Bilmek ihtiyacı ve Yolculuk
“Mesele cahillerin çokluğu değil, sorun yeni cahillerin oluşması için hummalı çalışma yapanlardır.” Anooshirvan Miandji
Her insanı değil sadece “İnsan”ı düştüğü girdaptan tekrar yukarı yükseltecek olan onun bilmeye olan ihtiyacıdır…
Surlu Maksimus şöyle diyor: “Zamandan ve ebediyetten ve varlığın akışından… Daha yüce olan Tanrı, hiçbir yasa koyucu tarafından isimlendirilemez, hiçbir ses tarafından söylenemez, hiçbir göz tarafından görülemez. Fakat O’nun özünü idrakten aciz olan bizler, seslerin, isimlerin, resimlerin, dövülmüş altının, gümüşün, bitkilerin, ırmakların ve dağ zirvelerinin yardımından yararlanıyoruz çünkü O’nun bilgisine susuyoruz”.
Kahraman’ın yolu, başkalarının içindeki güzelliği ve daha da zoru kendi içinizdeki güzelliği görmeyi başarmanın yoludur…
Bu yol değer, kültür, yaşam tarzı, ahlak dayatmanın; inanç, örf, gelenek pazarlayıp zorlamanın yolu değildir.
Size neyin, nasıl yapılmasını dikte eden özgürlüğünüzün üzerine yıkılmış “Bu budur”cu bir yol hiç değildir…
Kendini geliştiremeyip geçmişi ile övünmenin yolu da değildir…
Kişiye özgüdür…
Cevaplardan çok soruların önemli olduğu yoldur…
Ölçülülük ve Dengedir!
“Gerçeğin kendisinden çok, gerçeği ararken edinilen erdem önemlidir.” der Albert Einstein.
Yolcu, her şeyin ilk mabedin, öz kutsallığın yansıması olduğunu ve suyun kaynaktan uzaklaştıkça bulandığını bilir.
Bilir ki bu pis suda ve bataklıkta çamurdan inançlar üretilir!
O, kutsallar pazarlamaz, bir başka insana biat etmez, kutsallar pazarlanmasına karşı aklı kullanmayı önerir!
“Ben ne Müslümanım, ne Hristiyanım, ne Museviyim, ne Budistim, ne Ateistim, ne de… Her şeyin bir ve tek olduğunun, kaynağın da öz olduğunun çoktandır farkındayım. Ne Zahir tek başına yeter yaşamı anlamaya, ne de Batın. Asıl olan hepsi “Bir”…” diyor Aret Vartanyan.
Her insan yolculuğunda kaynakta olanı mikro ölçekte yansıtır.
İçindeki karanlığı mı yoksa aydınlığı mı beslemek tercihi ise kişiye kalmıştır…
Yolcu madde bataklığında ruhunu arayan, varlığının sesini duymaya çabalayan, bilgiye susayan “İnsan”dır.
Biz de neyi arıyorsak O’yuzdur ve bu arayış bir plandan diğerine; bir yılandan diğerine sonsuza kadar sürecektir…
Platon sorar: “– Bilgisizlik neden kötüdür?” diye…
Cevabı Üstad kendisi şöyle verir: “– Cahil kişi güzellikten, iyilikten, akıldan yoksunken; hepsini kendisine toplamış sanır da ondan…”