Ekinoks
Ay ile Güneşin bir araya geldikleri dönem olarak düşünülen Ekinoks dönemleri, Gün-Ay eşitliği, hem Bahar Bayramı/ Yeni Kün /Yeni Gün / Çıl pazı / Çanı Kün / Şagaa / Isıah / Gündönümü /Ergenekon
hem de ‘ Kün- Ay Sembolü’ ile ilişkilidir.
Nitekim bu sembol bayrağımızda da hilal şeklindeki Ay ve yıldız şeklindeki Güneş ile temsil edilmiştir ve binlerce yıl öncesinden kalan kurganlarda görüldüğü gibi on binlerce yıllık Göbeklitepe kalıntılarında da bulunarak Anadolu’nun anayurt olduğunun yanı sıra,
Sümer medeniyetinden kalan izlerde de açıkça görülerek
Sümerler ve Göbeklitepe yapısı ile Proto-Türk kültürel ilişkisini sergilemektedir.
‘Yeniden doğuş’u ifade eden bu sembol
yine “yeni yılın başlangıcı, yenilik, coşku, canlanma, uyanma, dirilme”
gibi nitelikleriyle
günümüze bütün bir Türk dünyasının
ortak kültür mirası olarak intikal etmeyi başarmış
ve benim en çok benimsediğim adı ile
‘Ergenekon Bayramı’ ile de ritüele yansımıştır.
Gerçek kültürümüzün
doğa ile muhteşem harmonisini ortaya koyan
ve dolayısıyla insanı,
içinde yaşadığı tabiatın bir parçası olarak
kabul ettiklerini gösteren
biz Türklerde,
insan ruhu da dönen varlıklar arasındadır
(Türkçe ifadesiyle özût erkliği yorugh idi
-ruhlar kuvveti ile hareket halinde)
ve Yer-sub kültümüze göre de,
her canlı;
insanlar, hayvanlar, bitkiler,
birbirine ruhsal alemde bağlı olduğundan
birbirleriyle başka bir boyutta
iletişim halindedir.
“‘Ergene’nin manası ‘bir dağın kemeri’,
‘kon’un manası ‘dik’tir;
orası dağın kırı (dağın en yüksek yeri) idi.”
Nitekim Ergenekon Destanı da
bir bakıma,
Göktürklerin doğuş destanı idi.
Ve aslen de
gerek Türk dünyasında,
gerekse Anadolu’daki örnekler incelendiğinde
özündeki sevgi, kardeşlik ve yardımlaşma ilkelerinin
temel prensibini oluşturduğu
bu bayram geleneğini
herhangi bir meşrep veya mezheple ilişkilendirmek de
doğru değildir.
Tarihi İslâmiyet’ten çok öncelere giden bu gelenek,
bir dinin bayramı değildir zira…
Türk dünyasında
birçok sebebe bağlanarak
birçok isimle kutlanan
ve çok farklı inançlara sahip Türklerde
çoğu dini öğretiyle ilişkilendirilen bu bayram,
ortak bir kültürel tavra dönüşmüş,
fakat hep Şamanlık kalıntısı ile sürdürülmüştür.
Behçet Kemal Çağlar tarafından kaleme alınan
Ergenekon isimli piyeste de
Millî Mücadele ile
arasındaki benzer bir ilişki ifade edilen
Ergenekonda ,
Ergenekon Destanında kendini bulan
__“Varoluş ve Diriliş günü”
Toprağın kış mevsiminde yattığı
ölüm uykusundan kalkması (….) ,
gibi anlamları ile o kadar manidardır ki…
‘Türk’ün bayramı’ için
Kazaklardaki şu temenni ile
benden herkese ;
“Jasın kuttı bolsın,. Ömir janın uzak bolsın,. Ulus baktı bolsun”
Yaşın kutlu olsun,
Ömrün bereketli olsun,
Ulus mutlu olsun
ve bence de
“Yeniden doğuş” olsun.