Eleos Restaurant – Beyoğlu
İstanbul’un eşsiz manzaralarından birine sahip olan Eleos’a çok sevdiğim ve damak zevkine çok güvendiğim bir dostumun tavsiyesi ile gittim. Eleos’un İstanbul’un en iyi Grek mutfağına sahip mekanlarından biri olduğunu söylemişti tavsiye eden dostum, gerçekten de Eleos’da tattığımız lezzetler bunu doğruladı. Eleos, ilk olarak Yeşilköy’de faaliyete geçmiş, ardından 2010 yılında Tünel’de Hıdivyal Palas’ın 2. katındaki şubesini açmış. Girişi çok albenili olmasa da kapıdan girdiğiniz anda Sizi karşılayan mavi beyaz dekorasyon ve muhteşem boğaz manzarası ile Kız Kulesi Sizi büyülüyor. Hele bir de dolunay olduğu gecelerden birinde giderseniz manzaranın tadına doyulmayacağını düşünüyorum.
Eleos yaklaşık yüz kişilik kapasiteli oldukça şirin dekorasyonu olan bir işletme. Bu sempatik mekanın önünde yaklaşık 30 kişilik bir teras var. Kapıdan girdiğiniz anda kendinizi çok rahat hissedeceğiniz bir yere geldiğiniz izlenimine kapılıyorsunuz. Güler yüzlü servis personellerinin yanı sıra mekanda rahat ve şık dekorasyonunda bunda büyük rolü olduğunu düşünüyorum.
Masanıza oturur oturmaz bir meyhane geleneği olarak meze tepsisi masaya geliyor. Eleos’da Grek ve Ege mutfağı ağırlıklı olan bol çeşitli bu meze tepsisinden tercihinizi yapıyorsunuz. Tavsiyem balık yemek istiyorsanız çok fazla meze siparişi vermeyin ve biraz da ara sıcaklara yer ayırın.
Rakı sofrasının olmazsa olmazı beyaz peyniri gayet kaliteli ve lezzetliydi…
Ama bunun yanı sıra pek çok farklı lezzeti test etme şansımız oldu.
Ben önce ceviz, kurutulmuş domates, tulum peyniri, sarımsak, kimyon ve pul biber kullanılarak hazırlanmış acısı yerinde olan tulumakiyi önereceğim. Benim damak zevkime oldukça hitap eden bir lezzet. Özellikle kızarmış ekmeğin üzerine biraz zeytinyağ damlatıp tulumakiyi sürüp yemenizi tavsiye ediyorum.
Eleos’un şefleri tarafından yorumlanan Ege mutfağının en özel lezzeti kabak çiçeği dolması hem pişirilme kıvamı hem de iç harcı ile etkileyici bir lezzete sahipti. Aynı şekilde her yerde iyisini yiyemeyeceğiniz favanın lezzeti de takdire şayandı. Tahmin ediyorum pişirirken içine yeşil elma koymuşlardı Rum mutfak kültüründe olan ve favaya inanılmaz bir lezzet katan bu pişirme yöntemini kullandıklarına eminim. Ahtapot salatası bir sahil kasabasındaki kadar taze ve lezzetliydi. Pişirilme kıvamı, yumuşaklığı ve hafifliği ile etkileyici olduğunu söylemeliyim.
Deniz börülcesi de tam kıvamında haşlanmış olduğunu ve sarımsağının da tam kıvamında olduğunu belirtmeliyim. Ayrıca tadı baktığım köpoğlu da pek çok yerde yediğimden daha lezzetliydi, sanırım işin sırrı yoğurda katılan sarımsağın oranında yatıyor. Her yerde bulamayacağınız körili yengeç salatası gerçekten etkileyici bir lezzet. Beklemediğim şekilde bu mezede kullanılan köri yengecin yumuşak ve lezzetli etine inanılmaz bir lezzet katmış ve uyum sağlamış. Ayrıca kullanılan kapari de bu lezzeti pekiştirmiş.
Sırada geleneksel bir Ermeni mezesi olan topik var. Kolay kolay her yerde bulamayacağınız ve ustası giderek azaldığı için bulduğunuzda da iyisini zor bulacağınız bu özel lezzeti Eleos’un şefi mükemmel yorumlamış. Eleos’ta tattığım harcı hem çok lezzetli hem de bol olan topiğe hayran kaldığımı söylemeliyim.
Eleos’ta tattığım bir başka özel lezzette midyeli lahana sarma. Zetinyağlı lahana sarmayı çok sevmeme rağmen midyeli olan bu özel lezzetin beni çok etkilediğini belirtmek istiyorum. Midyenin lahanaya bu kadar yakışacağı kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Bir kez daha şefi kutluyorum.
Bu kadar mezeden sonra sırada ara sıcaklar var. Ben tattığım ara sıcakların tamamını beğendim. İlk olarak kabak kızartma masaya geldi. İyi ve temiz yağda kızartıldığı hemen belli olan hiç yağ çekmemiş çıtır çıtır kabakların üzerine serpilen dereotunun ferah bir lezzet kattığını söyleyebilirim. Kabak kızartmayı isteğinize bağlı olarak sarımsaklı ya da sarımsaksız yoğurt ile servis ediyorlar.
Ardından tereyağlı ve mantarlı karides geldi masaya… Malzemeden kaçılmadığını servis edilen güvece baktığınızda görmenizin yanı sıra buram buram kokan tereyağından da anlayabiliyorsunuz.
Kalamar tavanında tadına baktık. Hiç yağ çekmeden tam kıvamında kızartılmış kalamarlar gerçekten çok lezzetliydi. Ancak yanında servis edilen ve geleneksel usullerde yapılmış olan tarator da kalamarın lezzetine lezzet kattı.
Ara sıcak olarak aldığımız ama istediğinde ana yemek olarak da servis edilebileceğini düşündüğüm mantarlı dil kavurmayı da çok beğendim. Zaten dil balığını çok severim ama bu şekilde yapılan kavurmasını ilk kez denedim. İçine irice doğranarak konan soğanın mükemmel bir tamamlayıcı lezzet olarak öne çıktığını özellikle belirtmek istiyorum.
Ara sıcaklardan sonra balığımızı sipariş verdik. Ama Eleos‘ta salatalarında etkileyici derecede güzel hazırlandığını masaya geldiğinde gördük. Ege mutfağının olmazsa olmazı olan salata burada da hak ettiği değere layık olarak hazırlanıyor ve servis ediliyor.
Mevsiminde balık yemeye özen gösteren biri olarak lüfer ızgara siparişi vermiştim. Servis edilen balığın sunumu ve lezzeti pek çok balık lokantasını gölgede bırakacak düzeydi. Özellikle balık tam kıvamında içi sulu sulu ızgara edilmiş, pek çok yerde olduğu gibi derisi çizilerek içi kurumamıştı. Şefin ellerine sağlık…
Balık üzerine tatlı yemesek olmaz ama ağır bir şey yemeyelim dedik ve dondurmalı irmik helvası siparişi verdik. Güzel ve hafif bir tatlı yedik ama ben bu kadar güzel ve özel lezzet tattığım Eleos’da daha farklı bir yorum ile servis edileceğini düşünmüştüm. Bu nedenle sıradan ve alışılagelmiş standart bir tatlı ile karşılaşınca şaşırdığımı söylemeliyim. Ancak tatlı ile birlikte gelen ve garsonumuzun ikramı olan meyve kovası ile yanındaki likörlerin sunum şekli büyük beğenimi kazandı.
Eleos gelenleri manzarası, özel lezzetleri, samimi ve ferah ortamı ile etkileyen bir mekan…
Ancak yeri sınırlı olduğu için Eleos’a mutlaka rezervasyon yaptırarak gitmenizi öneririm…
Adres: İstiklal Cad. No:231 Hıdivyal Palas Kat:2 Tünel – Beyoğlu / İstanbul
Tel: 0212 244 90 90 / 91
www.eleosrestaurant.com