Belki de minnettar kalacağız?
Doğmuşum bir nisan günü. Baharla başlayan, peki bu uzun bir yolculuğa hazır mıyım.? Bilmiyorum.
Bu yolculuk zaman zaman iniş çıkışlı bazen çukur bazen engebelerle doluama hepsi hayatın içinden. Üzüldüğümde oldu üzdüğümde. Eğer bir hatam olmuşsa peşinen özür dilerim. Bunların tümü yaşadığım hayata dair. Ağlayarak ters yüz başladığın bu yolda kıçına atılan tokatı hiç unutma. Sevinen hatta gülen ebeveynlerin yakınların hep gülse keşke… Yeter ki beşikteki gülüş kaybolmasın.:)
Tarih boyu yaşanmış salgınlar, insanların doğa konusundaki düşüncesini de değiştirdi. Bir zamanlar saygı duyulan doğa, artık korkulan ve mücadele edilmesi gereken bir düşmana dönüştü. Bilim adamları, hekimler, ekonomistler ve kâşifler yüzyıllardır kendilerini, insanlığın gelişmesini engelleyecek doğal güçleri yok etmeye ya da zayıflatmaya adadılar. İnsan soyu demiryolları, barajlar, motorlar, antibiyotikler ve atom bombaları vasıtasıyla doğayla savaştı durdu. Bugün, doğaya karşı bu savaşı veren insanlar, nükleer kış, küresel ısınma ve çevre kirliliği gibi tehditlerle yüzleşmek zorunda. Ancak, bizi bu karanlık günlere getiren modern düşüncenin tohumları, 1348 yılının kıtlık ve hastalık günlerinde fareler ve pirelerle atılmıştı. Böylece, insan faaliyetlerinin anormal durumlar yaratmadaki becerisi bir daha kendisini göstermiş oldu.
Bu güngelinen durum vedünyayınereyseelegeçiripbiçarebırakan covit-19 virüsünün21yüzyıldakomploteorileriüretenlerden, baskıcırejimyanlılarınakadarkimsenin netbircevapbulabileceğinisanmıyorum.
Sanat, hayatataklaattırmayı sever amakimiolaylarvedönemlervardırki, sanatıngücünüaşanbirmanevrayaparhayat. İnsanhep “hayatınanlamı ne, amacı ne?” sorusununpeşinedüşer.Şuandahayatbizedahasertbirsorusoruyorsanırım: “İnsanınanlamı ne, amacı ne?”
Bu durumdan çıkışımız nasıl olur bilemem ama çıktığımızda dünyanın “aynı dünya” olmayacağı aşikar. İnsan sosyal bir canlı ama bu süreçten sonra aynı sosyal davranış kalıplarını devam ettiremeyeceğiz belli. Şöyle ifade edeyim ; sana “her şey geçti, salgın bitti, virüs yenildi, sokağa çıkın ve yaşamınıza devam edin” deseler bile, aynı şekilde davranmaya devam edebilecek miyiz? Yolda birini gördüğünde sarılacak mısın, öpecek misin yanaklarından, kalabalık bir yerde kendini rahat hissedecek misin? Pek sanmıyorum. Artık bütünüyle kuşkudayız, tedirginiz. Açıkçası bireysel olarak alınabilecek dersler değil de, büyük oluşumların alacağı dersleri daha çok merak ediyorum. Küresel ekonominin öğüten dişlileri ve onu döndüren mihraklar ne yapacak..?
Belki de 4. Sanayi devrimin sonudur bu. Yeni bir dijital düzen, yeni bir sanal para ve çiplenen insan hemde doğarken tokatı yediği yerden. Bu duruma gün gelir minnettar bile kalabiliriz belki..?