Çamurdan bir Hikaye
Hiç arkadaşı yoktu,çok huysuz ve bir o kadar da zeki bir çocuktu.Bütün gün evinin penceresinden etrafı seyreder,çeşitli hayaller kurarak kendine bir dünya yaratırdı. Ara sıra balkona çıkar,toprağın kokusunu içine çekerdi,ama yine de pencere onun için daha farklıydı. Camlarda ki demir parmaklıklar ve içeri de olması güven veriyordu.
Bir sabah çok şidettli bir yağmur başladı,tufan dedikleri bu olsa gerekti.Her yerden sular akıyor ,bahçe küçük bir göl halinde görülüyordu. Sular ,sürüklediği çamurlar korkunçtu. Saatler süren ve hiç bitmeyecekmiş gibi duran yağmur sonunda durdu. Sonra sanki iki güneş birden çıktı ,ortalık bir anda kurudu.Balkona çıktı tam köşede bir su birikintisi kalmıştı ,nadir yaptığı birşeyi yaparak aşağıya indi.
Su birikintisinden kocaman bir çamur alarak ona şekil vermeye,bir insan figürü yapmaya başladı. Figür bittiğinde su da aksini gördü ve yanına bir arkadaş yapmaya karar verdi. Figürü biraz küçülterek çamuru onun gövdesinden aldı. Sanki yerdeki birikintiden alırsa arkadaşı olmaz gibi gelmişti.Şimdi elinde bir değil iki figür olmuştu. Bir kadın bir erkek.
İşte tam bu sırada nefret ettiği mahallenin en çirkin ,en yaramaz kız çocuğu tepesinde belirdi.Ne yapıyorsun diye sordu. Defol git buradan pis şeytan diye bağırdı. Şeytan kelimesini duyan kız çok sinirlendi,su birikintisine elini daldırıp kocaman bir çamur parçası alarak kaçmaya başladı. Kaçarken de ”Ben de kendi insanlarımı yapayım da gör gününü ”dedi.
Çok sinirlenmişti,şurada bir köşede kendi dünyasını kendi hayallerini kurmuşken, pis şeytan şimdi sanki o çamur parçasını alarak hayallerinin içine girmişti. Lanet olsun diyerek elindeki iki figürü suyun içine fırlattı ve ”sizi artık istemiyorum gidin onun dünyasına ,onun elinin değdiği su kirlenmiştir” dedi.
Kızgınlıkla çamuru, suyu tekmeledi ve tekrar penceresinin önüne çekilerek
meyvesini yemeye başladı.