Değişim için kendinizden kurtulun
Bir akşam evde yalnız başına televizyon seyrederken televizyonun ekranında
”Birazdan hayatınız bir film şeridi gibi gözünüzün önünden geçmeye başlayacak ve elinizdeki kumandanın tuşları
O anları bir daha yaşasam
Şimdi ki aklım olsaydı
şeklinde dizayn edilen sadece iki tuş ”
olacak diye bir yazı geçse ,ışıklar kapansa ve seyretmeye başlasanız.Acaba kaç kere ilk tuşa kaç kere ikinci tuşa basardınız olayların akışına göre …
Şimdi burada okumayı bırakın .Evet evet bırakın ve biraz düşünün isterseniz.Sonra iyice olayları düşündükten sonra yani bir kaç saniye,dakika,saat,gün ,hafta ,ay … süre tamamiyle size bağlı olacak tekrar okumaya kaldığınız yerden başlayın.
Aslında görmeseniz bile elinizde bu kumanda hep var.Stefano D’anna der ki: ” Düş ,var olan en gerçek şeydir.Atomlarda en uzak galaksilere kadar gördüklerimiz,görmediklerimiz,dokunduklarımız ,dokunamadıklarımız her biri düşlerimizin yansımasından başka birşey değildir.Kendini değiştirmek ilk önce kendinden kurtulmaktır.Daha üstün bir seviyede doğabilmen için ,daha aşağı bir seviyede ölmen gerek”
Evet sancılı bir süreç ama o kumanda elimizde olduğu sürece bir üçüncü tuşun varlığı da bizim elimizdedir.
Başımıza gelen herşeyin kaynağı yine biziz.Bunu anladığımız zaman değiştirilemeyecek hiç bir olay kalmıyor,o halde 3.tuş ile televizyonu yeniden açıp ona hükmetmeye başlayabiliriz.
Hegel’e göre canlı felsefe karşıtların fesefesidir.Çiçek meyvenin ortaya çıkmasına yol açar,ama meyvenin ortaya çıkması için de ,çiçeğin ortadan kalkması gereklidir.Demek ki üremenin gerçeği hem çiçek hem meyve olmaktır.Ölüm hem ortadan kaldırmadır,hem yeniden doğuşu sağlayan koşuldur.
Kendinizi değiştirmek için kendinizden kurtulun…