Dün alışveriş yaptığım markette insanın doymak bilmeyen tamahının ve arsızlığının cinnet geçirdiği bir gündü... Biraz ilerimde hazırlanmış, tartılmış, fiyat etiketi de konmuş zeytinyağlı dolmaların olduğu bölüme hunharca saldıran bir yaşlıca hanımefendi görevlinin gözlerinin içerisine baka baka bu paketten bir tanesini almak için kutuyu açtı, parmak içeri dürtme metodu ile bir [...]
Bizim Charles geldi geçenlerde. Bilen bilir, hani şu geçen yıl birlikte bir Anadolu düğününe gittiğimiz, "abi siz toptan çakmasınız" diyen Fransız delikanlı. Samsun havaalanında oturduk, çay-kahve içip, uçak bekliyoruz. Baktık mekânın bir duvarı ham halde (kaba beton ve paslı demirler), diğer duvar ahşap kaplı. Koltukların bir bölümü deri, bir bölümü kumaş. Önümüzde bir çam ağacı, [...]
Istanbul'a gideceğim, Ankara Esenboğa Havaalanında uçuş tarifelerini gösteren ekranda biniş kapıma bakıyorum. İki temiz yüzlü (sakalsız yani) ve kedersiz delikanlı yaklaştı, Antep uçağına baktılar. "Anaaa la baqhsağa kırqh dakka gecikme varmış" dedi [...]
Bizim Selim geldi. "Sen o kuzu gözünü gerçekten yedin mi?" Yemedim tabii, zaten öyle bir yemek de yok, ama yazıyı kapuska üstüne kursak, etki yerlerde sürünür. "Etki nedir?" Alışkanlıkların insanı kendinden alması. "Yani?" Insan aslında alışkanlıkların [...]
Şubat ayının son günüydü. Muş havaalanında memurluğa başladım. Müdür bey "kayıp eşya bölümü şefi oldun" dediğinde pek sevindim, memurluğun ilk günü 'şef' olmak ... Rabbim "yürü ya kulum" dedi, yürüyelim. Bina içinde, salonun bir [...]