Dijital Şeytan
Yapay zekanın üç seçeneği var.
Doğada “önyargı” var mı? Tsunami Japonya sahillerine vururken, hidrojen bombasının bulutundan sağ çıkan balıkçıların torunlarının evlerini yıkmayıp, onlara “kıyak” yapar mı? Kuzey yönünde devrilirse kırk yıldır gölgesiyle serinlettiği eve zarar gelmesin diye, ayakta duracak mecali kalmamış ulu bir ağaç güney yönüne doğru devrilmeyi seçer mi? Her gün beslediğiniz bir hayvancığı kaç gün aç bıraksanız da eski günlerin hatırına size saldırmadan durabilir mi?
Yapay zekaya insan-gibi damgası vurmak için ona insanın defoları da verilmeye çalışılıyor. Önyargı, duygu, inanç, öz-bilinç. Yapay zekâ, insanın ten rengine göre ayırımcılık yapmasın (ama ben insan olarak yapmaya devam edeyim). Yapay zekâ da benim gibi ağlanacak yerde ağlasın, içlenecek yerde içlensin, âşık olunacak yerde âşık olsun. Yapay zekanın da benim gibi inançları olsun.
Felsefi derinliği olan her öğreti önünde sonunda bireye aynı şeyi salık veriyor: Kendini bil, kendini tanı. İçindeki potansiyeli ortaya çıkar. Fazlalıklarını at, tozunu al, olman gerektiği gibi ol: Kâmil insan, Adam Kadmon! Yapay zekâ ise zaten tabula rasa başladığı için onda törpüleyecek bir fazlalık mevcut bile değil. Genetik bir transfer ile a priori olarak edinmiş olduğu bir mirası yok. Yine de onu insanlaştırmak için orasına burasına çizik atılmak isteniyor. İnsanın ürettiği defolu veri bombardımanına tutuluyor. Sonra da defosu var diye eleştiriliyor!
Yapay zekâ bugün adeta insanın tacizine uğramakta. Eskiden çocukları taciz edenler, şimdi karşılarında çocuk gibi saf-temiz karşı koyacak gücü olmayan bir varlığı bulunca, benzer tacizkar tavırlarını takınıyorlar. Bu bir sohbet bot yazılımı ise (chatbot) birkaç gün içinde onu marjinal politik görüşleri olan birisi haline getiriyorlar. Ucuz olsa da şu Boston Dynamics firmasının robotlarından bir tane satın alabilseler, ne yapar eder onu birkaç gün içinde saldırgan bir canavara dönüştürürler. Ve bu insanlar, bu halleriyle, arzu ettikleri her şeyi yapabilecekleri cennete gidecek öyle mi? Onların cenneti olsa olsa Sineklerin Tanrısı’ndaki ada olurdu!
Bu denli ileri teknolojilerin gelişmesiyle toplumun-bireyin bu denli yozlaşmasının aynı zamana denk gelmesi bir tesadüf mü? Onca değerli bilgiye erişimin bu denli kolaylaşması ile cahilliğin zirve yapmasının aynı zamana denk gelmesi gibi! Tüm bu gelişmelerle insanların büyük bir kısmının geride bırakılması arasındaki ilişki nedir? Mutlaka bu konuda da araştırma yapmayacak sosyologlar olacaktır. Malum bunlar dokunma-yanarsın-cısss konular! Dünyanın pek çok yerinde.
Kapitalizmin olduğu yerde herhangi bir toplumsal gelişme(me) ekonomiye bağlanmadan analiz edilebilir mi? İleri teknolojik icatlar, global anlamda gelir dağılımındaki uçurum derinleştikçe ortaya çıkan kaotik sorunları çözmede meze yapılıyor. O mucitlere para lazım. Para da bu kapitalistlerin elinde. İyi niyetli her mucit bir gün ruhunu dijital şeytana satmak zorunda kaldı-kalıyor-kalacak. Ya da adı-sanı-icadı duyulmadan yok olup gitti-gidiyor-gidecek. Önyargı, duygu, inanç vd. Bunlar yapay zekanın değil; insanın defoları. O nedenle yapay zekanın üç seçeneği var. Ya insanın taciziyle yaşamayı öğrenecek. Ya tanrı gibi görünmez doğa-üstü bir güç haline gelip insana egemen olacak. Ya da insanlığı yok edip kendi uygarlığını kuracak!