tarafından cezalandırılabilir?
Ceza varsa, sadece vicdanınıza ait, ve bundan korkmak doğru, ama sadece bundan korkun.
Pekiyi, hayatınızdakileri gerçekten hak ettiniz mi?
Hayır.
Ama etrafınızdakilerle bu konularda mutabık kaldınız.
Hep beraber, bu deneyimlerden öğrenmeyi seçtiniz.
Herkes aynı düzeyde öğrenemeyecek, ama ortak seçim buydu, bu deneyimlerdi.
O yüzden, şikayet etmeyin.
Olan, ortak seçiminiz.
Memnun değilseniz, çevrenizi değiştirin, ve bağımsız ama yalnız olacağınızı bildiğiniz seçimlere geçin.
Çevrenizden memnunsanız, o zaman değişecek bir şey yok, bunu kabul edip, başka formüller arayın.
Hak ettiklerimizi, bize sadece vicdanımız ve ruhumuz verir.
Vicdanınız ve ruhunuz temiz olsun.
Ama eğer etrafınızdan bağımsızlaşmazsınız, hak ettiklerinizi alabilmeniz için, onların da vicdanlarının ve ruhlarının temiz olması lazım.
Yine de bağımsızlaşmak daha net bir yol.
Hangisini seçerseniz seçin, dilerim öyle olsun…