Dokunulmazlık Oyunu
Televizyonda izlemeye değer bir film arıyorum. Büyük hata! Doğal olarak bulamıyorum tabii…
Eee, ben dizi de izlemem. Oradan zaten tüm ana kanalları eliyorum. Elimde kumanda, önümde çay zappinge devam…
Çıktı mı yine Survivor? Bilmeyenler için söylemeliyim ki “survive” ın türkçesi hayatta kalmak. Yani sevgili yarışmacılarımız hayatta kalma savaşı vereceklermiş. Çok ilginç… Adada bomba yok, terör yok neyin hayatta kalma savaşıymış bu anlayamadım. Neyse izlemeye devam… Yarışma felsefesini anlamam lazım. Merak ediyorum…
Yarışmacıların karnıaç, kokonat (hindistan cevizi) yiyorlar devamlı. Vah, vah! Bizim halk iyi bilir kokonatın tadını. Fakir meyvesidir kokonat. Makarna ağacının yanında yetişir. Acıdım gariban yarışmacılara… Eminim tüm duyarlı halkımız da üzülüyordur hallerine. Bu arada işletmeci zekam hızlı bir hesap yapıyor. Hindistan cevizinin Türkiye’de marketlerde fiyatı ortalama 7 veya 8 tl. 4 kişilik bir ailenin günlük yalnızca Survivor kokonatı ile beslenmeleri halinde 4x8x30=960 TL gibi bir “Survivor sınırı” ortaya çıkıyor. Böyle çok afilli bir isim oldu değil mi? Açlık sınırı değil! Survivor sınırı…
Araya reklamlar giriyor. Alt yazı geçiyor. Sınırda Kilis’e bomba düşmüş. Ölü de varmış. Haber kanallarını mı açsam acaba? Ama dur canım daha dokunulmazlık oyunu var! Peki, biraz daha izleyeyim bari…
Yarışmalar, ödüller, yarışmacılar arası haksızlıklar derken dokunulmazlık oyunu başlıyor. Sanırım bir hayat memat meselesi olmalı bu. Acayip anlamlı bir oyun. Acun, meclis başkanı misali kürsüde heyecanla konuşuyor.Sanki ‘Laiklik anayasadan kalksın.’ Diyecek gibi bir hali var. Neyse ki adadaki ağaçlar özgürlükten şikayetçi değil…
Düdük çalıyor… Oyun başlıyor! Herkes ekran başında. Reytingler tavan! Çok heyecanlı! Düşünsenize: dokunulmaz olan takıma 1 hafta boyunca halk dokunamıyormuş. 1 hafta boyunca dokunulmaz oluyor adamlar. Ali Ağaoğlu’nun Ferrari’siyle bir tur atmak gibi ezik ama uçuk bir his olsa gerek bu…
Dokunulmazlık diyorum… Aynı milletvekilleri gibi. Ama sadece bir tur dokunulmazlık… Sanırım işin en keyifli kısmı yarışmacıların kendi aralarında varoşça kavga edebilme lüksüne sahip oluşları. Bu konuda milletvekillerinin eline su dökemezler ama…
Oyun sona yaklaşmışken yine bir reklam arası başlıyor…
Bu kez, daha sonra dönmek üzere kanalı geçiveriyorum. O da ne? Bir Bruce Lee filmi. Rahmetli ne de başarılı atlayıp zıplıyormuş. 5 dakika Bruce Lee’nin sanatını izledikten sonra filminancak sonuna yetiştiğimi anlayıp, üzülerek bu kanalı da geçiyorum…
Bir haber kanalı çıkıyor karşıma. Yok artık! HDP’li vekiller ile AKP’li vekiller arasında yine olay olmuş. Niye mi? Önceki kavgayı tartışırken kavga çıkmış… Üzülerek söylemeliyim ki Survivor bile daha elit bir program. Kavga görüntüler gerçekten Bruce Lee’ninn kemiklerini sızlatacak cinsten. Koskoca vekil masanın üzerinden atlıyor, yumruk, tekme, tokat her yol serbest… Sanatını icra ediyor hepsi yine…
Çaresizce Survivor’a dönüyorum. En nihayetinde yarışma bitiyor… Birileri bir tur dokunulmazlık hakkı kazanıyor. Halkım mutlu, mesut yatağına giriyor yine…
Yarın bombalar hangi şehirde patlar? Kaç çocuk istismara uğrar? Kaç şehit verilir? Ve bu gece kaç kadın cinayete kurban gider?
Hoşçakalın Survivorlar… Haftaya kadar hayatta kalabilmeniz dileğiyle…