Bireyin Otorite ile Kavgası
İnsanoğlu var olduğu günden bugüne üç güçle;
1-DOĞA,
2-KENDİSİ,
3-İKTİDAR GÜCÜNÜ ELİNDE TUTAN İNSANLAR(HEM CİSMANİ, HEM RUHANİ OTORİTE) İLE
hep kavga halindedir.
1- Doğa ile verilen kavga bilim tarihini oluşturur.
Bu kavga sonucu, insanoğlu çok kazanımlar elde etmiş ve etmektedir. Örneklersek;
“Ateşin bulunuşundan tutun, tekerleğin yapımı, yazının bulunuşu, buhar gücü, aşılar, ilaçlar, aydınlanmak, uçmak, uzaya gitmek gibi!..”
2- İnsanın kendisi ile olan kavgası da, insanın mükemmellik tarihini oluşturur.
İnsanoğlunun kendisiyle verdiği kavgada hedefi; daha mükemmel, daha bilgili, daha sevgi dolu, daha hoş görülü, daha yücelmiş insan olabilmektir. İşte, insanoğlu yüzyıllardır süren yaşamı içinde, bu tanıma uyan insana varabilmek için çaba harcamış ve bu yolda da büyük kazanımlar elde etmiş ve etmektedir. Örneklersek;
“Bugünün insanı İlkçağ insanı değildir, psikolojik olarak daha sağlam, daha zeki olmak gibi!..”
3- İktidar gücünü elinde tutan kimi zaman CİSMANİ OTORİTE ve kimi zaman RUHANİ OTORİTE dediğimiz insanlara karşı verilen kavga ise “İNSAN HAKLARI TARİHİNİ” oluşturur.
Bu kavganın sonucu olarak da, insanoğlu çok kazanımlar elde etmiş ve etmektedir. Örneklersek;
“Yaşama hakkı, eşitlik ilkesi, mülkiyet hakkı, bireyin güvenliği yani yargı kararı olmadan tutuklanamaması, savunma hakkı, mutluluğu arama hakkı, düşünme ve düşündüğünü söyleyebilme hakkı, örgütlenme hakkı, ücretsiz eğitim ve öğrenim hakkı, yıllık izin hakkı, çalışma saatlerinin sınırlandırılması, asgari ücret, sosyal güvence, ücretsiz sağlık hizmetlerinden faydalanma hakkı, temiz çevrede yaşama hakkı, aldanmadan mal satın alma hakkı, ücretsiz bilişim hakkı” gibi!..
Yukarıda örnek olarak saydığım; “İnsan haklarının siyasi iktidar tarafından kabul edilmesi ve bireyin bu hakları kullanabilme özgürlüğünü kazanımı ve korunması ve olanaklarının bireye sağlanması” öyle kolay olmamıştır.
Bugün, Çağdaş Bildirilerde ve Çağdaş Anayasa’larda yer alan “Temel Hak ve Özgürlükler” ile “Sosyal Hak ve Özgürlükler” o metinlere gözyaşı dökülerek, işkence çekilerek, bireyin canı ve kanı pahasına yazdırılmıştır.
Yani, “ Anayasa kitapçığı; insanın otoriteye karşı vazgeçilmez haklarını, otoritenin asla kısıtlayamayacağı haklarını gösterir!”
Bunu daha iyi anlayabilmek için sizi 4 Temmuz 1776 tarihli Amerikan Anayasasının 4. Maddesine ve 1779 Fransız Anayasası 8. Maddesine götüreceğim!!!
• 4 Temmuz 1776 tarihli Amerikan Anayasasının 4. Maddesi:
“Şu gerçekleri kendiliklerinden doğru sayıyoruz; bütün insanlar eşit yaratılmıştır. Yaratan, her insana kimsenin elinden alamayacağı bir takım haklar bağışlamıştır. Yaşamak, Özgürlük, Mutluluğu Arama bu haklardandır.
Yönetimler, bu hakların korunması için insanlarca kurulmuştur. Eğer, bir iktidar bu hakları korumuyorsa ona başkaldırmak yurttaşlara tanınmış bir doğal haktır.”
• 1779 Fransız Anayasası 8. Maddesi:
“Her siyasî birleşmenin amacı, Temel İnsan Hakları’nın korunmasıdır. Sadece insanın Temel Hakları vardır. Toplumun kendisine özel bir amacı olamaz. Devlet yurttaşlarının mutluluğunu sağlayacak bir oluşumdur. Yönetenler için tek amaç Birey ve onun Mutluluğudur.
Özgürlük… Mülkiyet…. Kişi Güvenliği…. Ve Baskıya karşı Direnme insanın Temel Haklarıdır……….. v.s…..”
“İnsan amaçtır.
Devlet, Din. Felsefe insanın mutlu olması için araçlardır!.” Mevlana
İnsanlık tarihinde; varlık sebebi insan olan pek çok oluşumu yönetenlerin “Amacı Araç ve Oluşumu Amaç” yaptığı da bir acı gerçektir!..
Tarih; “Devlet, Din, Tarikat, Cemaat, Dernek v.s. gibi kurumları “Amaç”, İnsanı “Araç” gören anlayışın, bunu savunanları katılığa, acımasızlığa, hoş görüsüzlüğe, tutuculuğa götürdüğünün” tanığıdır!..
O halde, her oluşumun amacının “İnsan = Birey” olması lazım geldiğinin hiç unutulmaması ve unutturulmaması için her insana görev düşmektedir!..
İnsan için bunun teminatı;
• “DEVLET REJİMİNİ GÖSTEREN ANAYASA’DA KUVVETLER AYRILIĞI İLKESİNİN OLMASIDIR!”
• “EGEMENLİĞİN ERKLERİ OLAN YASAMA ERKİ; YÜRÜTME ERKİ; YARGI ERKLERİNİ bir kişi veya bir grup elinde toplamamalıyız.”
Nokta!!!