Kitap yakmak insan öldürmeye denkse, her ihtilal döneminde başa bir şey gelmesin diye evdeki kitapları yakmak bir tür meşru müdafaa olarak yorumlanabilir. Kütüphanecilik Haftanız kutlu olsun! Yakın bir zamanda bir dostumla kitap mezatına giderken konuşuyoruz. Babasının bir arkadaşının Yılmaz Güney’in hapishane arkadaşı olduğunu anlatıyor. Kader kurbanı olan bu arkadaş, bir ziyaret [...]
Spor sonrası eve gelirken gözünün önünde lezzetli yemekler geziniyordu. O kadar acıkmıştı ki yemeğinin yapılmasını bile bekleyebilecek gibi değildi. Önce tüm malzemeleri mutfak tezgahının üstüne çıkarttı. Bugün Kültür Mantarı yapacaktı kendi usulünce... Mantarları yıkamak üzere paketlerinden çıkarırken mutfakta bir kuru kalabalık gürültüsü belirdi. Nerden geldiğini anlamadığı bu sesler dışarıdan mı [...]
Tarih boyunca, krallar büyük ölçüde güçlerini, sorgulanamaz ve daha yüce bir kuvvetten almışlardır. Bu yüzden, yaptıkları her türlü hareketin nedenine ilişkin sorgulamalara karşı verilecek cevap çok daha kolay olmuştur. Kimi zaman sorgulanmaları da mümkün olmamıştır tabi. Zaten gücü elinde tutanın gücünü daha büyük bir yerden alıyor olması kadar güven kırıcı [...]
“Dünyanın, kendi yansıman olduğunun farkına vardığında ondan özgür olursun.” Stefano E. D'Anna Klasik bir söylem olan: “eller gider aya, biz yaya” söylemi maalesef şark kurnazlığının egemen olduğu tüm balçık topraklarda her [...]
Bir avuç kuru toprak koydu önce, Ardından biraz su... Toprak ile su bir süre aynı kapta hareketsiz kaldılar. Su, işleyemedi toprağa; Toprak birleşemedi suyla bir anda... Toprak biliyordu ki; Su [...]
1 Mayıs’ın Resmi Öyküsü; • Osmanlı Devleti döneminde işçi örgütlenmesinin en gelişmiş olduğu yer Selanik'ti ve 1911 yılında burada tütün, liman ve pamuk işçileri, 1 Mayıs gösterisi düzenleyerek bu günü kutladılar. • 1912 yılında [...]
Noel tatili dolayısıyla Kopenhag sokaklarında in cin top oynadığından, programımda ani bir değişiklik yaparak İsveç’e gitmeye karar verdim. Böylece hem günümü geçirecek, hem ülke değiştirecek, hem de Kopenhag - Malmö [...]
İstanbullu baharın geldiğini üç çiçek ile idrak eder: Papatya, Erguvan, Lâle... Papatya iddiasız, mütevazidir; kırlarda, bayırlarda açar, her bakan göz görmez. Toplayana bedava, alana çok ucuz olduğu için sevgiliye filan maazallah götürülmez. Erguvan [...]
1986. 18 yaşındayım. Erdal Öz "Gülünün Solduğu Akşam"ı yayınlamış. Deniz'ler, Yusuf'lar, Hüseyin'ler. Hikayeleri ve idamları. O zamanlar günde en az bir kitap okuyordum.. Ama o gün başka kitap okumak istemedim. Çok etkilenmiştim. Babam kitabı nasıl bulduğumu sordu. İdealleri [...]