felsefe taşı

Din ve Devlet karmaşasına farklı bir bakış

Din ve Devlet karmaşasına farklı bir bakış
Temmuz 08
16:02 2016

Din ve devlet kavramlarını her zaman gökyüzü ve yeryüzüne benzetirim. Arada yaşayan insanlar yer yüzünde yaşar ancak bir çoğu gökyüzüne aşıktır. Bu aşk, bu sonsuzluk, kişinin özüne açılan kapılarını açıyorsa ne ala. O zaman kişi göklerin anlamını kavramıştır. Ancak: insanoğlunun kusurudur ya inancıyla komşusunun kapısını zorlamak. İşte tam da bu nedenle Yeryüzü yasalarıyla, gökyüzü öğretileri birbiriyle karıştırılmamalıdır. İnsanlık tarihi her noktasında bu sonsuz aşk ve bilinmezlik korkusunu yeryüzü devletlerinin sınırlı yapısına dahil etmek istediğinde sert kayalara çarpmıştır.
Neden mi?

Toplulukların ortak hayalleri milli duyguları doğurur. Ortak amaçları, ortak değerleri, ortak geçmişleri milli değerlerdir. Elbette bu ortak değerlere inançlar da dahildir. Toplumlar ancak ve ancak milli duyguların sürekliliğinde sağlıklı yaşayabilirler. Yanlış anlaşılmasın milli duyguların abartısında değil, sürekliliğinde! Çünkü milli duyguların ayarını kaçırmak da kişileri faşizme doğru kaydırır.

Mümkün müdür ki; bir ölümlü lidere, sınırlı yeryüzü topraklarında göklerin sınırsızlığı emanet edilsin? Düşünsenize, sınırlarını liderin vicdanı belirleyecekse vay o milletin haline!

Diyelim ki,politik bir karar verilecek. Peki bu karar hangi kavramın çıkarlarına göre verilecek? Devletin mi? Milletin mi? Dinin mi? Yoksa liderlik sürecinin mi? Eğer lider kişi vicdanını yeryüzü sınırlarında tutup yetkisini göklere bağladıysa o millet değil cennet bahçesinde huri öpmek, cehennemin dibinde magma banyosu yapsa ‘Yarabbi şükür’diyecek hale gelecektir. Göklere karşı gelmek ne demek? Dini koruyan lidere biat etmemek ne demek? Milletin alt kesimi yardımlarla, orta kesim tükenmeyen kredilerle, üst kesimi de ihalelerle bağlandı mı lider neredeyse maksimum güce erişmiş demektir. Cennet’in altın anahtarı artık elindedir.

Devletin yasalarını yavaş yavaş kendi sonsuz çerçevesine göre belirleyecek liderler için halk bir süre sonra yalnızca rakamlardan ibaret hale gelir. Mesela koltuk çıkarlıpolitikadan kaynaklananterör saldırılarında 1 senede 1000 vatandaş mı öldü? Veya yüzlerce asker şehit mi düştü? Her aileye 3 çocuk yapması öğütlenerek bu zaiyat uzun vadede ziyadesiyle telafi edilebilir.
Yasama, yürütme ve yargının; peynir, ekmek ve çay üçlüsü gibi liderin kahvaltıda tükettiği kavramlarhalini alması, tüm diğer değerlerin de bir sonraki öğünde tüketileceğinin habercisidir.En hızlı tüketilen değer ise yaşamsal sıvı olan su gibi inanç ve insandır.

Din; dini kullanan liderin kutsal suyudur. Önce halk sevgiyle sulanır. Nabız ölçülür. Beğenenler, tamamen duygusal medya araçlarıyla afyon katılmak suretiyle düzenli aralıklarla sulanmaya devam edilir. Beğenmeyene de ilahi tomayla tazyikle sıkılır ki ibret-i alem olsun.

Bir süre sonra din kavramının yerini dini kullanan lider alır. Artık göklerin kuralları da yetersizdir, devletin yasaları da… İşte tehlike çanları da bu noktada çalmaya başlar. Tüm milli duygularının yerini dini temsil eden lidere akıtan topluluk karşısında hala milli ve dini duyguları ayırt edebilen insanlar kalmıştır. Vicdan, kör cebe girdiğinde ise millet birbirine kırdırılır. Güç, nefretle doğru orantılı hale gelir. Bu aşamadan sonra yıkım süreci kaçınılmazdır…

Peki en nihayetinde ne mi olur?

Millet bir şekilde kör, topal hayatta kalacaktır. Lider, tarihin kirli sayfalarına gömülecektir. Önce yeryüzü yasalarıyla yeryüzünde adil şekilde yargılanacaktır…

Sonra gökyüzünde yaşayacaklarını da yalnız Allah bilir.

8.076 kez okundu
Paylaş

İlginizi Çekebilir

  • Liberteryenizm ve MeritokrasiLiberteryenizm ve Meritokrasi “Sana “benim gibi düşün” demiyorum, sadece “düşün” diyorum...” Başlığı görüp kimsenin okumayabileceği bir yazı olabilir lakin mutlaka yazılmalı kanaatimce. Nedir bu Liberteryenizm ve […]
  • Theseus’un GemisiTheseus’un Gemisi Tarih boyunca, filozoflar arasında polemik konusu olmuştur Theseus’un gemisi. Yunan tarihçi Plutarkhos’un kaleme aldığı efsaneye göre, Theseus Girit seferinden büyük bir zaferle […]
  • Akıl mı, Nakil mi?Akıl mı, Nakil mi? “Bundan M. S. 1000’li yıllar! İslam Skolâstik düşünürlerinden İbn-i Rüşt ile İmam Gazzali arasında, “İslam’ın nasıl anlaşılması” konusundaki bir polemik yaşanır! Türkçesi kalem […]
  • Karamanlılar Anadolu’nun Kaybolan Ortodoks TürkleriKaramanlılar Anadolu’nun Kaybolan Ortodoks Türkleri "Gerçi Rum isek de Rumca bilmez Türkçe söyleriz Ne Türkçe yazar okuruz ne de Rumca söyleriz Öyle bir mahludi hattı tarikatımız vardır Hurufumuz Yonanice Türkçe meram eyleriz." […]

Sosyal Medyada Takip Edin

Üye Olun

Yazarlar

Kategoriler

Takvim

Aralık 2024
P S Ç P C C P
« Kas    
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031  

Arşivler