Bir ağaç ne kadar uluysa, kökleri o kadar derindedir... Sıfır noktasıdır yeryüzü... Ne kadar yükseleceksen o oranda köklenmen gerek; varolabilmek için... Yaşamın görünen yüzüdür yeryüzünde olmak. Dışarıdan görünen kısmıdır bedenin; yaşamın... Ne rüzgarlar, ne fırtınalar, ne depremler olur/olacaktır yeryüzünde... Durmak ve yıkılmamaktır yaşamı sürdüren; devam ettiren. O yüzdendir ki iyi [...]
“Benim içimde benim bile varlığından haberdar olmadığım bir yere dokundun, ya sonra.. Nerede olduğunu bildiğim halde kayıplardayım. Artık sen ben olsan, ben de sen. Girsen hayatıma gecikmeden ya da belki de girdin..” Ben bir Akrep kadınıyım, yükselenim de akrep. Burçlar hakkında çok bilgisi olan biri her ne kadar olmasam da kendi [...]
Ne biçim şeyiz biz! Artık güvenmek diye bir şey yok hayatımızda. Her şey aldatmak, kandırmak ve yalan üzerine kurulu. Farkında mısınız, ne kadar büyük korkularımız var. Ne kadar çok korkuyoruz! Komşumuza bile güvenmiyoruz artık. Muhtara da güvenmiyoruz. (“Acaba göze girmek için bana iftira eder mi?”) “Kendisini bilen, yanlışı olmayanın korkacak bir şeyi de [...]
Ben çocukken, yuvarlak bir topum vardı, dünya şeklinde, üzerinde dünya haritası olan. 3 katlı apartman dairemizin bahçesinde, çiçeklerin ortasında üst kat komşumuzun kızıyla, o topun git gellerinde dünyayı dolaşırdım. Bizim [...]
"1840 yılı Manchester, İngiltere'de erkekler için ortalama ölüm yaşı 38, tacirler için 20 ve vasıfsız işçiler için 17 idi. 1860'larda, Sheffield'da daha yüksek sınıflı insanlar yaklaşık 50 yıl yaşıyorken, daha [...]
Beni olduğum gibi sever misin? Hırçınlıklarımla, sessizliğimle, gürültümle, korkularımla, yalnızlığımla, beni ben yapan her şey ve geçmişimle olduğum gibi, her şeyimle... Ben de en az senin kadar yaralı, öfkeliyim belki [...]
Toplumu yönlendiren “arızalı” seçkin azınlık ile şimdiki zamanda yaşayan kütlenin arasındaki uçurumu kapatmak “ortak” bir sorun değil. Kütle evin şımarık çocukları; arızalı seçkin ise “yük”ü tek başına sırtlayan! Siz hangi [...]
hani bazen dokunsan kahkahalarla gülecek gibi olursun, ki ortada hiç bir şey de yoktur, elle tutulur... dokunan da şaşırır, sen de gözyaşları içinde, karın kasılmaları arasında düşünürsün; "nasıl oldu bu duygu patlaması" diye??? [...]
“Önce yokluk veya boşluktan bir beden oluşur. İçine üflenen nefesle ruh ve beden bağlantı kurar. Böylelikle beden içindeki ruhsal yolculuk başlar. Ardından zamanı gelince ruh bedenden ayrılır ve sonra yeniden [...]